20.07.2021 - 13:10 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr/DHA
BAYKAR tarafından 3 gün önce Twitter hesabından yapılan paylaşımda 20 Temmuz'a dikkat çekilmiş ve şu ifadeler kullanılmıştı: ''Bayram hediyesi yükleniyor! 20 Temmuz'u bekleyin...''
Bugün BAYKAR'ın resmi hesabından yapılan paylaşımda ise şu ifadelere yer verildi: "Muharip İnsansız Uçak Sistemi (#MİUS) projemizin kavramsal tasarım görsellerini ilk kez paylaşıyoruz."
BAYKAR Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar yaptığı açıklamada, "Hedefimiz, genç mühendis ve teknisyen kardeşlerimle geliştirdiğimiz MİUS prototipinin ilk uçuşunu Cumhuriyetimizin 100. yılında gerçekleştirmek. Geleceğin yarışlarına bugünden hazırlanarak teknolojide lider olmak" dedi. Bayraktar, "Bugün arefe günü. Yarın duyuracağımız sürprizle alakalı bir çok soru geldiğini gördüğüm için bayramın ilk günü sürpriz açıklandıktan sonra yayınlamak üzere bu kısa videoyu çekiyorum.
İnsansız Savaş Uçağı (MİUS) projemizin 12 yılı aşkın süredir hayalini kuruyorduk. AKINCI'nın seri üretime geçip olgunlaşmasıyla birlikte son dönemde çalışmalarımız hız kazandı. Geliştirdiğimiz bu projenin devam eden kavramsal tasarımlarını paylaşmış oluyoruz. Halihazırda dünyada bu alanda geliştirme çalışmaları yürütüyor. İnsansız savaş uçaklarının, aynen SİHA'larımızda olduğu gibi hava muharebe konseptini değiştireceği, gelecekte 5.nesil savaş uçaklarının yerine geçeceği öngörülüyor. MİUS projemizi de aynen Bayraktar TB3'de olduğu gibi tümüyle öz kaynaklarımızla yürütüyoruz" şeklinde konuştu.
"MİUS ses hızına yakın bir seyir süratiyle görev yapacak" diyen Selçuk Bayraktar, "Sonraki prototipleri ise ses hızının üstüne çıkarak süpersonik kabiliyette olacak. 1.5 tona yakın mühimmat ve faydalı yük kapasitesine sahip olacak. Hava-Hava, Hava-Yer akıllı füzeleri ve seyir füzeleri taşıyabilecek. Radara az görünür tasarıma sahip olması için mühimmatlarını gövde içinde taşıyabilecek.
Radar görünmezliğinin ön planda olmadığı görevlerde mühimmatlarını kanat altında da olabilecek. Dünyada bu alanda geliştirilmiş diğer prototiplerden farklı ve büyük bir kuvvet çarpanı oluşturacak önemli bir yönü ise TCG Anadolu sınıfındaki kısa pistli gemilerden iniş ve kalkış yapabilecek olması. Katapult yardımı olmadan TCG Anadolu'dan kalkmasını hedefliyoruz. Yakalama kabloları ve kanca yardımı ile gemiye inebilecek" diye konuştu.
Selçuk Bayraktar, "Hava aracımızın tasarımında dünyadaki diğer insansız savaş uçaklarından ayıran unsur ise dikey kuyrukları ve önde bulunan kanard dediğimiz yatay kontrol yüzeyleri. Bu kontrol yüzeyleri sayesinde agresif manevra kabiliyetine sahip olacak. Böylelikle önleme, kaçınma ve yakın muharebe manevralarını geliştirdiğimiz yapay zeka bilgisayarları sayesinde otonom olarak yapabilecek.
Farklı kabiliyete sahip MİUS'lar yapay zekayla donatılmış akıllı filo otonomisi sayesinde dost savaş uçaklarıyla birlikte görev yapabilecek. Aynı akıllı filo otonomisi kabiliyeti sayesinde MİUS daha yüksek kapasiteye sahip son nesil insanlı savaş uçaklarına karşı muharebe de icra edecek. Hem insansız muharebenin getirdiği tüm üstünlükleri hem de akıllı filo otonomisi ve maliyet etkinliği ile hava muharebelerinde yeni bir çığır açacağını düşünüyorum. Hedefimiz, 2023'te MİUS prototipimizin ilk uçuşunu gerçekleştirmek...
