11.11.2020 - 15:05 | Son Güncellenme:
BBC TÜRKÇE AA
Dünyaya diz çöktüren koronavirüs salgınındaki yeni şok dalgaları kıtalararası paniğe yol açarken, Avrupa'nın göbeğinden gelen fotoğraflar kelimenin tam anlamıyla dünyayı dehşete düşürmüştü.
Çin'in Wuhan kentinde doğan ve tüm dünyaya yayılan virüs 52 milyon kişiye bulaştı ve 1 milyon 280 bin kişi hayatını kaybetti. İkinci dalganın vurduğu Avrupa'da ise Danimarka'dan yayılan mutasyona uğramış virüs şok etkisi yarattı.
Danimarka'da vizon çiftliklerinde koronavirüs tespit edilmesiyle başlayan kaos, hafta sonu itibariyle kıta değiştirip Kuzey Amerika'ya ulaştı. Dünyanın en büyük vizon kürkü üreticisi Danimarka'da yeni tip virüs 200'ü aşkın insana ve diğer hayvanlara bulaştı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ABD, İtalya, Hollanda, İspanya ve İsveç'teki çiftliklerde yetiştirilen vizonlarda da koronavirüs çıktığını resmen açıkladı. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, mutasyona uğramış virüsün, geliştirilmekte olan Covid-19 aşılarının etkinliği için tehlike oluşturduğunu açıkladı.
Başbakan Frederiksen, "Durum çok çok ciddi. Virüs vizonlarda mutasyona uğradı ve insanlara geçti. Danimarka'da çiftliklerdeki tüm vizonlar uyutulacak. Damızlık vizonlar da dahil. Bu zorunlu bir karar. Kendi nüfusumuza karşı büyük bir sorumluluğumuz var, ancak şu anda bulunan mutasyonla, dünyanın geri kalanı için de daha büyük bir sorumluluğumuz oluştu” dedi.
Resmi olarak 'Cluster-5 virüs' olarak adlandırılan yeni koronavirüsün görüldüğü vizonların itlafına Danimarka'da dün başlandı. Hükümetten dünyayı şoke eden açıklama ise bugün geldi.
Danimarka hükümeti, ülkedeki tüm vizonları öldürme kararının yasal bir dayanağı olmadığını açıkladı ve bunun için halktan özür diledi.
Hükümet mutasyona uğramış yeni bir koronavirüs türünün bulunması üzerine çiftliklerdeki 17 milyon kadar vizonun topluca öldürülmesine karar vermişti. Virüsün bu türünün insanlara geçtiğinin belirlenmesi endişeye neden olmuştu.
Hükümet mutasyonun koronavirüs için geliştirilen aşıları etkisiz kılabileceğini söylüyor. Danimarka dünyanın en büyük vizon kürkü üreticisi. Ülkenin ana pazarları Çin ve Hong Kong. Hayvanların öldürülmesine geçen ay başlandı.
Vizonların Covid-19'a neden olan Sars-CoV-2'e yakalanabilecekleri biliniyor. Hayvanların çiftliklerde birbirleriyle iç içe tutulmaları nedeniyle hastalığın hızlı bir şekilde yayıldığı belirtiliyor.
Virüsü çiftlik çalışanlarından kapan hayvanların hastalığı insanlara geçirdiği ve virüsün mutasyona uğradığı ifade ediliyor. Danimarkalı uzmanlar, onlarca kişide vizonlardan geçen, genetik değişikliğe uğramış bir koronavirüs türü bulunduğunu ve bunun aşıları etkisi hale getirebileceğini söylüyor.
Virüsün zamanla değişikliğe uğraması ve mutasyonların ortaya çıkması normal kabul ediliyor. Ancak virüsün insanlardan hayvanlara ya da hayvanlardan insanlara geçişi özellikle endişe verici bulunuyor.
Güvenlik testlerini tamamlayan ilk koronavirüs aşısı, Pazartesi dünya çapında sevince yol açtı. Pfizer ve BioNTech, söz konusu gelişmeyi "bilim ve insanlık için büyük bir gün" sözleriyle duyurdu. Söz konusu aşı adayı 6 ülkede 43 bin 500 kişi üzerinde test edildi. Aşının güvenliğine dair şimdilik temkinli olmayı gerektirecek nedenler var.
Fakat onların dışında aşının dünya çapında kullanılmasına dair önemli bir pratik sorun da bulunuyor: Aşının -80 derecede tutulması gerekiyor. Salı günü BBC'ye konuşan İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock, aşının üretim tesisinden insanlara uygulanacağı son noktaya kadar nakledilmesinin "dev bir lojistik operasyon" gerektirdiğini söyledi.
