28.07.2021 - 07:37 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Kuzey Afrika ülkesi Tunus'ta başbakanın görevden alınması ve meclisin devre dışı kalmasıyla başlayan siyasal çalkantı dünya çapında yankı buldu, ABD, Türkiye ve diğer ülkelerden üst üste açıklamalar geldi. Darbenin arkasındaki ülkeler ise rengini belli etti.
Kendi atadığı başbakan Hişam el Meşişi'yi görevden alan Cumhurbaşkanı Kays Said, kendisini destekleyen sendikacılar, işadamları ve hukukçuları akşam saatlerinde Kartaca Sarayı'nda ağırladı.
Meclisi bir ay devre dışı bırakmasını ve aldığı kararları savunan Said, "Bu durumun darbeyle alakası olduğunu iddia eden, hukuk derslerini gözden geçirsin. Biz darbeci değiliz ama Tunus devletini de kolay lokma yapmayacağız" deyip ekledi:
"Bazıları, bunu nasıl darbe olarak görüyor şaşırıyorum. Ben hukuk okudum ve okuttum ve darbenin ne olduğunu biliyorum. Darbe, meşruiyetin dışına çıkmaktır. Ben anayasayı uyguladım. Meclis Başkanına da telefon açtım ve 80. maddeye müracaat edeceğimi söyledim."
Tunus'taki 'kansız darbe'yle başta parlamento binası olmak üzere birçok noktaya askerler konuşlandırıldı, Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı devlet televizyonundaki silahlı askerlerin fotoğrafını dünyaya servis etti.
2019 yılında yolsuzlukla mücadele ve devleti yeniden yapılandırma vaadiyle bağımsız aday olarak katıldığı cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan hukuk profesörü Said'e en büyük tepki, iktidardaki Nahda Partisi'nden yükseldi.
Meclis Başkanı da olan Nahda lideri Raşit el Gannuşi, Pazar gecesi Kays Said'in yönetimi eline almasının ardından parlamento binasına girmek istedi ancak kapıları kontrol eden askerler tarafından engellendi.
Sabah olduğunda ise Nahda Partisi taraftarları meclis önünde toplandı. Bazı protestocular kapıya tırmanarak askerlere 'Kapıları açın' diye bağırdı. Kays Said'in aldığı kararları destekleyenlerin aynı yere gelmesiyle meclis kapısı önünde arbede yaşandı.
Cumhurbaşkanı Said'in siyaseti dizayn etme çabasına Nahda Partisi'nin yanı sıra Tunus'un Kalbi, Demokratik Akım Partisi, Tunus İşçi Partisi, Tunus Cumhuriyet Partisi ve Onur Koalisyonu karşı çıkıyor.
Pazartesi akşamına gelindiğinde ise Tunus genelinde gece sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Kays Said'in açıklamasına göre bir ay sürecek yasak, akşam saat 19.00'dan sabah 06.00'ya kadar uygulanacak.
Sağlık çalışanlarını ve gece işçilerini kapsamayan yasak dışında Tunus genelinde bugünden itibaren kamu kurumları iki gün tatil ilan edildi. Salı ve Çarşamba günleri yalnızca askerler ve polisler sahada olacak.
Tunus'taki gelişmelere en hızlı reaksiyon gösteren ülke, Türkiye oldu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğü, Dışişleri Bakanlığı ve diğer yetkililer demokrasinin askıya alınmasını kınadı.
Darbenin arkasındaki ülke olarak gösterilen Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'dan yapılan sosyal medya paylaşımlarında ise Tunus'ta siyasetin devre dışı kalması göstere göstere kutlandı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı (SPA), iki ülkenin dışişleri bakanlarının telefon görüşmesi yaptığını, Riyad yönetiminin istikrarı sağlayacak önlemleri desteklediğini bildirdi. Haberde, Kraliyet ailesinin Tunus'un güvenliği ve istikrarı konusundaki hassasiyeti vurgulandı ve Kays Said'e destek verildi.
Salı günü akşam saatlerinde yapılan açıklamada ise Riyad yönetiminin Tunus yönetimine güveni teyid edildi ve Kuzey Afrika ülkesinin içişlerine saygılı olduğu vurgulandı.
