12.07.2021 - 00:34 | Son Güncellenme:
Sağlık Bakanlığının "covid19asi.saglik.gov.tr" adresinde yer alan anlık verilere göre, 11 Temmuz saat 19.45 itibarıyla ülke genelinde uygulanan toplam doz miktarı 57 milyon 752 bin 492 oldu. Kovid-19'la mücadelede bir haftada birinci, ikinci ve üçüncü doz toplam 5 milyon 131 bin 997 aşı yapıldı.
İki haftada bir gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı, Kurban Bayramı nedeniyle öne çekildi. Toplantının 12 Temmuz Pazartesi günü yapılması kararlaştırılırken, toplantıda Kurban Bayramı tatilinin de kaç gün olacağı karara bağlanacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 gün önce Diyarbakır'daki programında Kurban Bayramı tatilinin sorulması üzerine, "Şu anda onunla ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyorlar. En uygun şekilde. Tatil süreci sanki böyle 10 gün, 9 gün gibi bu arada dolaşıyor, bunu millete seslenişte halkıma duyuracağım" ifadelerini kullanmıştı.
Bartın Valiliği, Kurban Bayramı’na yönelik kararlar aldı. Valiliğin aldığı kararla, bölgede bir gelenek halinde uygulanan, köylerin ve mahallelerin toplu halde ve karşılıklı olarak birbirlerini ziyaret etmeleri, ziyaretlerde toplu yemek ve güreş gibi çeşitli etkinlikler yapılması yasaklandı. Valiliğin kararı şöyle:
“Ülkemizde Delta varyantı koronavirüs vakalarının görülmesi ve sayısı az da olsa ilimizde ve çevre illerde bu varyanta rastlanması nedeniyle, köy muhtarları da dahil olmak üzere konunun bütün taraflarıyla yapılan değerlendirmeler sonucunda, aile ve akraba arasındaki bayramlaşma etkinlikleri dışında, yöresel nitelikteki özel etkinliklerin tedbir olarak yapılmamasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır.”
En az bir doz aşı uygulananların oranı en yüksek 10 il sırasıyla Muğla, Çanakkale, Kırklareli, Edirne, Balıkesir, Eskişehir, Amasya, Aydın, İzmir ve Bilecik oldu. En az bir doz aşı yapılanların oranının en az olduğu iller ise Bitlis, Siirt, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Muş, Batman, Şırnak, Bingöl ve Ağrı şeklinde sıralandı.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhan, DHA'ya yaptığı değerlendirmede, vaka sayılarının 5-6 binlerde seyrettiğini ve artış göstermemesindeki en büyük etkenin aşılama olduğunu söyledi. Prof. Dr. İlhan, "Aşılama olmasaydı geçen yılın aynısını yaşardık, bu yıl da rakamlarda daha yüksek seviyeleri görebilirdik. Bayramdan sonra çok olağan dışı bir şey olmazsa, vaka sayısının günlük olarak ağustos ortası sonuna doğru daha aşağıya doğru geleceğini öngörüyorum" dedi.
Prof. Dr. İlhan, vaka sayılarının ne zaman 1000'in altına düşebileceğine ilişkin, "Toplumsal bağışıklık için hedeflediğimiz rakamlar yüzde 80'lere gelirse 1000'in altını da görebileceğimiz kanısındayım, yani çift doz aşı olan vatandaşlarımızın yüzde 80 olması ile. İkinci doz aşı olan vatandaşımız 16 milyon, yani hedef nüfusun dörtte biri aşılanmış. Çift doz aşı olan sayısı bu rakamın 3 katına doğru yaklaşırsa yani 50 milyon civarında olursa o zaman 1000'lerin altını görebileceğimize inanıyorum. Koronavirüs devam ettiği sürece bir süre daha tedbirli olmamız gerekecek. Maske sanki şemsiye gibi cebimizde olacak belki de.
