05.06.2020 - 14:38 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
46 yaşındaki Siyahi Amerikalı George Floyd, dolandırıcılık şüphesiyle Minneapolis'te polisler tarafından gözaltına alınırken, bir polisin uzun süre ensesine diziyle basması nedeniyle hayatını kaybetmişti. Floyd'un polis şiddeti nedeniyle öldürülmesi ülke çapında protestolara neden olmuştu. Şimdiyse Trump'ın paylaştığı mektuptaki şoke edici ifadeler büyük tartışma yarattı.
ABD Başkanı Donald Trump, Pazartesi akşamı Beyaz Saray yakınlarındaki bir parktan zorla dağılan barışçıl protestoculara "terörist" olarak atıfta bulunan bir mektup paylaştı.
Trump, birkaç saat önce Twitter hesabından paylaştığı mektup hakkında, "Saygın emekli asker ve yıldız avukat John Dowd'un bu mektubunun Amerikan halkının ilgisini çekeceğini düşündüm. Okuyun!" yorumunda bulundu.
Kıdemli avukat ve Trump'ın eski avukatı John Dowd'un mektubu, eski Savunma Bakanı James Mattis'e hitap ediyor ve Mattis'in Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Trump'ın George Floyd'un Minneapolis polis memuru tarafından öldürülmesi sonrasında ülke çapındaki protestolara verdiği tepkiyi kınamasını ifade ediyor.
Dowd'ın mektubu hiçbir kanıt göstermeksizin "Lafayette yakınlarındaki sahte protestocular barışçıl ve samimi değildi" iddiasında bulunuyor.
Mektuptaki "Onlar, başıboş nefret dolu öğrencileri etrafı yakıp yıkmaları için kullanan teröristler. Polis, bölgeyi sokağa çıkma yasağı için hazırlarken polisi istismar ediyor ve memurlara saygısızlık ediyorlardı." ifadeleri dikkat çekiyor.
ABD Başkanı Donald Trump, George Floyd'un polis tarafından öldürülmesinin ardından ABD'de günlerdir devam eden protestolar hakkında yaptığı açıklamada ABD ordusunu devreye soktuğunu söylemişti.
"Ayaklanma ve kanunsuzlukla" mücadele için gerektiği kadar Ulusal Muhafız görevlendirileceğini belirten Trump, eyalet Valilerinin Ulusal Muhafızları şehir merkezlerindeki caddelere konuşlandırmaması durumunda "hızla ABD ordusunu konuşlandıracağını, böylece sorunu onların yerine çözmüş olacağını" açıklamıştı.
George Floyd'un ölümüyle ilgili adaleti sağlama sözü veren Trump, ülkedeki protestoların barışçıl olmadığını ve "ülke içi terör" kategorisine girdiğini söylemişti.
"Son günlerde, ulusumuz profesyonel anarşistler, şiddet yanlısı çeteler, kundakçılar, yağmacılar, suçlular, isyancılar, Antifa ve diğerleri tarafına çekildi."
Önceki gün Beyaz Saray'da protestocuları tehdit eden açıklamalar yaptıktan sonra yakındaki St. John Episkopal Kilisesi'ne elinde tuttuğu İncil'le yürüyen, bugün de Papa 2. Jean Paul'ün adını taşıyan ibadethaneyi ziyareti programına alan Başkan Donald Trump'a dini liderler sert tepki göstermişti.
Washington Episkopal Piskoposu Mariann Budde, "İsa'nın öğretilerine aykırı bir mesaj için arka fon oluştursun diye Yahudi-Hıristiyan geleneğinin en kutsal metnini ve izin almaksızın benim yetki alanımdaki kiliselerden birini kullandı" demişti.
Vatikan'ın iletişim başkanlığına danışmanlık yapan Cizvit rahip James Martin de şu tweet'i atmıştı: "Açık konuşayım. Bu mekruhtur. İncil sizin yaslanacağınız bir dekor değildir. Kilise, fotoğrafçılara poz verme sahnesi değildir. Din, siyasi alet değildir. Tanrı sizin oyuncağınız değildir."
Öte yandan ABD'de George Floyd'un polis tarafından ölümünün ardından başlayan protestolar önceki günlerdeki gibi izdiham şeklinde olmasa da devam ediyor.