Aşı -70 derecenin üstüne en fazla dört kere çıkabiliyor, aksi takdirde bozuluyor. Bu derece, geleneksel dondurucu ve soğutucuların inebileceği sıcaklıkların çok altında. Böylesi bir şeye ihtiyaç duyan pek fazla aşı olmadığı için buna dair yaygın bir altyapı da yok. Aşının üreticilerinden Pfizer da bunun zorluk yaratacağını kabul ediyor.
İngiltere'nin tıp konusundaki başdanışman vekili Prof. Jonathan Van-Tam, Pazartesi düzenlediği basın toplantısında aşı üretimi ve dağıtımında normal zamanlarda bile pek çok sorun yaşandığını hatırlatmıştı.
Prizer'ın kısa vadede bir planı var. Aşı ABD, Almanya ve Belçika'daki Pfizer merkezlerişnden dağıtılacak. Sonrasında kara ve hava yollarıyla nakledilecek, belli dağıtım merkezlerinde tutulacak. Son aşama ise o merkezlerden kliniklere ve hastanelere dağıtılması olacak.
Wall Street Journal'ın aktardığına göre Pfizer bir iş çantası boyutunda, içi kuru buz dolu, GPS ile takip edilen ve açılmadığı takdirde 5 bin doz aşıyı 10 gün boyunca doğru ısıda tutabilen özel bir nakliye kutusu geliştirdi. Bu kutular nakliyenin ardından tekrar kullanılabilecek. Kutunun ucuz olmayacağı kesin.
Bu tür kutular geliştiren Polar Thermal şirketinin satış direktörü Paul Harrison, sıradan kutuların beş gün yerine on gün, -80 yerine -8 dereceye kadar izolasyon sağlayacağını, 1.200 doz aşı taşımaya yetecek büyüklükte ve bu özelliklerde bir kutunun 5 bin sterlin (yaklaşık 55 bin TL) tutacağını belirtiyor.
Polar Thermals, karbondioksitten üretilen kuru buz yerine aerojel kullanıyor. Bu çözüm, geçen yıl baş gösteren küresel karbondioksit kıtlığının devam etmesi durumunda işe yarayabilir. ABD Sıkıştırılmış Gazlar Derneği ise talep ne kadar artarsa artsın arz sıkıntısı yaşanmayacağını söylüyor.
Aşılar çözüldükten sonra beş gün daha dayanabiliyor. Fakat bu da uzun bir süre sayılmaz. İngiltere Kamu Sağlığı Kurumu, uzun vadede ülke genelinde merkezi depolama ve dağıtım sistemleri için hazırlık yapıldığını söylüyor fakat bu hazırlıklara dair detay paylaşmıyor.
Günümüzde aşırı soğuk depolama yaygın bir şey değil ve aile hekimlerinin neredeyse hiçbiri bu imkana sahip değil. İngiltere'deki aile hekimleri, bu tip soğutuculara ihtiyaç duyulacağını vurguluyor.
Southampton Üniversitesi'nden bulaşıcı hastalıklar uzmanı Dr. Mcihael Head, ellerinde bu tip soğutucular bulunan üniversitelerin, bunları aşı faaliyetleri için ücretsiz olarak kullandırabileceğini söylüyor. İngiltere'de üniversiteler koronavirüsün ilk dalgasında da benzer yardımlarda bulunmuştu.
Aşı, üç hafta arayla iki doz halinde uygulanacak. Pfizer yıl sonuna kadar 50 milyon doz, 2021 sonuna kadar ise 1,3 milyar doz aşıyı piyasaya sürebilmeyi planlıyor. Pfizer CEO'su Albert Bourla, kamuoyunun aşının güvenliğiyle ilgili kaygılarını yatıştırmak için, ilk aşı olacaklar arasında olmayı istediğini söyledi fakat buna etik engeller çıkabileceğini de ekledi.
CNBC'ye konuşan Bourla, "Eğer elimizde sınırlı dozda aşı varsa, insanların, benim yaşım ve çalışma kapasitemdeki insanların ilk aşı olacak gruba alınmasını onaylayacağından emin değilim. Dolayısıyla buna saygı göstermek isterim" dedi.
Aşı üreticisi şirketlerin, bu ay sonunda yapacağı acil kullanım onayı için başvurusuna hangi hızla yanıt alacakları aşının kullanımının ne zaman başlayacağını belirleyecek. Bütün dünyada aşı, daha gelişkin tedavilerle birlikte insanların yaşamını kısıtlayan salgınla mücadele önlemlerinin son bulması için en etkili yol olarak görülüyor.
