05.08.2020 - 15:44 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dün akşam saatler 18.06'yı vurduğunda, dünyada birinci gündem maddesi haline gelen bir patlama meydana geldi. Lübnan'daki Beyrut Limanı yakınlarında meydana gelen patlama, Lübnan'ın başkenti Beyrut'u deprem vurmuş gibi salladı.
Lübnan Sağlık Bakanı Hamad Hasan'ın Reuters'a sabaha karşı yaptığı son açıklamaya göre, başkent Beyrut'u sarsan büyük bir patlamada en az 100 kişi hayatını kaybetti ve 4 bin 000 kişi yaralandı.
Şehrin liman bölgesinin ortasında meydana gelen patlamaya tam olarak neyin sebep olduğu hala tam olarak belli değil. Daha önce, patlamanın nedeninin bir havayi fişeklerin sebep olduğu bir yangın olabileceği açıklanmıştı.
Lübnan'a önemli ticaret rotalarını bağlayan sanayi limanı patlama nedeniyle tam anlamıyla yerle bir oldu.
Partalamanın ertesi günü, gününn ağarmasıyla ortaya çıkan üzücü görüntüler, vatandaşların evleri hasar gördüğü için umutsuzluk içinde olduğunu, duvarların tamamen yıkıldığını gözler önüne serdi.
Hastaneler gibi hayati önem taşıyan yapıların yanı sıra kilometrelerce uzaktaolmasıolmasına rağmen havalimanı bile zarar gördü.
Şoke edici görüntüler, şehirdeki mega patlamanın yaklaşık 300 bin kişiyi evsiz bıraktıktan sonra Lübnan başkentini uğrattığı yıkımın boyutunu ortaya koyuyor.
Kurtarma ekipleri, Lübnan başkentindeki tüm mahalleleri harap eden felaket sonrasında, hem gece boyunca hem de Çarşamba sabahı hayatta kalanları enkazlardan kurtarmak için çalıştı.
Yıkımın ölçeği o kadar büyüktü ki, dumanı hala tüten yangınlardan daha tamamen söndürülememişken, binlerce insan evsiz kaldı. Başkent bir deprem sahnesinden farksız görünüyordu.
Patlama nedeniyle elektrikler de kesildiği için, yaralılarla dolup taşan hastanelerde sağlık ekiplerinin çabaları çoğu zaman sonuçsuz kaldı.
Beyrut Valisi Mervan Abbud, "Patlama sonucu evlerini terk etmek zorunda kalan yüz binlerce kişinin 2-3 aydan önce evlerine dönmesinin mümkün olmayacağını söyledi.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Beyrut Limanı'ndaki patlamada 6 yıldır bir depoda tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitratın infilak ettiğini belirtti. Avn, patlamaya sebebiyet verenlerin ve tüm sorumluların en ağır bir şekilde cezalandırılacağı sözü verdi.
Lübnan Emniyet Müdürü Abbas İbrahim, Lübnan Yüksek Savunma Konseyi'nin toplantısı sonrası yaptığı kısa açıklamada, söz konusu amonyum nitratın Afrika'ya gönderilmek üzereyken limanda infilak ettiğini söyledi.
Lübnan resmi ajansı NNA, Beyrut Limanı'nda patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda yangın çıktığı ve ardından şiddetli patlama meydana geldiğini duyurdu.
Başbakan Hassan Diyab patlama nedeniyle ülkede çarşamba günü için "ulusal yas" ilan etti. Diyab, "ulusal bir felaket" olarak nitelediği patlamanın ardından "Dost ve kardeş ülkelere acil çağrıda bulunuyorum: Lübnan'ın yanında olun ve derin yaralarımızı iyileştirmemize yardım edin" dedi.
Olay yerinde incelemelerde bulunan Beyrut Valisi Mervan Abbud yaptığı açıklamada, Beyrut'un felaket bölgesi haline geldiğini ve hasarın yüksek olduğunu belirtti. Gözyaşlarını tutamayan Abbud, limandaki patlamayı Hiroşima ve Nagazaki'ye benzetti.
