Öte yandan Birleşik Krallık ordusuna ait 600 kişilik birlik, Afganistan'da bulunan İngiltere vatandaşlarının tahliyesi için yola çıktı.
Taliban'ın Katar'daki Siyasi Bürosunun Başkanı Molla Abdul Gani Birader, Afganistan'da hedeflerine bu kadar çabuk ulaşacaklarını beklemediklerini söyledi. Birader, Taliban'ın başkent Kabil başta olmak üzere Afganistan'ın tamamına yakınında hakimiyet kurmasına ilişkin yaptığı açıklamada, "Böyle bir başarıya bu kadar çabuk ve bu kadar kolay ulaşacağımızı beklemediğimi söylemeliyim." dedi.
Birader, "Kibirli olmamalıyız. Daha önce hiç sahip olmadığımız ağır bir sorumluluğumuz olacak. Şimdi imtihan zamanı. Şu anda ülkemiz insanlarının hizmet sunumu, güvenliği ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi açısından çok önemli bir sınavdan geçiyoruz. İnsanların hayatlarını ve geleceklerini nasıl kuruyacağımıza ikna etmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.
Taliban'ın Katar'daki Siyasi Bürosunun Sözcüsü Muhammed Naim de Kabil'de büyükelçilikler, diplomatik misyonlar ve yabancı uyruklular için tehlike olmadığını kaydederek, Taliban'ın ülke genelinde güvenliği koruyacağını vurguladı.
Taliban yetkilisi, havaalanı ve hastanelerin işleyişine devam edeceğini, acil ihtiyaçların karşılanmasına engel olunmayacağını kaydetti. Başkentteki yabancıların kenti terk etmelerine izin verileceği, kalmak isteyenlerin ise Taliban yöneticilerine kayıt yaptırmaları gerektiği belirtildi.
Bir başka Taliban sözcüsü ise, kadın haklarına saygılı olacaklarını söyledi. Sözcüye göre, burka giymek koşuluyla kadınların eğitim ve çalışma hayatına izin verilecek, ayrıca kadınlar yalnız başlarına dışarı çıkabilecekler.
Taliban ayrıca, savaşçılarına başkent Kabil'e giriş noktalarında kalmaları yönünde talimat verdiklerini belirten bir açıklama yaptı. 4,5 milyona yakın nüfusa sahip başkentte sivillerin risk altında olması, gerekçe gösterildi. Örgütün sosyal medya hesapları, kapılarda giriş-çıkışları tutan militanların fotoğraflarını paylaşıyor.
Reuters haber ajansı, akşam saatlerine doğru Kabil'in birçok noktasından silah sesleri duyulduğunu bildiriyor. Ajans, söz konusu bilgiyi görgü tanıkları ve İçişleri Bakanlığı'na dayandırdı.
Reuters ayrıca, iktidarın Taliban'a devredilmesiyle kurulacak geçiş hükümetine Afganistan'da ABD işgalinin başladığı yıllarda İçişleri Bakanlığı görev yapan Ali Ahmed Celali'nin başkanlık edeceğini duyurdu. Ajans, haberini Taliban militanları başkent Kabil'de toplanırken üç ayrı diplomatik kaynağa dayandırdı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) acil olarak Afganistan için toplanmasını isteyen Rusya ise, Kabil'deki geçiş hükümetiyle işbirliğine hazır olduğunu ilan etti.
ABD, Kabil Büyükelçiliği'nde 50'den az personelinin kaldığını açıklarken, NATO ise Avrupa Birliği çalışanlarının Kabil'de bilinmeyen güvenli bir yere götürüldüğünü duyurdu. Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, bu sabah ABD'nin Kabil Büyükelçiliği üzerinde uçan Chinook helikopterinin fotoğraflarını bütün dünyaya servis etti.
Birkaç saat sonra ise AP'nin servis ettiği yeni fotoğraflarda ABD'nin Kabil Büyükelçiliği etrafında siyah dumanların yükseldiği görüldü.
ABD Büyükelçiliği çevresinde uçan Black Hawk helikopterleri ise yalancı füzesavarlar ateşledi. Uluslararası haber ajansları, büyükelçiliği helikopterlerle tahliye eden ABD'nin zamana karşı yarış verdiğini belirtiyor.
Afganistan'daki kaos sürerken ABD tarafından en üst düzey açıklama, Dışişleri Bakanı Antony Blinken'dan geldi. Afgan güçlerinin halen ülkeyi savunabileceğini belirten Blinken, Kabil Büyükelçiliği'nin ise havalimanına taşındığını söyledi.
ABD başkent Kabil'deki büyükelçiliğini tahliyeye başlarken, Başkan Joe Biden zamana karşı yarış verilen tahliyede görev alacak asker sayısını saatler içerisinde 3 binden 5 bine çıkardı. ABD, Kabil Havalimanı'nın güvenliğinin sağlanmaya devam edeceğini de açıkladı.