Şu anda dünyanın farklı yerlerinde "üçüncü aşama" diye bilinen nihai denemeleri süren 10'u aşkın aşı adayı var. Fakat Pfizer ve BioNTech, bunlardan ilk sonuca ulaşan oldu. Tamamen deneysel bir yaklaşım benimsendi. Bağışıklık sistemini virüse karşı eğitmek için virüsün kısmi genetik diziliminin bir kısmı vücuda enjekte ediliyor.
Ganymed'i satışları, Almanya'da o tarihe kadarki en büyük tıp şirketi satışı olmuştu. BioNTech şirketinde de mRNA teknolojisini kullanarak aşı alanında bir devrim yapmayı hedefleyen çift, şimdi bu yöntemi koronavirüs aşısı için kullanıyor.
Koronavirüsle aşısında başarıya ulaştığını açıklayan ilk şirketin arkasında Türkiye kökenli iki bilim insanı var. ABD merkezli Pfizer ile birlikte geliştirdikleri koronavirüs aşısında yüzde 90 başarıya ulaştıklarını açıklayan Almanya merkezli BioNTech şirketi, aileleri Türkiye'den Almanya'ya göçmüş Özlem Türeci ve Uğur Şahin tarafından 2008'de kuruldu.
Evli olan Türeci ve Şahin çiftinin bu başarısı, son yıllarda göç konusunun tartışıldığı Almanya'da, göçmenlerin ülkeye ne kadar faydalı olabileceğine dair bir örnek olarak gösteriliyor.
Avrupa Reform Merkezi baş ekonomisti Christian Odandahl haberin ardından yaptığı Twitter paylaşımında "Almanya uzun süre göç konusunda ne kadar açık olması gerektiği konusuyla uğraştı ve savaş sonrasındaki 'misafir işçiler' programı hep sorgulandı" dedi ve ekledi:
İmmünolog ve onkolog olan Şahin, İskenderun'da doğduktan sonra dört yaşında ailesiyle birlikte Almanya'ya göçmüştü. Babası Köln'deki Ford fabrikasında çalışan Şahin'in hayali doktor olmaktı. Bir fabrika işçisinin çocuğu için ulaşması zor bu hayali gerçek kılan Şahin, bugün eşiyle birlikte Almanya'nın en zengin 100 kişisi arasında.
İngiliz Telegraph gazetesine göre çift, ilk şirketleri Ganymed'i 1,4 milyar euroya satmıştı. BioNTech'in piyasa değer ise 20 milyar euroyu aştı. Telegraph, kanser tedavisine odaklanan şirketin pandemiyle birlikte koronavirüsle mücadeleye odaklandığını aktarıyor: "Ocak ayında Prof. Şahin ekibini toplayarak 'Yeni görevimiz bu virüsü yenmek. Bu insani bir görev' dedi."
Ticari başarısına rağmen üniversitede ders vermeyi de bırakmayan Şahin, toplantılara elinde bisiklet kaskıyla giriyor ve akademisyen arkadaşları tarafından mütevazi biri olarak nitelendiriliyor.
Türeci eşiyle Hamburg'da çalışırken tanışmış. Türeci "Düğün günümüzde bile laboratuvarda çalıştık" diyor. Çift, Ganymed şirketinde modifiye edilmiş genetik kodlarla bağışıklık sistemine kanserle mücadele etmeyi öğreten çalışmalar yapıyordu. Bu uygulamada bağışıklık sistemi, kanserli hücreleri vücuda giren bir virüs gibi algılayarak onları ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Euronews'a göre çift, koronavirüs salgını küresel bir pandemiye dönüşmeden önce bunun gerçekleşeceğini öngörerek 25 yıldır geliştirdikleri bu yöntemle derhal aşı çalışmalarına başlamaları gerektiğine karar vermiş.
Yönetim kurulunu acil toplantıya çağıran ikili, Çin'de yaşananların tüm dünyayı etkilemeyeceklerini düşünen yöneticileri ikna etmek için çaba sarf etmiş.
Pfizer ve BioNTech tarafından geliştirilen koronavirüs aşısının Kovid-19 hastalığına karşı yüzde 90'dan fazla etkili olduğunun açıklanmasıyla, dünyada tüm gözler Türeci ve Şahin çiftinin tarihi başarısına çevrildi.
Bilim dünyasında çığır açan ve dünyanın dört bir yanında manşetlere taşınan Türeci ve Şahin, İngiliz Dailymail gazetesi tarafından "dünyayı kurtaran çift" olarak nitelendirildi.