Daha önce de ifade ettiğim ve SİHA'larımızın dünyada yakaladığı başarının anahtarı olan bir hususu tekrar vurgulamak isterim. Geleceğin yarışlarına bugünden hazırlanıp, dünyanın gittiği yerde lider olmaya çalışmalıyız... Bu vesileyle milletimize ve tüm İslam alemine hayırlı bayramlar dilerim. Kurban Bayramımız mübarek olsun" ifadesini kullandı.
Öte yandan Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) liderliğinde yürütülen proje kapsamında, BAYKAR tarafından yerli ve milli imkânlarla geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA (Taarruzi İnsansız Hava Aracı) kabiliyetlerini adım adım geliştiriyor.
Bayraktar AKINCI TİHA, Çorlu’da devam eden tasarım doğrulama faaliyetleri kapsamında Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile kullanıcı kuvvetlere ait resmi heyetlerin huzurunda yaptığı uçuşta 3000 libre (1.360 kg) faydalı yükle havalandı.
Kalkış ağırlığı 6 tonu (6.049 kg) geçen AKINCI, tam yüke yakın faydalı yük ile güçlü bir performans sergileyerek 30.000 feet (9.144 metre) irtifaya kadar yükseldi. 9 Temmuz 2021 Cuma günü gerçekleşen uçuşta gövde altında TÜBİTAK SAGE tarafından yerli olarak geliştirilen NEB (Nüfuz Edici Bomba) ile havalanan AKINCI, bu uçuşta 13 saat 24 dakika havada kaldı.
Bayraktar AKINCI, 8 Temmuz 2021 tarihinde gerçekleştirdiği 25 saat 46 dakika süren uçuşta, 38.039 feet (11.594 metre) yüksekliğe çıkarak Türk havacılık tarihinin irtifa rekorunu kırmıştı.
Bugüne kadar test ve eğitim uçuşlarında 874 sorti yapan AKINCI, 5 Temmuz 2021’de gerçekleştirilen atış testinde ise Roketsan tarafından milli olarak geliştirilen harp başlıklı akıllı mühimmatlar MAM-C, MAM-L ve MAM-T ile hedefleri tam isabetle vurdu.
Türkiye yapımı ileri teknoloji İHA/SİHA'lar için bir ülke daha sıraya girerken, bir bölgenin kaderi daha değişebilir. Dünyanın en büyük ekonomilerinden birisi ise bu olası alışverişten rahatsız.
Pakistan, Türkiye'den insansız hava aracı satın almak istiyor ve özellikle savunma sektöründe zaten güçlü olan ikili işbirliğini derinleştirmeye çalışırken, bölgesel konularda da uyum içinde hareket etmeyi hedefliyor.
Çin ile olası bir ortak eksen içinde güçlenen bağlar, Hint güvenlik uzmanları arasında endişe yaratmaya başlıyor. Hindistan istihbarat servisi kaynakları, başta Azerbaycan'ın geçen yıl Ermenistan'ı yenmesine yardımcı olan Bayraktar TB-2 olmak üzere silahlı insansız hava araçlarının olası tedarikinin, ortak savunma projelerinin, Afganistan'da işbirliğinin ve Pakistan'da yapılacak daha fazla Türk yatırımının kendileri açısından sorunlu başlıklardan bazıları olduğunu belirtti.
Bir savunma kaynağı ThePrint'e, "Pakistan'ın Suudi Arabistan ve BAE ile ilişkileri düşüşte. Türkiye, bu iki ülkeden doğan boşluğu kendisi doldurmak istiyor ve bu nedenle bölgede oynanan daha geniş oyunun bir parçası olarak Pakistan'la yakınlaşıyor" dedi.
Kaynak, Türkiye'nin yerli savunma sanayisine odaklandığını ve drone teknolojisi ile askeri gemilerin tasarım ve inşasında ciddi bir avantaja sahip olduğunu da sözlerine ekledi.