Washington DC'de düzenlenen ve özellikle pazar ile pazartesi akşamı şiddet eylemlerine dönüşen protestolar, şehirde güvenlik güçlerinin yoğunlaştırılması sonucunda son 3 gündür daha sakin geçiyor.
Polis, FBI, Ulusal Muhafızlar ve Gizli Servisin yanı sıra çeşitli askeri ve sivil gücünün görev yaptığı Washington DC sokaklarında, Beyaz Saray'ın karşısında dün bir sokak ileri taşınan güvenlik çemberi eski konumuna döndü.
ABD'nin Minnesota eyaleti Minneapolis kentinde siyahi George Floyd'un polis şiddetiyle ölümünün ardından başlayan başkent Washington'daki protestolarda tansiyon düştü.
Beyaz Saray önünde toplanan kişi sayısında azalma olduğu görüldü. Ancak buna rağmen alınan önlemlere ek olarak Beyaz Saray çevresinde demir ve beton bariyerler ile çevriliyor.
Ayrıca protestoların hararetini kaybedip azalmasına rağmen Beyaz Saray çevresindeki sokaklara yüksek tel çitlerin örülmesi de dikkat çekiyor.
Washington DC'de bugün sokağa çıkma yasağı uygulanmazken, Beyaz Saray karşısında toplanan göstericilerin sayısı şiddetli yağmur ve fırtınanın ardından azaldı.
Protestolar 10'uncu gününe girerken, Floyd'un hayatını kaybettiği Minneapolis kentinde anma töreni düzenlendi. New York'ta Harlem'deki göstericiler, protestolara Floyd'a saygı amaçlı takım elbiselerle katıldı.
Brookyln'de ise binlerce gösterici, alanda olan New York Belediye Başkanı Bill de Blasio'yu yuhaladı. Dün sokağa çıkma yasağının ardından polisin göstericilere müdahalesine tepki gösteren protestocular, de Blasio'ya istifa çağrısı yaptı.
Bir grup gösterici de de Blasio'nun evinin önünde toplandı ve sloganlar attı. New York'ta, alınan önlemler kapsamında çok sayıda helikopter uçması ise dikkati çekti.
ABD’nin Santa Barbara kentinde bulunan California Üniversitesi'nde Sosyoloji Bölüm Başkanı olarak görev yapan Profesör William Robinson, dün yaptığı açıklamada "Korkarım bir iç savaşa gidiyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
Profesör Robinson, Yunan Epohi gazetesine yaptığı açıklamada, “Bir Amerikalı olarak gerçek şu ki faşizmin uçurumuna hiç bu kadar yakın olmadık. Bir iç savaşa gitmekten korkuyorum. Bu kelimeyi hiç de kolaylıkla kullanmıyorum” ifadelerini kullandı.
Covid-19 krizinin ABD’de milyonlarca kişiyi politik kayıtsızlıktan uyandırdığını iddia eden Profesör Robinson, “İşçiler arasında radikalleşme var. Yeni bir dayanışma duygusu yaşanıyor. Adeta savaşın hatları çiziliyor. Toplumsal huzursuzluk belirginleşiyor” iddialarını ortaya attı.
ABD’nin patlamaya hazır bir krizle karşı karşıya olduğunu belirten Robinson, “George Floyd'un polisler tarafından soğukkanlılıkla öldürülmesi şu anda gerçekleşen protestoların katalizörü oldu. Tetikleyiciden başka bir şey değil. Ekonomik çöküş on milyonlarca insanı işsiz bıraktı. Acı çeken insan eşitsizlik seviyesinin farkına varıyor” şeklinde konuşmuştu.
40 yıllık neoliberalizmin ardından halk sağlığı sistemlerinin çöktüğünü belirten Robinson, “Giderek daha yoğun sömürü seviyeleri, güvensizlik ve ölüm olayları. Bütün bunlar patlayıcı bir ortam oluşturdu” diye konuştu.
George Floyd’un ölümüne karışan dört polise karşı cinayet suçlaması oluşturulması ve bir duruşma olması durumunda anlık bir sakinleşme olabileceğini belirten Robinson, “İnsanlar hala biliyor ki bu duruşma olsa bile tüm koşullar devam ediyor olacak. Sosyal kriz, ekonomik ve politik durum sakinleşme anlamına gelmeyecek” dedi.