Lübnan Kızılhaçı, hastanelere yüzlerce yaralının götürüldüğünü, bazı kişilerin de evlerinde mahsur kaldığını açıkladı. Kentte kan bağışı çağrısı yapıldı.
Lübnan'daki en güçlü siyasal hareketler arasında yer alan Hizbullah örgütü, patlamanın ardından "ulusal birlik" çağrısında bulundu: "Bu trajik felaket, eşi benzeri görülmemiş bir yıkıma yol açtı. Şimdi tüm Lübnan halkının, politik güçlerin ve ulusal aktörlerin dayanışma ve birlik zamanı."
AFP'nin bölgedeki muhabiri, Beyrut'un ticaret bölgesi olan ve iş yerlerinin yoğun olduğu Hamra'daki tüm binaların dış cephelerindeki camların kırıldığını aktardı.
BBC'ye konuşan Lübnan'daki Refik Hariri Üniversite Hastanesi Müdürü Dr. Firass Abiad, yaralıların çoğunun cam kırıklarından yaralandığını söyledi.
Abiad, patlamanın hasarı nedeniyle iki hastanenin tahliye edilmesi gerektiğini, oradaki hastaların da nakledildiğini söyledi. Patlamanın şiddetiyle arabalar takla attı, trafik tabelaları yerinden söküldü.
AFP'ye konuşan emekli öğretmen Makrouhie Yergenian, patlamayı bir "nükleer patlamaya" benzetti. Uzmanların açıklamasına göre, patlama Hiroşima'yı yok eden nükleer bombanın yüzde 20'si büyüklüğünde ve yaklaşık 3 kiloton TNT'ye eşitti.
Bazı görgü tanıkları, kentte büyük yıkıma yol açan ve 240 km uzaklıktaki Kıbrıs'ta bile hissedilen patlama için "Atom bombası gibiydi" dedi.
Kilometrelerce uzaklıktaki evlerin camlarını kıran, arabaları havaya uçuran ve kenti savaş alanına çeviren patlamadan sonra kentte büyük bir kaos yaşandı.
Kentin üzerini büyük bir duman ve toz tabakası kaplarken, patlamaları ne olduğunu anlamaya çalışan insanların çığlıkları ve sirenler izledi.
Mahrouhie Yerganian adlı 73 yaşındaki bir emekli öğretmen, "Etrafımızdaki tüm binalar yıkıldı. Bu ülkede her şeyi yaşadım. Ama hiç böyle bir şeye tanık olmadım. 1975-90 yılları arasındaki iç savaşta bile böyle bir şey görmedim" diye konuştu.
Walid Abdo adlı bir öğretmen de, "Nükleer patlama gibiydi" dedi. Beyrut'taki BBC muhabiri Rami Ruhayem, ülkenin derin bir ekonomik krizden geçtiği bir dönemde, koronavirüs salgınının ortasında yaşanan felaket için "Patlama daha kötü bir zamanda olamazdı" diye konuştu. Ruhayem, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Sirenler çalıyor, ambulanslar tıkanan trafikte patlamanın olduğu bölgeye ilerlemeye çalışıyordu. Yüzlerce insan saniyeler içinde evlerini kaybetti, yaşadıkları yerler cam ve enkaz yığınlarına dönüştü."
BBC'ye konuşan Hadi Nasrallah adlı bir görgü tanığı da şunları söyledi: "Alevleri gördüm. Daha patlama olmamıştı. Hemen içeri girdik. Patlamadan sonra birkaç saniye hiçbir şey duyamadım. Kulaklarım sağır olmuştu. Sonra arabaların, dükkanların, evlerin üzerine cam kırıkları yağmaya başladı.
"Beyrut'un her yerinde insanlar birbirlerini arıyorlardı. Herkes; kilometrelerce uzaklıktaki insanlar bile aynı şeyi anlatıyordu, kırılan camlar, sarsılan binalar ve şiddetli bir patlama.
"Şoke olmuştuk. Çünkü genelde bir patlama olunca sadece bir bölgede bunlar yaşanırdı. Ama bu sefer tüm Beyrut, hatta Beyrut'un dışındaki yerlerde de aynı şeyler oldu."
