19.06.2020 - 11:40 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dünyanın zirvesindeki gerginlik bitmek bilmiyor... 3 bin 488 kilometreyle dünyanın en uzun sorunlu sınırını paylaşan nükleer silah sahibi taraflar arasındaki gerilimi, tüm dünya nefesini tutmuş bir şekilde izliyor.
Gündeme bomba gibi düşen bir iddia, Hindu gazetesinden geldi. Çin'in, Hint ve Çin askerleri arasında Ladakh bölgesinde yaşanan çatışmadan günler sonra esir aldığı 10 Hint askerini serbest bıraktığı iddia edildi.
Hindu gazetesinin, askeri kaynaklara dayandırdığı haberine göre, serbest bırakılan Hint askerleri arasında bir yarbay ve 3 binbaşı da bulunuyor. Hindistan hükümeti ise Hindu gazetesinin haberini ve Hint askerlerinin kaybolduğunu doğrulamadı.
India Today'in başyazarlarından Shiv Aroor, Hint askerlerinin serbest bırakılmasının, Çin ve Hindistan arasındaki müzakerelerin kilit noktasını oluşturduğu değerlendirmesini yaptı.
Ladakh bölgesinde Galwan Vadisi'nde iki ülke askerleri arasında çıkan çatışmada 20 Hint askerinin hayatını kaybettiği açıklanmıştı. Çatışmada 76 Hint askeri de yaralanmıştı.Pekin yönetimi ise çatışmada ölen ya da yaralanan Çin askeri olup olmadığına ilişkin bilgi vermemişti.
Bu arada Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin bugün Hindistan-Çin sınırında yaşanan gelişmeleri ele almak üzere muhalefet partilerinin temsilcileriyle video konferans görüşmesi yapması bekleniyor.
Öte yandan Çin ve Hint askerleri arasında, iki ülke arasındaki tartışmalı sınır hattında çıkan kavgada, Çin askerlerinin kullandığı iddia edilen çivili sopaların fotoğrafı ortaya çıktı.
Galwan Vadisi'deki kavga, en az 20 Hint askerinin ölümüyle sonuçlanmış ve iki nükleer güç arasındaki gerilimi artırmıştı.
Çin, kendi askerleri arasında ölen ve yaralanan olup olmadığı konusunda bir açıklama yapmadı. Her iki taraf da birbirini sınır hattını aşmakla suçluyor.
İki ülke arasındaki sınır hattı iyi işaretlenmiş değil ve topografik değişikliklerle kayabiliyor.
Çin askerlerinin kullandığı söylenen çivili demir sopalara ait fotoğraf, sınırda görevli üst düzey bir Hint askeri yetkili tarafından BBC'ye verildi.
Fotoğrafı ilk olarak Twitter'da paylaşan Savunma Uzmanı Ajai Shukla, bu tür silahların kullanılmasını "barbarlık" diye tanımladı.
Sınır hattında ateşli silahların kullanılmaması, gerilimin yükselmemesi için 1996'da imzalanan ve her iki tarafın da silah ve patlayıcı kullanmasını yasaklayan anlaşmadan kaynaklanıyor.
Hindistan'da Twitter'da yoğun şekilde paylaşılan fotoğraf, sosyal medya kullanıcıları arasında öfke yaratırken, Çinli ve Hint yetkililer henüz yorum yapmadı.
4.267 metre yükseklikteki engebeli bir arazide kavga eden bazı askerlerin, sıfırın altındaki sıcaklıklarda, yamaçlardan, hızla akan Galwan Nehri'ne düştükleri belirtiliyor.
İki tarafın askerleri, son haftalarda tartışmalı sınır hattında kavga etmiş, ancak Pazartesi günkü kavga son 45 yılın ilk ölümlerine yol açmıştı.
Hint medyasındaki bağımsız kaynaklarca doğrulanmamış haberlere göre olayda en az 40 Çin askeri de öldü, ancak Çin henüz ölü ve yaralılar konusunda bir açıklama yapmadı. Bazı Hint askerlerin de kayıp oldukları bildiriliyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, Hint askerlerinin sınırı iki defa geçtiklerini "Çinli personeli kışkırtıp, saldırdıklarını ve bunun da iki tarafın sınır güçleri arasında ciddi bir fiziksel çatışmaya yol açtığını" söyledi.
Çin, Galwan Vadisi üzerinde egemenlik hakkı ilan etmiş, Hindistan ise bu iddiayı "abartılı ve savunulamaz" diyerek reddetmişti. Olayın ardından her iki ülke halkı da protesto gösterileri düzenlerken, yetkililer temkinli konuşuyor ve diplomatik çözüm arayışındalar.
Olayın ardından her iki ülke halkı da protesto gösterileri düzenlerken, yetkililer temkinli konuşuyor ve diplomatik çözüm arayışındalar. Srivastava "abartılı ve savunulamaz iddialarda bulunmak bu uzlaşıya ters" dedi.