Kaynak ayrıca, her iki tarafın da şimdiye kadar yapılmamış bir şekilde Pakistan'dan silahlı Türk insansız hava araçları edinme olasılığını defalarca tartıştığını söyledi. Ancak ikinci bir kaynak, her şeyin Pakistan'ın Türkiye'ye karşılığında ne sunacağına bağlı olduğunu vurguladı.
Hint güvenlik uzmanları ThePrint'e, büyüyen Türkiye-Pakistan bağlarının bir endişe konusu olduğunu söyledi. Havacılık Araştırmaları Merkezi (CAPS) Genel Müdürü Koramiral Anil Chopra, "Pakistan ve Türkiye yakın kültürel, tarihi ve askeri bağlara sahipler” dedi. Pakistan ve Türk Silahlı Kuvvetleri birçok ortak askeri tatbikat da düzenliyor.
Bir Hint güvenlik uzmanı ise, "Türkiye, Pakistan ve Çin arasında bir üçgen oluşuyor. Bu ülkelerin hiçbiri Hindistan ile gerçekten dost değil ve bu nedenle üçünün birleşmesi Hindistan'a zarar veriyor." ifadelerini kullandı.
Pakistan Türk dronlarını almayı başarırsa, bu ülkenin yeteneklerini önemli ölçüde geliştirecektir. Türkiye bugüne kadar Bayraktar TB-2'yi Azerbaycan'ın yanı sıra Polonya, Ukrayna ve Katar'a sattı. Ayrıca, bu uçakların satışı konusunda Arnavutluk ile de görüşmelerde bulunuyor.
Pakistanlı Tuğgeneral Anıl Chopra ThePrint'e verdiği demeçte, Ankara'nın Bayraktar TB-2'sinin sadece Azerbaycan'da değil, aynı zamanda Libya ve Suriye'de de test edildiğini söyledi.
Chopra, F-16 Fighting Falcon ve CASA CN-235 uçaklarının yanı sıra helikopterler ve çeşitli İHA'ların lisanslı üretimini içeren Türkiye'nin havacılık deneyiminin oldukça fazla olduğunu belirtti.
Chopra, Pakistan'ın İHA'yı isterken, Türkiye'nin İslamabad'dan gelen savaş uçaklarına ve ağırlıklı olarak Çin menşeli füze teknolojisine ulaşmak istediğini de sözlerine ekledi.
Fransa Senatosu'nun hazırladığı bir raporda, ülke topraklarında ve savaş alanlarında artan tehdit karşısında Fransa'nın güvenliği için askeri insansız hava araçları filosunu genişletmesi ve drone savar kapasitesini güçlendirmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Senato Savunma Komitesi'nin sunduğu, "İHA Savaşına Hazırlanmak" başlıklı raporda, "2019'dan bu yana Fransa'nın bu alanda ilerleme kaydettiği, silahlı kuvvetlerinin de 2025 yılına kadar binlerce askeri İHA'ya sahip olması" beklendiği belirtiliyor.
Savaş alanında dronların artan önemi göz önüne alındığında, olası kazançlar oldukça yüksek. Yeni operasyona göre, yalnızca 2020'deki Dağlık Karabağ savaşı değil, aynı zamanda Eylül 2019'daki Libya'daki çatışmalar ve Mart 2020'deki kuzey Suriye'deki Türk harekatı da dahil olmak üzere son zamanlardaki birkaç çatışma, taktik insansız hava araçlarının ve küçük insansız hava araçlarının önemini gösterdi.
Yazarlar, İsrail ve Çin gibi, Türkiye ve İran'ın da bu ucuz dronların büyük ölçekli üretimine ve ihracatına başladığını hatırlıyor. Rapora göre, bu nedenle, benzer kapasitede ucuz ve harcanabilir dronlar edinmeyi düşünmek gerekiyor. Raporda, düşmanın karadan havaya savunmasına etki etme ve geleceğin çatışmalarında dronların (topçu ateşi rehberliği, tuzak, intihar saldırıları) öneminin hızla artacağı belirtiliyor.