Sunniva Rose adlı bir gazeteci ise yerel saatle 18.08'de meydana gelen patlamadan sonraki kaos anını şöyle anlattı: "Akşam arabamla Beyrut'a gelirken hava daha aydınlıktı. Bir anda kaos başladı. Tüm caddeler cam parçalarıyla, molozla kaplandı. Binalar çöktü. Limana vardığımda asker bölgeyi kapatmıştı. İkinci bir patlama tehlikesine karşı bizden buradan uzak durmamızı istediler.
"Hava kararmıştı ve kentin üzerinde hâlâ dumanlar yükseliyordu. Tüm şehir karanlıkta kalmıştı. İnsanlar kanlar içindeydi. Sokaklarda yürümek imkansızdı. Elindeki ilk yardım çantasıyla dışarı fırlayan bir doktor, 86 yaşındaki bir kadının yaralarını sarıyordu."
Eski BBC muhabiri, TV sunucusu Emilia Papadopoulos patlamayı, Beyrut'a 240 kilometre uzakta bulunan Kıbrıs'ın Limasol kentinde hissettiklerini, evlerin pencerelerinin titrediğini söyledi.
BBC muhabiri Rami Ruhayem, 10 kilometre uzaklıkta deprem gibi hissedildiğini söylediği patlama anı için "Hayatımda bu kadar yüksek bir ses duymadım" dedi.
Geçmişte ABD Alkol, Tütün ve Ateşli Silahlar Bakanlığı için çalışan ve eski bir patlayıcı araştırmacısı olan Tony May, CNN'e Beyrut'taki patlama görüntülerinin olup biteni anlamak için önemli ipuçları sunduğunu söyledi.
May, "Hükümetle birlikte çalışarak hem ulusal hem de uluslararası çok sayıda kaza soruşturması yürüttüm ve bunun açık bir şekilde, kazaya neden olan patlamanın, yanmaya başlayan bir binada depolanan çok miktarda patlayıcı malzeme olduğunu söyleyebilirim" ifadelerini kullandı.
Sarı duman yok: May, Bağdat'tayken edindiği tecrübelerle, bir amonyum nitrat patlamasının belirti işaretinin sarı bir duman bulutu olduğunu söyledi. Beyrut'taki patlamada görülen pembe veya kırmızı bulutun "amonyum nitrat ile tutarlı olmadığını" söyledi.
Ancak May, bunun mutlaka patlamaya amonyum nitratın dahil olmadığı anlamına gelmediğini söyledi. May'e göre, 'Bu sadece "başka elementler" de olduğu anlamına gelebilir.'
Beyaz parlamalar: Videonun farklı bölümlerinde görülen beyaz parlamalar, büyük şok dalgasına kadar küçük patlamaların meydana geldiğini gösterebilir.
CNN'in üst düzey uluslararası bir muhabiri, patlamayı bir deprem gibi hissettiğini, bir diğer tanık ise şehirde daha önce hiç böyle bir patlama hissetmediğini söyledi.
CNN'in uluslararası muhabirlerindne Ben Wedeman, patlama anlarını şu sözlerle aktardı: "Beyrut'un merkezindeki CNN bürosu Salı günü daha önce hiç hissetmediğim bir şiddetle sarsıldı. Deprem olduğunu ve daha uzun süre salllanacağımızı düşünerek yere çömeldim.
Bir saniye sonra cam paramparça oldu ve metal çatırtısı duydum. Pencereden baktığımda, moloz ve kırık camla kaplı sokakta bana doğru gelmekte olan sarı bir toz bulutu gördüm. İnsanlar etrafta koşup bağırıyorlardı, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Büronun geri kalanında yürüdüm. Bir pencerenin çerçevesi yerinden çıkmış, resmen parçalanmıştı. Stüdyo bir ekipman karmaşasıydı, kablolar her tarafa dağılmıştı, ancak tripoda bağlı olan kamera hala yerde idi.
Büronun cam girişi, büyük, kırmızı CNN logosuyla koridorda paramparça olmuştu. Birkaç dakika sonra, normalde gayet sakin olan bir adam olan Mustafa adındaki kapı görevlisi koşarak içeri girdi. "İyi misin?" diye bağırdı. "Herkes iyi mi?" "Ben iyiyim," diye cevap verdim. Bana hiçbir şey olmadı.
Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın daveti üzerine gerçekleşen toplantının akabinde Savunma Konseyi'nden yapılan açıklamada, Beyrut'ta 18 Ağustos'a kadar 2 haftalık OHAL ilan edilmesine karar verildiği belirtildi.
Konsey ayrıca, ordunun, Beyrut'ta güvenliği sağlama görevini üstlenmesini, iç güvenlik güçleri, gümrükler, liman ve havalimanlarındaki silahlı güçler, silahlı koruma birlikleri ve itfaiyecilerin ordunun denetimine verilmesini kararlaştırdı.
Alınan kararlar arasında ayrıca, "yaralıların hastane masraflarının karşılanması için hastanelere fon tahsis edilmesi, hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat ödenmesi, patlamada buğday silolarının zarar görmesi nedeniyle buğday tedarikinde bulunulması, ithalat ve ihracat faaliyetinin devam etmesi için Trablus Limanı'nın hazır hale getirilmesi, oluşan zararın tespit edilmesi için Lübnan ordusuyla koordine içinde Yüksek Yardım Komisyonu oluşturulması ve bu komisyonun evleri kullanılamayacak duruma gelen ailelere barınak sağlaması, yabancı ülkelerden gelecek yardımlar için özel bir fon kurulması" yer aldı.
Beyrut Valisi Mervan Abbud, Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlamanın 3 ila 5 milyar dolar hasara yol açtığını belirtti. Lübnan Cumhurbaşkanlığı'nın Twitter'dan yapılan açıklamada ise, Lübnan'ın Beyrut patlamasının etkileriyle başa çıkmak için 100 milyar Lübnan lirası (yaklaşık 66 milyon 335 bin dolar) tahsis ettiğini söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta meydana gelen patlamada yaşamını yitirenler için başsağlığı dileyerek ABD'nin Lübnan halkına yardıma hazır olduğunu belirtti.
Pompeo, patlamaya ilişkin yaptığı açıklamada, "Bugün Beyrut Limanı'ndaki büyük patlamada yaşamını yitirenler için en derin taziyelerimizi sunuyoruz." ifadesini kullandı.
Beyrut'taki ekiplerinin, kentte büyük hasar olduğunu kendilerine bildirdiklerini aktaran Pompeo, "Durumu yakından takip ediyoruz ve bu trajediyi atlatmalarında Lübnan halkına yardım etmeye hazırız." vurgusu yaptı. Lübnan hükümetinin olayı araştırdığına işaret eden Pompeo, sonucu sabırsızlıkla beklediklerini belirtti.
Trump da Beyaz Saray'daki basın toplantısına Lübnan'daki patlamaya ilişkin açıklama ile başlayarak, "ABD, Lübnan halkına en derin taziyelerimizi sunuyoruz. Beyrut'taki saldırıda, birçok insanın yaşamını yitirdiği, birçok kişinin de yaralandığı bildiriliyor." ifadesini kullandı.
Lübnan ile yakın ilişkileri olduğunun altını çizen Trump, "Biz yardım için burada olacağız. Bu, korkunç bir saldırı gibi görünüyor." dedi.
Trump, bir gazetecinin olayı neden "saldırı" olarak nitelendirdiğini sorması üzerine, "Generallerimizin bazıları ile görüştüm. Bunun bir saldırı olduğunu düşünüyor gibilerdi. Bu bir tür üretim patlaması falan değildi." yanıtını verdi.
Lübnanlı yetkililer ise Başkan Donald Trump'ın basın toplantısında yaptığı açıklamada Beyrut'taki patlamayı tanımlamak için “saldırı” kelimesini kullanması konusundaki endişelerini dile getirdi. Lübnanlı yetkililer patlama ile ilgili "saldırı" kelimesini kullanmadılar.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta dün meydana gelen patlamada 6 Türk vatandaşının yaralandığını belirterek, bunlardan 5'inin hafif yaralı olduğunu, ameliyat olan vatandaşın durumunun ise iyiye gittiğini bildirdi.
