15.12.2020 - 00:30 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Bundan yaklaşık bir yıl önce ortaya çıkan ve neredeyse dünyanın tamamına yayılan koronavirüs, yüzyılın kabusu oldu, ülkere diz çöktürdü. Tsunami etkisi yaratan pandeminin yaydığı şok dalgalarının etkisi hala şiddetli bir şekilde sürüyor.
Yaklaşık 73 milyon kişiye bulaşan virüs nedeniyle, bugüne dek 1 milyon 600 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Milyonlarca kişi virüsü yenmeyi ve hayatta kalmayı başardı ancak hala Kovid-19'un kalıcı etkileriyle mücadele ediyor.
Peş peşe gelen aşı haberleri, insanlık için bir umut kaynağı oluyor. Ancak bilim insanları, dünyanın koronavirüs salgınından kurtulduktan sonra bile derin bir nefes alamayacağının farkında.
Associated Press ajansı, Brezilya'nın Rio de Janeiro kentindeki Pedra Branca eyalet parkında çekilmiş tüyler ürperten fotoğrafları dünyaya servis etti.
Fotoğraflarda, dört Brezilyalı bilim adamının yağmur ormanlarında dar bir yolda ilerlerken, gecenin çökmeye başlamasıyla el fenerlerini açtığı görülüyor.
Araştırmacıların tüm dünyayı yakından ilgilendiren ve hayati önem taşıyan bir görevi var: Yarasaları yakalamak ve bir sonraki küresel salgını önlemeye yardımcı olmak.
AP muhabirinin fotoğrafları çektiği noktanın birkaç metre ilerisinde, karanlıkta neredeyse görünmez olan bir yarasa, kanatlarını kendisini tuzağa düşüren ince naylon ağa doğru gererken yüksek bir ses çıkardı. Araştırmacılardan biri, sivri dişlerini eldivenli parmaklarını ısırmak için kullanan yarasayı takıldığı ağdan kurtardı.
Kasım ayında gerçekleşen bu araştırma, birçok bilim insanının, koronavirüs salgınıyla bağlantılı olduğuna inandığı yarasalar da dahil olmak üzere vahşi hayvanlarda bulunan virüsleri toplama ve inceleme projesinin bir parçasıydı.
Brezilya'nın devlet tarafından işletilen Fiocruz Enstitüsü'nde gerçekleşen araştırma kapsamında, insanlarda son derece bulaşıcı ve ölümcül olabilecek diğer virüslerin tespit edilmesi için çalışıldı.
Bu bilgiler, virüslerin insanlara bulaşmasını engelleyecek planlar hazırlamak, başka bir deyişle, bir sonraki potansiyel küresel salgını başlamadan önlemek için kullanılıyor.
Dünyanın bir ucunda meydana gelen bir salgın, tıpkı koronavirüsün yaptığı gibi tüm dünyayı tehlikeye atıyor. Brezilyalı ekip, bu yüzyılda ikinci bir pandemi riskini en aza indirmek için uğraşan, dünya çapındaki birçok araştırmacıdan sadece biri.
Bazılarına göre, dünya hala süregelen salgının yıkıcı etkileriyle boğuşurken, bir sonraki küresel salgını düşünmek için çok erken olabilir. Ancak bilim adamları, yeni bir virüsün hayvandan insana atlayacağını ve orman yangını gibi yayılabileceğini söylüyor.
Bu pandeminin gösterdiği gibi, modern ulaşım, patojeni birkaç saat içinde dünyanın her köşesine yayabilir ve virüsler yoğun nüfuslu şehirlerde kolayca yayılabilir.
Güney Hindistan'daki Vellore'deki Christian Medical College'da bulaşıcı hastalıklar uzmanı olan Dr. Gagandeep Kang'a göre soru, bunun ne zaman olacağı.
Önceki araştırmalar, nüfus yoğunluğu ve vahşi yaşamla iç içe olan hayat nedeniyle Hindistan'ın bu tür bir "yayılmanın" meydana gelme olasılığı en yüksek yerlerden biri olduğunu tespit etti.
Pek çok bilim insanının, dikkatini dünyadaki tek uçan memeliler olan yarasalara çevirmesi tesadüf değil. Yarasaların Kovid-19, SARS, MERS, Ebola, Nipah virüsü, Hendra virüsü ve Marburg virüsü dahil olmak üzere yeni salgınları ortaya çıkaran birçok virüs için orijinal veya aracı konakçı olduğu düşünülüyor.
Antarktika hariç her kıtada bulunan ve bin 400'den fazla türün bulunduğu çok çeşitli bir grup olan yarasaların ortak noktası, kendilerinde asgari semptomlar sergilerken insanlarda ve çiftlik hayvanlarında ölümcül olan virüsleri taşımaları ve yaymaları.
Montana Eyalet Üniversitesi'nde yarasaları inceleyen bir epidemiyolog olan Raina Ploughright, "İşin sırrı yarasaların alışılmadık bağışıklık sistemlerine sahip olmaları ve bu onların uçma yetenekleriyle ilgili olmasıdır" dedi.
Bilim adamları yarasalara dair gizemi çözmeye çalışırken önde gelen iki teori bulunuyor. Bunlardan biri, yarasaların, Kanada'daki McMaster Üniversitesi'nden virolog Arinjay Banerjee'nin "etkili bir DNA onarım mekanizması" olarak adlandırdığı şeyi geliştirmiş olabileceği.
İkinci teori de, vücutlarının iltihap tetikleyicileri sıkı bir şekilde düzenleyebileceği ve viral enfeksiyonlara aşırı tepki vermeyebileceği yönünde.
Bilim insanları ayrıca "Dünya çapında habitatların artan yıkımı ve parçalanmasının, vahşi yaşam ve insanlar arasında daha yüksek temas oranları yarattığına ve yayılma için daha fazla fırsat oluşturduğununa" dikkat çekiyor.