El Arabiya televizyonu, ordu ve polis birliklerinin sivil yönetimi askıya alan Kays Said kararlarını uyguladığını son dakika haberi olarak duyurdu. Suudi Arabistan medyası ayrıca Nahda Partisi'nin iktidardan düşmesini isteyen Tunusluların görüşlerine yer veriliyor. Cumhurbaşkanı Said'e destek verenlerden biri, "Tunus'u korumak için buradayız. Müslüman Kardeşler yönetiminde bütün trajedileri gördük" ifadesini kullandı.
Tunus Dışişleri Bakanlığı, Salı akşamı Türkiye, Fransa, İtalya ve Almanyalı mevkidaşlarıyla telefon görüşmesi yaptı. Kuzey Afrika ülkesindeki krize ilişkin tüm dünyadan açıklamalar ise peş peşe geldi. Beyaz Saray sözcüsü Jen Psaki, Washington'ın Tunus'taki gelişmeler nedeniyle endişeli olduğunu söyledi ve Tunuslu liderlerle temas halinde olduklarını aktardı.
ABD'den ilk açıklama Beyaz Saray'dan geldi. Beyaz Saray sözcüsü Jen Psaki, Washington'ın Tunus'taki gelişmeler nedeniyle endişeli olduğunu söyledi ve Tunuslu liderlerle temas halinde olduklarını aktardı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise, Tunus Cumhurbaşkanı Said'le telefon konuşması gerçekleştirdi. Blinken, sosyal medya hesabından "Cumhurbaşkanı Said'i Tunus'ta yönetimin temeli olan insan hakları ve demokratik teamüllere bağlı kalması konusunda teşvik ettim. Tüm siyasi aktörler ve Tunus halkı ile açık diyaloğu sürdürmesi çağrısında bulundum" dedi.
Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov, Rusya'nın Tunus'taki gelişmeleri izlediğini belirterek "Bu ülke halkının istikrarını ve güvenliğini hiçbir şeyin tehdit etmeyeceğini umuyoruz" ifadesini kullandı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Tunus'taki tüm siyasi aktörleri uyararak şiddetten kaçınma çağrısı yaptı: "Tunus'taki tüm aktörleri Anayasa'ya, kurumlarına ve hukukun üstünlüğüne saygı duymaya çağırıyoruz. Ayrıca ülkenin istikrarını korumak için sakin olmaya ve şiddete başvurmaktan kaçınmaya da çağırıyoruz."
Fransa Dışişleri Bakanlığı, Kays Said'in aldığı kararları not ettiğini kaydedip "Fransa, Tunus'taki siyasi duruma dair gelişmeleri büyük bir dikkatle izliyor" açıklamasını yaparak bir an önce normale dönülmesini istedi.
Birleşmiş Milletler (BM), taraflara şiddetten kaçınma ve farklılıkların diyalogla çözümü için çağrıda bulundu. Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, krizin darbe olup olmadığı yönündeki bir soruya ise "Durumu izlemeye devam ediyoruz ve Tunuslu mevkidaşlarla temaslarımızı sürdüreceğiz. Durumun sakin kalacağını umuyoruz" yanıtını verdi.
Savunma Bakanı İbrahim Bartagi ve Adalet Bakanı Hasna Ben Süleymani'nin de görevden alındığını duyuran Reuters haber ajansı, 2011'deki Arap Baharı'nın ardından süreçten başarılı çıkan tek ülke olan Tunus'un son 10 yıldaki en büyük siyasi krizini yaşadığını bildiriyor.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, başbakanın kovulduğu ve meclisin askıya alındığı Tunus'un uçurumun kıyısına getirildiğini dünyaya aktarıyor. Kuzey Afrika ülkesinde son 10 yılda bazısı sadece birkaç ay görevde kalabilen dokuz hükümet başa geldi.
Son haftalarda artan ekonomik darboğaza koronavirüs salgınının kontrol altına alınamaması da eklenen Tunus'ta, zaman zaman şiddete dönüşen protesto gösterileri düzenlenmişti.
Tunus anayasasına göre, siyasi uzlaşmazlıkların çözümünde Anayasa Mahkemesi yetkili kılınıyor. Ancak anayasanın kabul edilmesinden bu yana yedi yıl geçmiş olmasına karşın mahkemeye atanacak hakimlerle ilgili uzlaşma sağlanamadığından dolayı mahkeme görevine başlayamadı.