Belki vaka sayısı 1000'in altına düştükten sonra, AVM'ye gittik, kalabalık bir metroya bindik, kalabalık bir yere gittik o zaman maskemizi takacağız, sonra çıkarıp cebimize koyacağız. Türkiye'nin belli bölgelerinde, çok kalabalık yerlerinde, 1000'in altındaki rakamlar söz konusu olursa ancak maskeyi tekrar değerlendirmek gerekiyor bence. Vatandaşlarımız şunu tutmalılar akıllarında; biz artık iki doz aşımızı olacağız. Aşımızı olduktan sonra açık alanlarda muhtemelen artık maske takmaya gerek olmayabilecek; ama kapalı alanlarda, toplu taşımada, kalabalık AVM'de, kalabalık pazar yerlerinde, sinema, tiyatro gibi yerlerde maske takarak, hijyene devam ederek hayatımıza devam edeceğiz. Bu şekilde düşünüp üstesinden bu şekilde gelmek gerekiyor. Dünyada benzer uygulamalara şahit oluyoruz" diye konuştu.
Prof. Dr. İlhan, Türkiye'de de görülen Delta, Delta plus varyantına ilişkin de, "Delta, Delta plus ülkemizde görülüyor. Ocak ayında da İngiltere varyantı ortaya çıkmıştı. O zaman da şu görüşü dile getirmiştim; Anadolu'da birden fazla ilimizde bu varyant varsa mutlaka Türkiye'nin diğer illerinde de gözükebilir. Neredeyse Türkiye'de hakim olan suş bir ara İngiltere varyantı oldu.
Bulaşıcılığı yüksek varyantlar bir süre sonra o ülkede hakim olan suş olabilir. Burada esas önemli olan bu değişen suşun esas öldürücülüğünün artıp artmaması önemli. 'Ne kadar çok kişiyi öldürüyor, değişiyor mu değişmiyor mu' buna bakmak gerekiyor. Dünyadan edindiğimiz bilgilere göre; Delta varyantına sahip kişilerin vefatları ile sahip olmayanlar arasında bir fark olmadığı yönünde. Bu çok önemli bir gelişme. Biliyorsunuz virüsler genelde iki tür mutasyona uğruyorlar.
Muğla’da mart ayında vaka sayısı 100 binde 66.47’ye kadar yükselmişti.
Mayıs ayı başından beri milyonlarca kişinin göç ettiği Muğla’da aşılama oranı yüzde 81.7, 100 binde vaka sayısı 21.48.
Bulaştırıcılığın artması ya da azalması, öldürücülüğün artması ya da azalması. Şu an için öldürücülüğü değişmiş bir koronavirüs söz konusu değil. Önemli olan, virüsün bulaşma yolu değişmedi. Halen kişiden kişiye, yakın mesafede, kapalı alanda bulaşıyor, kalabalık ortamları seviyor. Virüsten korunma yolu da değişmedi. Virüsün ağır hastalık yapmasını engelleme yolu da değişmedi, bunun da yolu aşı. Aşı yaptığımız taktirde ancak korunabiliyoruz. İki doz aşılı olup da Delta olmasa da hasta olan vatandaşlarımız var; ama sayı çok az. Tıpta hiçbir şey yüzde 100 değil. Yüzde 95'lere varan etkinliklerde olan aşılar şu an elimizde, çok güçlüler, Delta'dan da korunmamız için bunları kullanmamız gerekiyor" ifadesini kullandı.
Prof. Dr. İlhan, gençlerin aşıya ilgisini arttırmak amacıyla maçlara, tiyatroya, sinemaya, konsere girişte aşı şartı getirilip getirilmeyeceğine ilişkin de, "Vatandaşlarımızı 'aşılı, aşısız' diye ayırmamız doğru değil, bu benim kişisel görüşüm. Ama herkesi aşıya inandırmamız, davet etmemiz gerekiyor. Elbette ülkemizde aşı zorunlu değil; ama hepimiz şahit oluyoruz ki ne kadar çok aşı olursak o kadar çok koronavirüs ile mücadelede başarılı oluyoruz.
Bilim insanları, ülkemizin cumhurbaşkanı, bakanları, siyasi parti liderleri herkes aşısını oldu, herkes topyekun mücadele içinde. Bir an önce normal hayata dönmemiz için herkesin aşı olması gerekiyor. Bir ayrım yapmanın ben çok doğru olmayacağını kanısındayım. Daha önce kısıtlama zamanında bunlar düşünülmüştü; seyahat için, iller arası kısıtlamalar için çok zor bu, böyle ayrım yapmak yerine herkesi aşıya teşvik edecek yaklaşımlarda bulunmak daha doğru olacaktır" dedi.
Türkiye'de aşının yaygınlaşmasıyla koronavirüs pandemisi kontrol altına alınmışken, aşı karşıtlarının da iddiaları bir bir çürüyor.
