27.05.2021 - 09:52 | Son Güncellenme:
ABD istihbaratının koronavirüsün ortaya çıktığı Çin'in orta kesimindeki Wuhan Viroloji Enstitüsü'nden sızdığını belirten raporunun yarattığı şok dalgası, bütün dünyaya yayılıyor.
Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin sayfasına taşıdığı raporda, Kasım 2019'da Wuhan'daki laboratuvarda çalışan üç araştırmacının virüs ve mevsimsel grip belirtilerine benzer şikayetlerle hastalandığı belirtildi.
Söz konusu haberin gündemi belirlemesi üzerine Çin Dışişleri Bakanlığı zehir zemberek bir açıklama yayınladı, Washington'ın yayınladığı raporun tamamen yalan olduğunu savundu.
ABD Başkanı Joe Biden ise, Çarşamba akşamı beklenen emri verdi. ABD lideri, CIA, NSA ve diğer istihbarat birimlerinden dünyaya diz çöktern koronavirüsün kökeninin bulunmasını istedi.
Biden'ın verdiği bilgiye göre, ABD gizli servisi potansiyel olarak Çin'de bir laboratuvar kazası olasılığı da dahil olmak üzere farklı teorileri değerlendiriyor ve yeni rapor 90 gün içinde hazırlanacak.
Masadaki seçenekler, koronavirüsün bir hayvanla insan temasından mı yoksa laboratuvar kazasından mı kaynaklandığı. Biden, istihbarat örgütlerinin iki senaryo arasında bölündüğünü söyledi:
"İstihbarat topluluğundan, bizi kesin bir sonuca yaklaştırabilecek bilgileri toplama ve analiz etme çabalarını iki katına çıkarmasını istedim. Çin'e yönelik belirli sorular da dahil...
ABD, kendisiyle aynı fikirdeki müttefikleriyle Çin'e tam, şeffaf, kanıtlara dayanan uluslararası soruşturmada yer alması, ilgili tüm veri ve kanıtlara ulaşılması konusunda baskı yapmayı sürdürecektir."
Biden'ın özel ve sonuçsuz kalmış ABD istihbarat değerlendirmelerini olağandışı şekilde kamuya ifşa etmesi, koronavirüsün nereden kaynaklandığı konusunda yönetim içindeki tartışmaları da ortaya çıkarmış oldu.
Böylece, koronavirüsün Wuhan'daki laboratuvardan sızdığı teorisi yeniden gündeme geldi. Çin ise, Biden'a anında yanıt verdi ve Washington yönetimini topa tuttu.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, Irak'ın kitle imha silahları hakkında dünyayı yanıltan istihbarat kurumlarının şu anda koronavirüsün araştırılması için kullanıldığını vurguladı.
Çin'in ABD Büyükelçiliği ise, Amerikan yönetimini, dikkatleri 'ABD'nin pandemiyle mücadeledeki zayıf sicilinden uzaklaştırmak için komplo teorileri yaymakla' suçladı.
Resmi açıklamada bazı politik güçlerin suçlama savaşına kafayı taktığı savunuldu ve koronavirüsün kaynağınının politize edilmesiyle soruşturmanın ilerlemeyeceği kaydedildi.
Çin Komünist Partisi'nin yayın organı The Global Times gazetesi ise, bir adım daha ileri giderek ABD'ye rest çekti ve Washington yönetiminin de kendi tesislerini soruşturma için açmasını istedi.
Pekin yönetiminin resmi görüşünü yansıtan Global Times'daki haberde dikkat çeken detay, Pekin yönetiminin ABD'nin Fort Detrick kentindeki laboratuvar için de giriş izni istenmesi oldu.
Reuters haber ajansı, Çin'in laboratuvardan sızıntıyı defalarca kez reddettiğini, ABD ve Batılı ülkeleri salgın karşısındaki başarısızlığını örtmek amacıyla dikkat dağıtmakla suçladığını hatırlatıyor.
Maryland eyaletinde bulunan Fort Detrick, Soğuk Savaş'ın başından bu yana ABD Ordusu'nun biyolojik silah araştırmalarının merkez üssü. ABD ordusunun Fort Detrick'te konuşlu Enfeksiyon Hastalıkları Tıbbi Araştırma Enstitüsü günümüzdeki ana görevinin 'savaşan unsurları biyolojik tehditlerden korumak' olduğunu söylüyor.
Söz konusu ABD'nin ana biyolojik savaş laborutavarı, Ağustos 2019'da gündeme gelmişti. Kirli atıkların tesis dışına sızma endişesi nedeniyle, en ölümcül virüs ve patojenler üzerine yapılan tüm çalışmalar durdurulmuştu.
Bu, barındırdığı tehlikeli maddelerin kullanımına dair hatalar sebebiyle laboratuvarın ilk geçici kapatılışı değildi. 2009'da envanterinde yer almayan patojenleri depoladığı anlaşılan Fort Detrick'te araştırmalar yine askıya alınmıştı.
ABD her ne kadar 1969'da biyolojik silah programını resmen terk etmiş olsa da, Fort Detrick 'seçili unsurlar' listesindeki Ebola virüsü, veba salgınına sebep olan organizmalar ve yüksek derecede zehirli risin (keneotu tohumu) dahil ölümcül patojenler üzerinde savunma amaçlı araştırmalarını sürdürdü.
Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde yayınlanan ABD istihbarat raporunda, Kasım 2019'da Wuhan Laboratuvarı'nda çalışan üç araştırmacının virüs ve mevsimsel grip belirtilerine benzer şikayetlerle hastalanıp hastaneye başvurduğu yazıldı.
Reuters haber ajansı, Wuhan kentinden dünyaya yayılan virüsü inceleyen ABD istihbarat raporuna ilişkin Beyaz Saray'dan bir kaynağa dayandırdığı haberinde, salgından bir ay önce bir laboratuvar çalışanın ciddi şekilde hasta olduğunu duyurdu.
ABD istihbaratının raporu, Dünya Sağlık Örgütü ve Çinli uzmanların Mart ayında yayınladıkları ve virüsün yarasalardan kaynaklandığını ve başka bir hayvan aracılığıyla insanlara bulaştığını öne süren ortak raporla çelişiyor. Rapor, laboratuvardan sızdığı teorisinin düşük bir ihtimal olduğunu kaydetti.
WHO’nun son raporlar çerçevesinde bu konuda daha fazla araştırma yapması bekleniyor. Wuhan'daki saha incelemelerine katılan DSÖ uzmanı Marion Koopmans, koronavirüsün laboratuvarda üretildiği iddialarına ilişkin soruyu, "Bu tür iddialar istihbarat bilgilerine dayanıyor" ifadesiyle yanıtladı. Koopmans, "Benim tavsiyem bu tür salgınların çıktığı yerlerdeki bilimsel araştırma ziyaretlerini rutin hale getirmektir" dedi.
Eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi tarafından görev süresinin sonlarında yayınlanan bir raporda, "ABD yönetimi, resmi olarak teşhis edilen ilk vakadan önce Wuhan laboratuvarındaki bir dizi araştırmacının 2019 sonbaharında hastalığa yakalandığına inanıyor. Bu araştırmacıların semptomları Kovid-19 ve mevsimsel hastalıklara benziyordu" ifadeleri yer aldı.
15 Ocak'ta yayınlanan raporda 'Pekin'in aldatmacası ve yanlış bilgilendirmesi' eleştiriliyordu. Bu şüpheler, Kongre'deki bir dizi Cumhuriyetçi tarafından, özellikle de geçmişte bu teori konusunda Fauci ile birden fazla kez karşı karşıya gelen Senatör Rand Paul tarafından tekrarlandı.
Virüsün kaynağına dair tartışmalar alevlenince, eski Başkan Trump ortaya çıkıp iddiasında haklı çıktığını ve birçok kişinin artık kendisine hak verdiğini savundu. Yazılı bir açıklama yapan Trump, "Şimdi herkes, Kovid-19'un kaynağının Vuhan olduğunu erkenden dile getirdiğim zaman haklı olduğum noktasına geliyor" değerlendirmesini yaptı.
Açıklamasında Covid-19 için bir kez daha 'Çin virüsü' ifadesini kullanan Trump, konuyla ilgili açıklamalarından dolayı o gün suçlandığını ama aslında bu konuda aklandığını savundu: "En başından itibaren benim için her şey açıktı ama her zamanki gibi çok fazla eleştirildim. Şimdi herkes diyor ki, 'O haklıydı.' Teşekkürler."
Öte yandan, Çin'de yapılan bir araştırmada, yarasalarda görülen koronavirüslerin soy ağacında yeni bir dal bulundu. Wuhan Viroloji Enstitüsü'nden araştırmacılar, yeni dala ait koronavirüslerin Covid-19'a yol açanın 'uzak akrabası' olduğunu söylüyor.
Salgının başından beri tüm gözlerin çevrildiği laboratuvardaki araştırmacılar, yeni çalışmanın sonucunu yarasalardan keşfedilen koronavirüs türlerinin şimdilik sadece buzdağının görünen bir kısmı olabileceğini kaydediyor.
Çin ve ABD, 2020'nin başından bu yana virüsün virüsün kökenine dair farklı pozisyonlarda bulunuyor. Pekin Washington'ın soruşturma başlatılması talebini reddetti, Avustralya'nın Nisan 2020'de DSÖ'ye uluslararası soruşturma çağrısı yapması üzerine bu ülkeye de ihracat kısıtlamaları getirmişti.
Uluslararası baskıların artmasıyla ABD, Avustralya, Almanya, Japonya, İngiltere, Rusya, Hollanda, Katar ve Vietnam'lı uzmanların yer aldığı heyet, Ocak ayı başında Çin'e gitmiş ancak Pekin yönetiminin geçerli vizelerin alınmadığı uyarısını yapmasının ardından geri dönmek zorunda kalmıştı.
İzinlerin alınmasının ardından 14 Ocak'ta özel uçakla kente gelen heyet, iki hafta karantinada tutulmuş, ardından deniz ürünleri pazarının yanı sıra birçok tesiste incelemeler yapmıştı.
Dünya, koronavirüs salgınından ilk kez Çin'in 31 Aralık 2019'da Hubey eyaletine bağlı Wuhan kentinde 'kaynağı bilinmeyen gizemli solunum yolu hastalığının' ortaya çıktığını bildirmesiyle haberdar oldu.
Hastalık, ilk kez Wuhan'da deniz ürünleri gıda pazarını ziyaret eden kişilerde görülmüştü. Ancak Çin, hastaların 17 Kasım'da yaptığı başvuruyu haftalarca gizledi ve 2019'un son gününde dünyaya ilan etti.