Washington yönetimi, Kabil Büyükelçiliği’ndeki personele 'hassas tüm materyallerin yok edilmesi' talimatı verdi. Elçilik personeline gönderilen talimatı, CNN International yayınladı.
Türk Dışişleri Bakanlığı ise, Afganistan'dan ayrılmak isteyen Türk vatandaşlarının ivedilikle Türkiye'nin Kabil Büyükelçiliği'ne bilgi vermesini istedi.
Al Jazeera, önce yüzlerce ilçeyi alıp daha sonra da günler içinde vilayet merkezlerinde kontrolü sağlayan Taliban'ın Afganistan'ın başkenti Kabil'de paniğe yol açtığını bildiriyor.
Kabil'de bulunan Al Jazeera muhabiri Charlotte Bellis, yalnızca dokuz gün önce hiçbir vilayeti elinde tutmayan Taliban'ın ilerleyişindeki hızın 'inanılmaz' olduğunu belirtiyor:
"Kabil'de çok büyük panik var. Taliban'ın ele geçirdiği yerlerden kaçan binlerce insanla birlikte şehir dolup taştı. Herkes hesaplarındaki paralarını çekmek için bankalara hücum etti. Yiyecek ve akaryakıt fiyatları tırmandı."
Militanlar Kabil'e girerken Taliban başkent dışında tüm vilayet merkezlerini ve sınır kapılarını ele geçirdi. Tüm Afganistan'da kontrolün yitirilmesi yalnızca dokuz gün sürdü.
Taliban karşıtlığıyla bilinen Belh vilayetinin merkezi Mezar-ı Şerif kenti de Cumartesi günü düştü ve Kabil yönetimi Afganistan'ın kuzeyinde hakimiyetini tamamen kaybetti.
6 Ağustos akşamı İran sınırındaki Nimruz vilayetinin merkezi Zaranc'ı ele geçirerek şehirlere ilerleyişini başlatan Taliban, 15 Ağustos'ta Kabil'e ulaştı. ABD istihbaratı daha önce Taliban'ın en erken bir ay içinde Kabil'e ulaşmasının beklendiğini aktarmıştı ancak bu teori sahadaki tablo karşısında çöpe gitti.
Taliban, 1996 yılında yıllarca süren çatışmaların ardından Kabil'i ele geçirmişti. Örgüt, dönemin Afganistan lideri Muhammed Necibullah'ı idam etmiş, kadınların çalışması ve kız çocuklarının okula gitmesini yasaklamıştı.
Bu hafta ise, militanlar tarafından kontrol sağlanan Paktiya vilayetinde Covid-19 aşısı yasaklandı. Ülkenin doğusundaki Paktiya'daki yasağa ilişkin bir bildiri, hastaneye asıldı.
AP haber ajansı, ABD'nin çekilmeden önce Afgan ordu birliklerinin eğitimi için 830 milyar dolardan fazla para harcadığını ve tüm çabaların bir hafta içinde çöktüğünü bildirdi.
Peştunlar, Tacikler, Hazaralar, Aymaklar (Aimaq), Türkmenler, Özbekler, Kırgızlar ve Beluçilerin de aralarında bulunduğu birçok etnik grubun yaşadığı Afganistan'da, 20 ile 40 arası farklı dil ve lehçe konuşuluyor.
On yıllardır çalkantının dinmediği Afganistan'daki kırılmanın başladığı olay, 1979 yılının son günlerinde başlayan Sovyetler Birliği işgali oldu. ABD'nin direnişçilere destek verdiği 10 yıl süren işgal sırasında çok sayıda ülkeden 100 bini aşkın kişi Afganistan'a giderek Sovyetler Birliği'ne karşı savaştı.
Sovyetlerin 1989'da Afganistan'dan çekilmesinin ardından bu kez iç savaşa savrulan ülkede, Cumhurbaşkanı Muhammed Necibullah'ın 1992'de devrilmesiyle Afgan nüfusunun yarısını oluşturan Peştun grupların Kabil'deki hakimiyeti de sarsıldı.
İç savaş sürerken kurulan Taliban, farklı grupların desteğini aldı ve 27 Eylül 1996'da Kabil'e girerek iktidarı ele geçirdi. Böylece Afganistan'da, ABD liderliğindeki NATO birliklerinin 2001'deki saldırısına kadar devam edecek dönem başlamış oldu.
ABD, 11 Eylül 2001 saldırılarından Afganistan'da üslenmiş El Kaide ve lideri Usame Bin Ladin'i sorumlu tuttu. Afganistan'ı yöneten Taliban'dan El Kaide üslerini kapatmasını ve liderlerini ABD'ye teslim etmesini istedi. Taliban reddetti.
7 Ekim 2001'de Amerikan ve İngiliz uçaklarının Taliban ve El Kaide hedeflerine hava saldırısıyla Afganistan'da yeni bir savaş başladı. Afganistan'ı bu kez işgal eden ABD'ydi. Washington'ın 20 yıllık savaşı, Taliban'la masaya oturulması ve çekilme kararı alınmasıyla bitti.