Milliyet gazetesi yazarı Özay Şendir'in köşesinden bir bölüm şöyle:
Çanakkale 100 bin kişide 962. 98 vaka sayısıyla Türkiye’de en fazla koronavirüs vakası olan il olmuştu.
Bugün aşılama oranı yüzde 75, 100 binde vaka sayısı 26.41.
Bugün aşılama oranı yüzde 75, 100 binde vaka sayısı 26.41.Daha önce Samsun 100 bin kişide 598.97 vaka sayısıyla Türkiye’de en fazla vaka görülen il olmuştu.
Bugün aşılama oranı yüzde 62.6, 100 binde görülen vaka sayısı 34.36
Daha bir sürü rakam yazabilirim size ama fark etmez, aşı karşıtları zafer kazandılar.
İstanbul’da yüzde 39.4, Ankara’da yüze 30.6, İzmir’de yüzde 30 aşılanmamayı tercih etti.
Eylülde bu zaferin aslında bir Pirus Zaferi olduğunu hep beraber görmeyiz inşallah.
Son bir rakam vereyim: Ağrı’da yüz binde görülen vaka sayısı İstanbul’da görülenin üç katından fazla şu an.
Ve Ağrı’da aşı olmayanların oranı yüzde 59.8.
Son günlerde ülkelerin bir numaralı gündemine yerleşen koronavirüsün yeni varyantı 'Delta' ile ilgili kritik bilgileri Bilim Kurulu Üyesi Ateş Kara anlattı. Kara'nın açıklamaları şöyle:
Pek çok varyant konuşmaya başladık. Öncellikle şunu söyleyebiliriz; yapısal özelliklerinde değişiklik gösteriyorsa biz buna varyant diyoruz. Eylül başında İngiltere varyantı başladı. Delta varyantı ise Aralık ayı gibi Hindistan'da ortaya çıktı.
Daha önce yüzde 50'sinden fazlasının enfeksiyon geçirdiği bir bölgede ortaya çıktı. Sonrasında Hindistan'da hızla yayıldı. Problem çıkarabilecek bir varyant olarak kabul edildi.
İngiltere varyantının başlangıcı İngiltere'ydi. Delta varyantının İngiltere'de vakaların çok büyük bir bölümünü oluşturturuyor. Neden tedirgin olmalıyız? Daha fazla bulaştığını daha hızlı yayıldığını gösteriyor. İlk virüsü Wuhan virüsü olarak değerlendirecek olursak onu takip eden İngiltere varyantı, 2 kat fazla bulaşıyordu.
Hastalığın ağırlığında fark yaratmamıştı. Delta varyantı ise İngiltere varyantına göre 2 kat fazla bulaşıyor. Daha fazla enfeksiyona neden olabiliyor. Biz ne yapabiliriz? Normal şartlarda virüsün damlacık yolu ile geçtiğini söylemiştik. Bu virüs damlacıkla gene, çok daha az virüs çok daha ağır hastalığa neden oluyor.
Delta varyantı enfekte olan kişiden çok daha fazla sayıda atılıyor. Eski virüs ile 10 atılıyorsa bu varyant ile 15 ila 20 atılıyor sayı olarak. Önceden ben 10 virüs aldığımda hasta oluyorsam bu defa rakamın 3 ila 4 arasında olduğunu görüyoruz. Bu da benim çok daha kolay hastalanmama neden oluyor.
Ne yapabiliriz? Birincisi maske ve mesafe çok etkili. İkinici de aşılar çok etkili. Bir miktar etkide azalma olduğunu söylüyoruz. Ancak 2 doz aşılıysak, biz deltaya karşı korunuyoruz demektir. Korunuyoruz derken şöyle açıklayalım, aşılar deltada hastaneye başvuracak kadar ağır olmasını, ya da kayıpları önleyecek kadar önemli.
İki aşının da yoğun bakıma gitmek ile kayıpları önlediğini söyleyebiliriz. Biontech aşısı için delta varyantına karşı koruyuculuk yüzde 67. Yani aşı olanların bazılarında delta varyantı ile boğaz ağrısı gibi durumlar ortaya çıkabiliyor.
Bugün delta varyantı, başka gün başka bir varyant olacağını düşünerek kişiler arasındaki mesafeye çok dikkat ettirmeliyiz ve kapalı alanlarda maskeye dikkat etmeliyiz.