21.05.2020 - 07:33 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dünyayı etkisi altına alan corona virüs krizi nedeniyle bir süredir karantinada olan binlerce İngiliz, şimdiye dek yılın en sıcak günü olan 20 Mayıs günü, güneşlenmek için plajlara akın etti. Ülkenin dört bir yanından gelen arabalara doluşan güneş ve deniz severler, henüz salgın sone ermeden bu kadar rahatladıkları ve sosyal mesafeye önem vermedikleri için tepki aldı.
Devon ve Cornwall Polisi, trafiğin 'son derece yoğun' olduğunu ve memurların, iki kilometre uzunluğundaki sahil boyunca otomobillerdeki corona virüs önlemlerini denetlemeye çalıştığını ve kalabalığa yetişmekte zorlandığını bildirdi. Bazı trafik görevlilerinin ceza yazacak biletlerinin bittiği bile bildirildi.
Devon'daki Braunton yakınlarındaki Saunton Sands plaj otoparkının yoğunluğu için 'Ağustos kalabalığı gibi görünüyor' yorumu yapıldı. Plajın yakınındaki Woolacombe'de ise uzun ve şok edici trafik kuyruklarının bulunduğu aktarıldı.
Northampton'dan gelen 23 yaşındaki Sorrell Vince, Preston'lı Bethany Heatley'den, İngiltere'nin Tynemouth şehrindeki Cullercoats Plajı'nda güneşin tadını çıkaranlar arasındaydı. Termometreler 28 dereceyi gösterirken 20 Mayıs 2020 Çarşamba günü Owen Humphreys tarafından çekilen bu fotoğraf, yılın en sıcak günü olarak kayıtlara geçti.
Özellikle Avrupa'da normalleşme süreci için ciddi adımlar atılmaya başlamışken, Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) Başkanı Doktor Andrea Ammon, Avrupa'nın ikinci bir corona virüs dalgasına hazırlanması gerektiği uyarısında bulundu.
İngiliz Guardian gazetesine konuşan Ammon, "Bana göre asıl soru, ikinci dalganın ne zaman başlayacağı ve ne kadar büyük olacağı" dedi. ECDC, Avrupa Birliği üyesi ülkelere, Covid-19 dahil, bulaşıcı hastalıklardan korunma konusunda danışmanlık veriyor.
Doktor Andrea Ammon, ikinci bir corona virüs dalgasının, uzak bir teori olmadığını söyledi:
"Virüsün özelliklerine, ülkelerdeki bağışıklık oranlarına baktığımda - ki bu yüzde 2 ila yüzde 14 arasında ve çok da iç açıcı değil, bu hâlâ toplumun yüzde 85, yüzde 90 oranında virüs riskine açık olduğunu gösteriyor - virüs etrafımızda, Ocak ve Şubat'ta olduğundan daha fazla dolaşımda…" diyen Ammon, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kıyamet tablosu çizmek istemiyorum ama gerçekçi olmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Tamamen rahatlamamız gereken bir zamanda değiliz...
"Özellikle şimdi (enfeksiyon oranının) düştüğü açık olunca, insanlar sorunun bittiğini düşünüyor. Ama bitmedi, kesinlikle bitmedi."
Doktor Andrea Ammon, Mayıs ayı başında yaptığı açıklamada ise Polonya hariç diğer Avrupa ülkelerinin corona virüs salgınında zirve noktasına ulaştıklarını söylemişti.
Ammon, ECDC'nin 26 Ocak'ta Avrupa ülkelerine, sağlık sistemlerini, özellikle de yoğun bakım ünitesi kapasitelerini artırmaları uyarısında bulunduğunu belirterek, "Bence (hükümetler) durumu yeterince ciddiye almadı" dedi.
ECDC Başkanı, Avrupa'da Covid-19'un yayılmasında Mart'ın ilk haftası Alpler'den kayak tatilinden dönen ailelerin merkezi bir rol oynadıklarını söyledi.
Ammon, "Avrupa'da önlemler daha erken alınsaydı, can kaybı sayısı azaltılabilir miydi?"sorusuna ise şu yanıtı verdi: "İnanıyorum ki, bu önlemleri daha önce alsaydık, mümkün olabilirdi, ama… bu önlemler çok katı, o kadar tecrübe etmediğimiz bir durum ki, bence maalesef İtalya'nın kuzeyindeki durumun herkese bunların gerekli olduğunu göstermesi gerekti."
Ammon yaz tatiline çıkmayı düşünse de tatil planlaması yapanları da uyardı:"Tatil seçenekleri olsa ve bir yerlere gitseler bile, geçen yılki gibi olmayacağına hazırlıklı olmalarını söylüyoruz. Bu aşamada gidersiniz, 'Ellerinizi yıkarsınız ve bir sorun çıkmaz' diyemiyoruz. Mesafenizi korumanız gerekiyor. Önlemlerin alınması lazım."
Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 20 Mayıs itibarıyla son 24 saatte dünyada tespit edilen corona virüs vaka sayısının 106 bin olduğunu açıkladı. Dünya Sağlık Örgütü bunun, şu ana kadar gözlenen en yüksek günlük sayı olduğunu duyurdu.