ABD’li sosyolog Robinson sözlerini, "Beş ay içinde her şey olabilir. Olağanüstü hal, sıkıyönetim ilan edilebilir. Başkan Trump’ın seçimleri iptal edip, erteleyebileceğinden korkuyoruz” diyerek tamamladı.
Minnesota'da, polis şiddetiyle öldürülen siyahi Amerikalı George Floyd için ilk cenaze töreni düzenlendi.
Minneapolis kentindeki North Central Üniversitesi kampüsünde düzenlenen törene, Floyd'un aile yakınları, arkadaşları ve çevre halkı ile birlikte, dini ve siyasi liderler de katıldı.
Amerikan basınının canlı yayınladığı törenin öncesinde, Floyd'un tabutunun bulunduğu cenaze arabası tören binasına yaklaşırken, Minneapolis Polis Şefi Medaria Arradondo ve Komiser Yardımcısı Dave O'conner dizüstü çökerek saygı duruşunda bulundu.
Törende uzun bir konuşma yapan sivil aktivist ve politikacı Alfred Sharpton, salondakileri ve ekran başındaki herkesi, polisin, siyahi Floyd'un boynuna dizi ile bastırarak onu nefessiz bıraktığı ve sonunda ölümüne neden olduğu ana kadar geçen süre için saygı duruşuna davet etti.
Salondaki kalabalık 8 dakika 46 saniye, ilahiler eşliğinde, siyahi Floyd için saygı duruşunda bulunurken, aile yakınları ve bazı davetliler duygulu anlar yaşadı.
Merasime katılanlar arasında, sivil haklar savunucusu ve papaz Jesse Jackson, Minnesota Senatörleri Amy Klobuchar ve Tina Smith ile Vali Tim Walz ve Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey gibi isimler yer alırken, Floyd'un avukatı Benjamin Crump, müvekkilinin haklarını sonuna kadar savunacağını belirten duygusal bir konuşma yaptı.
Crump, ''Kötülükle işbirliği yapma. Kötülüğe karşı protesto yap. O videoda tanık olduğun insanlık dışı işkenceyi protesto et. Çünkü George Floyd o davranıştan daha iyisini hak ediyordu.'' şeklinde konuştu.
Siyahi Amerikalı Floyd için cenaze töreninin yapıldığı North Central Üniversitesinin başkanı Scott Hagan, üniversitedeki siyahi gençlerin eğitimine katkı sağlamak üzere, George Floyd adına bir burs programı açtıklarını ve şimdiden 53 bin dolarlık bağış toplandığını belirtti.
Hagan, ''Buradan bütün üniversitelere seslenmek istiyorum. Siz de, her biriniz kendi George Floyd burs programınızı başlatın.'' şeklinde çağrıda bulundu.
Floyd için bugün düzenlenen ilk törenin dışında, 6 Haziran Cumartesi günü North Carolina eyaletinde ikinci bir tören yapılacağı, 9 Haziran Salı günü ise Houston kentinde yapılacak cenaze töreninin ardından toprağa verileceği bildirildi.
Siyahi Amerikalı 46 yaşındaki George Floyd, dolandırıcılık şüphesiyle Minneapolis'te polisler tarafından gözaltına alınırken, bir polisin uzun süre ensesine diziyle basması nedeniyle dakikalarca "Nefes alamıyorum" diye yalvarmıştı.
Floyd'un, olay yerine gelen acil sağlık ekiplerince kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği belirtilirken, olayla ilgili görüntüler sosyal medyada büyük tepki toplamıştı
Görüntüler, ülkede siyahilere yönelik polis şiddeti tartışmalarını tekrar alevlendirmiş ve protestolar, olayların başladığı Minneapolis'ten ülke genelinde pek çok kente sıçramıştı.
Floyd protestolarında yaşanan şiddet ve yağmalamalar nedeniyle, başkent Washington ve New York da dahil en az 40 kentte gece sokağa çıkma yasağı getirilirken 25'e yakın kentte de Ulusal Muhafız Birlikleri, polise destek sağlamak için devreye sokulmuştu.