Ladakh'taki Galwan Nehri Vadisi, sert iklimi ve yüksek rakımıyla, sınır hattının batı tarafında bulunuyor ve Hindistan'ın hak iddia ettiği, ancak Çin tarafından kontrol edilen Aksai Chin'e yakın.
İki nükleer güce sahip komşu daha önce de sınırda, konvansiyonel ateşli silahlar olmadan çatışmıştı. Hindistan ve Çin, 3440 kilometreden fazla uzunlukta ve iyi belirlenmemiş sınır hattında birçok noktada ihtilaflı.
Sınır hattında son olarak 1975'te ateş açılmış ve dört Hint askeri öldürülmüştü. O günden bu yana hiç silah ateşlenmedi. Bunun kökeninde ise 1996'da sınır çizgisinin iki kilometre yakınında ateşli silah kullanılmasını yasaklayan antlaşma yatıyor.
Ancak son haftalarda bölgede iki ülke askerleri arasında kavgalar oldu. Hindistan, Çin'i Galwan Vadisi'ne binlerce asker yollamakla ve 38 bin kilometre kare toprağını işgal altında tutmakla suçluyor. Sorunu çözmek için son 30 yılda yapılan birkaç tur görüşmeden ise sonuç çıkmadı.
Dünyanın en kalabalık nüfusa sahip iki ülkesinde de nükleer silah var. İki ülkenin de ordularını milli gururlarına dayanak olarak görmesi; sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı tehdit eden bir milliyetçiliğin nüvesi.
İki taraf da gerginliği yatıştırmaya yönelik çabalar sergilese de, askerlerin ölmesi çatışmaları başka bir boyuta taşıyabilir. Ancak pek çok başka sorunla boğuşan iki ülkenin sonu görülemeyecek bir gerginliği tırmandırmak istemeyeceğini ifade eden uzmanlar da var.
Öte yandna cephe hattından ölüm haberlerinin gelmesi üzerine Hindistan'da bir öfke patlaması yaşanıyor. Göstericiler, sokağa dökülüp Çin'i protesto etti. Ahmedabad kentindeki öfkeli göstericiler, Çin lideri Xi Jinping'in fotoğraflarını yakıp gözlerini oydu. Başkent Yeni Delhi'deki gösterilerde ise, polis ekipleri bazı protestocuları gözaltına aldı.
Çin'le Hindistan arasındaki tartışmalı Himalayalar sınırında ilkbaharda tırmanan gerginlik, iki ülkenin bölgeye binlerce asker sevk etmesi ve tahkimat yapmasıyla yeni bir boyuta taşınmıştı.
İki ülke askerleri arasında 5 ve 9 Mayıs tarihlerinde Pangong Gölü ve Kuzey Sikkim'de yumruk yumruğa kavga yaşanmış, görüntüler sosyal medyada paylaşılmıştı.
100 kadar askerin yaralandığı olayların ardından, Çin tartışmalı Ladakh sınır bölgesindeki hassas noktalara binlerce asker gönderip çadırlar kurdu.
Pekin yönetimi söz konusu noktadaki bir askeri üssünü genişletmeye başlarken, Hindistan ordusu bazı taburlarını 'teyakkuz bölgelerine' kaydırdı.
ABD Başkanı Donald Trump, gerilimin yükselmesi üzerine iki ülkeye itidal çağrısı yaptığını ve Pekin'le Delhi arasında arabuluculuk yapmayı önerdiğini açıkladı.
Haziran ayının başına gelindiğindeyse, tarafların çatışmasına dair çatışmaya dair Pangong Gölü kıyısında çekilmiş yeni görüntüler ortaya çıktı.
Hindistan topraklarına yaklaşık 1,5 kilometre uzaklıktaki gölün kıyısında alınan kayıtta, Hindistan'ın Halk Kurtuluş Ordusu askerinin Çinli askeri dövüp Çin'e ait zırhlı aracı parçaladığını görüldü.
Bu video Twitter'da yayınlandıktan sonra, Çin kaynaklı bazı sosyal medya hesapları da, kanlı ve bilinci kapalı Hintli askerlerin iple bağladığını gösteren bir fotoğraf yayınladı.
Fotoğrafta, Çin'a ait asker üniforması giyen güvenlik güçlerinin yüzlerindeki koruyucu maskeler dikkat çekiyordu. Bu da fotoğrafın corona virüs salgını sırasında çekildiğini ve yakın tarihli olduğunu kanıtlıyordu.
Yine aynı günlerde Hint basınında çıkan bazı haberler, Çin birliklerinin Hint topraklarına birkaç kilometre girerek, Hint karakollarını ve köprülerini parçaladığı yönündeydi.