Corona virüs kaynaklı Covid-19 hastalarının sayısındaki artış hızı yavaşlamış ve kısıtlamalar kaldırılmaya başlanmış olsa da, alınan önlemler birçok yerde sürüyor.
Avrupa'da sokağa çıkma kısıtlamaları hafifletilmeye başlandı. Bazı ülkelerde barlar ve restoranlar yeniden açıldı.
ECDC ise 27 AB ülkesinin yanı sıra İngiltere, Norveç, İzlanda ve Liechtenstein'da da bulaşıcı hastalıklara karşı verilen mücadeleyi izliyor ve bu ülkelerin hükümetlerine danışmanlık veriyor.
AB kurumu Pazartesi günü, sorumlu olduğu bölgede 1,2 milyon teyitli corona virüs vakası olduğunu ve 136 bin 347 kişinin virüsün neden olduğu Covid-19 hastalığı sonucu hayatını kaybettiğini vurguladı.
ECDC'nin son verilerine göre Avrupa'da Covid-19 hastalığı sonucu en fazla kişinin hayatını kaybettiği ülke 35 bin 341 ölümle İngiltere. İngiltere'yi 32 bin 169 ölüm ile İtalya ve 28 bin 22 ölüm ile Fransa izliyor.
Öte yandan geçmişte yapılan araştırmalar, corona virüs ailesine bağlı virüslerin oda sıcaklığındaki bir suyun içinde 12 saate kadar yaşadığını ortaya koymuştu.
Ayrıca, bilim insanları, corona virüsün kanalizasyonla deniz, nehir ve göllere taşınabileceği uyarısı yapmıştı. Bununla birlikte, virüsün sudan bulaşma ihtimalinin çok düşük olduğu belirtiliyor.
Arizona Üniversitesi Su ve Enerji Sürdürülebilir Teknolojiler Merkezi'nin Direktörü Dr. Ian Papper, virüsün yüzmeyle bulaşabileceğine dair herhangi bir bulgu olmadığını söyledi.
ABC'ye konuşan Papper, "Covid-19'un su yoluyla bulaşma olasılığının çok düşük olduğunu tahmin ediyoruz" dedi.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) de, internet sitesinde yayımladığı bilgi notunda virüsün havuz, spa, hamam gibi ortamlardan bulaştığına dair herhangi bir kanıt olmadığını belirtti.
CDC'den yapılan açıklamada, "Covid-19 hastalığının ortaya çıkmasına neden olan virüsün, havuz, sıcak jakuzi, spa veya su oyunları alanlarından insanlara bulaşabileceğine dair herhangi bir kanıt bulunmuyor. Uygun işletme ve klor ve bromin maddeleri kullanılarak yapılan dezenfektan gibi uygun bakımlarla, bu tesislerde suyun içindeki virüsün de etkisiz hale getirilmesi gerekiyor" denildi.
Bilim insanları, virüs parçacıklarının suyu kirletebileceğini ancak deniz, okyanus gibi geniş su alanlarında bu miktarın önemsenmeyecek kadar düşük olacağını vurguluyor.
İspanya'da Bilimsel Araştırmalar Üst Konseyi (CSIC), denizde çözülme olması ve yoğun tuz bulunmasının virüsü etkisiz kılabileceğini belirtti.
CSIC konuyla ilgili araştırması hakkında yaptığı açıklamada, "Denizde çözülme ve tuz miktarının yüksek olması, virüs yükünün azalması ve böylece etkisiz hale gelmesine katkıda bulunan unsurlar gibi görünüyor" dedi.
Havuz söz konusu olduğunda ise klor gibi dezenfektan maddelerin virüsü etkisi hale getirdiği ifade ediliyor. Havuz suyu kalitesiyle ilgili çalışmalar yapan İngiltere Havuz Suyu Değerlendirme ve Danışma Grubu (PWTAG), salgın sırasında yüzmenin güvenli olup olmadığıyla ilgili İngiltere Kamu Sağlığı değerlendirmeler yaptığını açıkladı.
Bilim insanlarını üzerinde hemfikir olduğu bir diğer konu da corona virüsün sudan bulaşma ihtimali düşük olsa da, deniz ve havuz gibi ortak kullanım alanlarında tedbirin elden bırakılmaması gerektiği yönünde.
CSIC, deniz ve havuza giren kişilere virüsün bulaşma riskinin sudan değil, diğer her ortak alanda olduğu gibi, enfekte kişilerin öksürmesi ya da hapşırması ile etrafa saçılan parçacıklardan kaynaklandığını belirtiyor.
İngiltere'de PWTAG, kişisel hijyen önlemlerinin elden bırakılmaması gerektiğini vurguladı. PSWTAG, "Havuzlara girmeden önce ve girdikten sonra duş alınması unutulmamalı ve aynı zamanda enfeksiyon riskini azaltmak için diğer başka kamusal alanlarda alınan hijyenik önlemler plaj ve havuz başı gibi ortamlarda da uygulanmalı" dedi.