Çavuşoğlu, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, "Lübnan'daki patlamada yaralanan vatandaş sayımız 6'ya yükseldi. 5'i hafif yaralı, ameliyat olan bir vatandaşımızın da durumu iyiye gidiyor. Aileleriyle de iletişim halindeyiz." açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile telefonda görüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta bugün meydana gelen patlamada yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa dileyerek, kardeş Lübnan halkına geçmiş olsun temennisinde bulundu.
Türkiye'nin Lübnan'ın yanında olduğunu ifade eden Erdoğan, Lübnan için sağlık başta olmak üzere ihtiyaç duyulan her alanda insani desteğe hazır olduklarını belirtti.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Lübnan halkının yanında ve yardıma hazır olduklarını belirterek, Lübnan halkına “güçlü durun” mesajı gönderdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Beyrut’ta çok fazla kişinin hayatını kaybetmesine ve kentte hasar oluşmasına neden olan patlamanın ardından Lübnanlılara kardeşlik dayanışması gösteriyorum.” ifadelerini kullandı.
Ülkesinin Lübnan’ın yanında durduğunu belirten Macron, Lübnan’a yardımlarda bulunduklarını ve bunların ulaştırılmak üzere olduğunu aktardı.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson da Twitter'dan yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: "Beyrut'tan gelen fotoğraflar ve videolar şok edici. Tüm düşüncem ve duam patlamadan etkilenenlerle. Elimizden gelen tüm desteği vermeye hazırız."
Belçika Dışişleri Bakanı Philippe Goffin, Twitter'daki mesajında, Belçika'nın Beyrut Büyükelçiliği binasının da patlamada zarar gördüğünü ve bazı çalışanların yaralandığını duyurdu.
Goffin, "Beyrut'taki patlamaların neden olduğu hasar çok büyük. Elçilik binamız hasar gördü. İki iş arkadaşımız ve aileleri kırılan camlar nedeniyle hafif yaralandı. Bölgede bulunan Belçikalılara yardıma hazırız." ifadesini kullandı.
Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, sosyal medya hesabından patlamaya ilişkin taziye mesajı paylaştı. Van der Bellen, "Düşüncelerimiz Lübnan halkı, olayda yaralananlar ve hayatını kaybedenlerin aileleriyle." ifadesini kullandı.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, Lübnan hükümeti ve halkıyla dayanışma mesajını paylaşarak, Atina yönetiminin bu ülke için her türlü yardıma hazır olduğu açıklamasını yaptı.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta meydana gelen patlama nedeniyle Lübnan halkına başsağlığı diledi. Beyrut'ta meydana gelen patlamaya ilişkin Twitter hesabından Arapça ve İngilizce mesaj paylaşan Zarif, "Düşüncelerimiz ve dualarımız Lübnan'ın büyük ve dirençli halkıyla." ifadelerini kullandı.
Ortadoğu'daki devlet haber ajanslarına göre Katar, Irak ve Kuveyt ölümcül patlama sonrasında Lübnan'a tıbbi yardım göndermeyi planlıyor.
Son 30 yılın en büyük ekonomik kriziyle karşı karşıya bulunan Lübnan'da durum zaten fazlasıyla kötü. Ülkede geçen yıl hükümetin iletişime ve özellikle de sosyal iletişim ağı WhatsApp uygulamasına vergi getirme girişimine karşı halkın sokağa dökülmesiyle gün yüzüne çıkan ekonomik kriz, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve ABD'nin Beşşar Esed rejimine yaptırımı öngören "Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası" gibi etkenlerle derinleşmeye devam ediyor.
Lübnan'ın elektrik dağıtım şirketi ve jeneratör işletmeleri, yakıt tedarikinin azalması ve bir sonraki sevkiyatın ne zaman yapılacağına dair belirsizlikler nedeniyle Haziran ayı sonundan itibaren elektrik dağıtımında kısıtlamalara gitmiş ve ülke karanlığa gömülmüştü.
Başbakan Diyab, geçen aylarda ülkesindeki kamu borcunun 90 milyar doları aştığını kaydetmişti. Hükümet, her yıl 2 milyar dolar olmak üzere 5 yılda toplam 10 milyar dolar kredi almak için Uluslararası Para Fonu ile müzakerelere başladığını açıklamıştı.