Mayıs ayındaki çatışmanın ardından İngiltere'de yayımlanan Guardian gazetesine konuşan Hindistan'ın eski Pekin büyükelçilerinden, Delhi'deki Çin Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Aşkok K. Kantha, son gerginliğin sınırdaki rutin olaylardan çok farklı olduğunu söylemişti:
"Durum ciddi. Bunun belli bir bölgeyle sınırlı bir olay olduğunu düşünmüyorum. Çin bu kez daha saldırgan bir tavır içinde. İki tarafın da az sayıda asker bulundurması gereken bölgeye oldukça fazla sayıda asker sevk etti.
Çin ya bölgede hak iddiasında bulunuyor ya da Hindistan'a hassas jeopolitik konularda daha dikkatli olması gerektiği mesajını vermeye çalışıyor."
Hindistan bir süre önce Fiili Kontrol Hattı'na yakın bölgelerde Hindistan ordusunun manevra kabiliyetini artıracak bir dizi altyapı projelerine girişmiş, yeni yollar ve uçak pistleri inşa etmeye başlamıştı. Ancak bu askeri inşaatlara corona virüs salgını nedeniyle ara verildi.
Bu projelere yanıt vermek için Çin bölgeye asker takviyesi yaparken, Hindistan haber kanalı NDTV, sınırdan yaklaşık 200 kilometre uzaklıktaki bir Çin askeri üssünün uydu görüntülerini ekrana getirdi.
Görüntülerde, askeri üste geniş çaplı inşaat faaliyetlerinin yürütüldüğü ve savaş uçakları için bir pistin de inşa edildiği öne sürülüyordu.
2017'de iki ülke Çin'in tartışmalı bir bölgede yol genişletme çalışması nedeniyle çatışmaya girmişti. Hindistan, Ağustos 2019'da da Ladakh'ı tartışmalı Keşmir bölgesinden ayrı bir federal bölge ilan etmiş, bu adımı kınayan ülkeler arasında Çin de yer almıştı.
Hindistan ve Çin geçmişte yalnızca bir kere, 1962'de savaştı. Çin ordusu birliklerinin komşu ülkenin kuzeydoğusuna girmesiyle başlayan savaşta, Hindistan bir yenilgi aldı.
4 bin 250 metre yükseklikteki dağlık bir coğrafyada bir ay kadar süren savaş sonunda iki taraftan toplam 2 binden fazla asker yaşamını yitirdi. Ateşkes anlaşması imzalayan taraflar, savaş öncesi sınırlarına döndü.
Dünyanın en kalabalık iki ülkesi arasında, son 30 yıl içinde sınır ihtilaflarını çözmek için yapılan görüşmeler sonuçsuz kaldı. Hindistan, Çin'in Aksai Chin platolarını kapsayan 38 bin kilometrekare toprağını işgal ettiğini savunuyor.
Pekin yönetimi ise, 'Güney Tibet' olarak adlandırdığı Hindistan'ın Arunaçal Pradeş eyaletindeki 90 bin kilometrekarelik toprakta hak iddia ediyor.
Son yılların yükselen gücü Çin, ABD ile ticaret savaşına girdi ve halihazırda 8 milyonu aşkın insana bulaşan corona virüsün ilk kez görüldüğü ülke oldu.
ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) geçen yılın başlarında yayınladığı bir rapor, Çin'in dünyanın en gelişmiş silah sistemlerine sahip olduğunu göstermişti.
Pentagon'un istihbarat faaliyetlerini yürüten Savunma İstihbarat Dairesi'nin (DIA) raporuna göre Çin, bazı alanlarda rakiplerini geçti.
Raporda, Çin kısmen ülke pazarına girecek yabancı şirketlere teknolojik sırlarını verme zorunluluğu getiren yasaları sayesinde son yıllarda askeri alanda büyük ilerleme kaydetti.
Raporda, şu ifadeler yer aldı: "Mümkün olan her yolla teknolojiye erişen Çin, donanma tasarımları, orta ve uzun menzilli füzeler ve hipersonik silahlar da (ses hızından defalarca daha hızlı olan ve füze savunma sistemlerine yakalanmayan füzeler) dahil olmak üzere bir dizi teknolojide lider konumuna yükseldi.
Teknoloji erişimine çoklu yaklaşık sayesinde Çin Halk Kurtuluş Ordusu şimdi bazı en modern silah sistemlerine sahip. Hatta bazı alanlarda dünya lideri."
DIA'nın raporunda, "Hava, deniz, uzay ve siber uzaydaki askeri kabiliyeti, Çin'i bölgede iradesini dayatabilecek konuma getirdi" ifadesi yer alıyor.
İstihbarat raporunda, Çin'in bölgesel ve küresel hedefleri vurabilecek, radara yakalanmayan orta ve uzun menzilli savaş uçakları geliştirdiğini, bu uçakların 2025'e kadar operasyonel hale gelebileceği belirtiliyor.