14.12.2020 - 00:32 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dağlık Karabağ savaşının bitmesinden 32 gün sonra ilk kez ateşkes bozuldu ve silahlar ateşlendi, Ermenistan tarafında haber alınamayan kayıp askerlerin yarattığı kriz büyüyor.
44 günlük savaştan tarihi bir zaferle ayrılan Azerbaycan'da, Cumartesi günü Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu'nun temsilcileri Bakü'yü ziyaret etti.
Azerbaycan lideri İlham Aliyev, Minsk Grubu eş başkanları Fransız Stephane Visconti, ABD'li Andrew Schofer ve AGİT Özel Temsilcisi Andrzej Kasprzyk ile görüştü. Randevuda Rusya'nın Bakü Büyükelçisi Mihail Boçarnikov da vardı.
Aliyev, Dağlık Karabağ sorununu yaklaşık 30 yıl boyunca sürüncemede bırakan Minsk Grubu'na sözünü sakınmadı, uluslararası heyeti kendisinin davet etmediğini söyledi:
"Ne yazık ki, Minsk Grubu çatışmanın çözümünde herhangi bir rol oynamadı ancak Minsk Grubunun 28 yıl boyunca bunu yapma yetkisi vardı. Son 17 yıldır müzakerelerin içindeyim, sonuç doğurmadı. Gerçek bu.
Buraya gelmek sizin fikrinizdi. Kameralar önünde de tekrar söyleyebilirim ki Minsk Grubunu buraya davet etmedim. Ancak bana Minsk Grubu gelmek istiyor dediklerinde, 'Tamam, bir mahzuru yok. Belki bana söyleyecekleri bir şeyler vardır' dedim."
Azerbaycan liderinin hedefinde Ermenistan'ın eski cumhurbaşkanları Serj Sarkisyan ve Robert Koçaryan da vardı, Aliyev ikilinin 'savaş suçlusu' olduğunu belirtti:
"Biz aslında Sarkisyan ve Koçaryan'ı yendik. Onlar tüm sorumluluğu Paşinyan'ın üzerine atmak istiyorlar. Daha önce de söyledim. Paşinyan kim ki. O, Sarkisyan ve Koçaryan rejimine karşı protesto dalgasında iktidara gelen rastgele bir adam. Bu kişinin hiçbir bilgisi veya deneyimi yoktur.
Uluslararası ilişkiler ve ülke yönetimi hakkında hiçbir fikri yok. Hayatında hiçbir zaman yöneticilik yapmamış bir adam. Yani tek başına suçlanamaz. Bizi kışkırttığı, kabul edilemez şeyler yaptığı ve bunun için cezalandırıldığı doğrudur ancak biz Sarkisyan ve Koçaryan'ın ordusunu yendik."
Bakü'deki görüşmeden önce ise cephe hattından silah seslerinin duyulduğu haberleri geldi. 10 Kasım anlaşmasıyla çatışma hatlarına barış gücü askerleri yerleştiren Rusya, ateşkesin ilk kez bozulduğunu ilan etti.
Ermenistan tarafı Hadrut çevresinde Azerbaycan ordusunun saldırı başlattığını savundu, Azerbaycan lideri Aliyev Ermeni militanların bir takım terör eylemlerine giriştiğini söyledi.
Aliyev, Ermenistan'ın bile tanımadığı Dağlık Karabağ yönetimini yeniden savaş başlatmaması konusunda net şekilde uyardı: "Bu sefer onları tamamen yok ederiz. Bu kimse için sır olarak kalmamalı."
Azerbaycan yerel medyası, Hocavend'e bağlı Köhne Tağlar ve Çaylaggala köylerini ateşkes anlaşmasına uymayıp boşaltmayan Ermeni milislerin söz konusu köylerden temizlendiğini bildiriyor.
Ermenistan medyası ise Köhne Tağlar ve Çaylaggala köylerindeki çatışmalarda altı askerin yaralandığını, ağır şekilde top atışlarınnı gerçekleştiğini aktardı.
Bölgedeki Rus barış güçleri, ateşkesin bozulmasının ardından tansiyonun düştüğünü ve tarafların eski pozisyonlarına geri döndüğünü açıkladı.
Çatışma haberlerinin duyulmasıyla en çarpıcı görüntü ise, uluslararası toplum tarafından tanınmayan, Ermenistan'ın bile tanımadığı Dağlık Karabağ'ın başkenti Hankendi'de ortaya çıktı.
Hankendi'deki Ermeniler şehirdeki Rus güçlerinin merkezi önünde protesto gösterisi düzenledi. Sloganlar atan göstericiler Rusya'dan çatışmaya müdahale etmesini istedi.
Ermenistan yanlısı muhabir Neil Hauer, protestocuların Hayk Hanumyan'ın çağrısıyla toplandığını ve yaklaşık 150 kişinin barış güçlerinin karargahı önüne geldiğini aktarıyor.
Rus haber ajansı Sputnik, Ermenistan Savunma Bakanı Vararşak Arutyunyan'ın Moskova'yı ziyaret ettiğini bildiriyor. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Ermeni mevkidaşıyla Dağlık Karabağ'daki ateşkesi ele aldı.
Başbakan Nikol Paşinyan'ın istifası için her gün gösteri düzenlenen Ermenistan'da, bir başka protesto noktası Eçmiyazin şehri. 34 kayıp askerin aileleri, bir kez daha ordu karargahı önünde buluştu.
BBC Azerbaycanca, 50 gündür çocuklarından haber alamayan ailelerin, Cumartesi günü gerçekleşen son gösteride askeri tesise girdiğini bildiriyor.
34 kayıp askerin ebeveynleri, eşleri ve yakınları, askerlerin zırhlı yelek ve mühimmatsız ve özel askeri eğitim alınmadan muharebe bölgesine gönderildiğini belirtiyor.
Kocasının haberlerini bekleyen Susie adlı bir genç kadın, gazetecilere, iki aydır her gün orduya ve savunma bakanlığına başvurduklarını ancak yalnızca 'yarın haber verileceği' sözlerini duyduklarını söyledi.
Siranush adlı bir kadın, 21 Ekim'de kardeşinden aldığı son mesajı muhabirlere gösteriyor. "Çocukları aldılar ve yolu, bölgeyi veya bizimkini bilmedikleri bir yere koydular." Zengilan çevresindeki askerin telefonu bir daha yanıt vermedi.
Başkent Erivan yakınlarındaki Eçmiyazin'de kayıp askerlerin aileleri günlerdir gösteri düzenliyor ve protestolarda zaman zaman arbede yaşanıyor.
10 Kasım'da Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan anlaşmayla silahlar sustu, işgalciler 1 Aralık itibariyle Kelbecer, Ağdam ve Laçın'ı terk etti. BM kararlarına göre Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ yaklaşık 30 yıl boyunca Ermenistan tarafından işgal altında tutuldu.
Anlaşmayla silahlar sustu, çatışma hatları ve Laçın koridorundaki 23 ayrı noktaya 1960 Rus barış gücü askeri konuşlandırıldı,
Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyordu. Bölgede 1991 yılında 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımadı.
Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyordu. 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlı başına gösterir nitelikte.
İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.
10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.
Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyordu. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlandı.
Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında.