23.12.2020 - 18:10 | Son Güncellenme:
DHA
Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir yaptığı açıklamada, keşifte kullanılan malzemelerin ve yöntemlerin, cinayetin işlendiği günkü gibi olmadığını, gerekli koşulların sağlanamadığını söyledi.
Avukat Epözdemir, "Maktulenin boyu 1.83 ve kilosu 65. Buradaki keşifte varilin yalnızca alt tarafına ağırlıklar koyuldu. Halbuki maktuleyi koyuyorsunuz, kalekim koyuyorsunuz, üzerine beton koyuyorsunuz ve bu yaklaşık 162,5 kilo ediyor. Siz varilin içine ağırlık bırakınca, o ağırlık yalnızca dibe çöküyor ve ağırlık merkezi dipte oluyor. Jandarma tutanağa bakınca 98,66 kilo yalnızca beton ve varilin ağırlığı, 65 kilo da maktulenin olduğunu düşünürsek 162,5 kilodan bahsediyoruz."
"Varilin uzunluğu rapora göre 60 santimetre, maktulenin boyu ise 1.83. Varilin içine nasıl konulduğu bile bize göre muamma, bu bile hayatın olağan akışına aykırı. 162,5 kiloyu bir kişinin tek başına taşıması, kaldırması, indirmesi bize göre mümkün değil."
"O nedenle başkaca faillerin olduğunu başından beri söylüyorduk. Burada kütle varilin en altına bırakıldı. Ancak beton ve maktulenin cesedini düşündüğümüzde bütün varilin içine o ağırlığın yayılması lazım. Çekim merkezi yalnızca bir bölgeden değil tamamında olması lazım. "
"Bu yönüyle baktığımızda yargılamanın esasına müessir bir keşif yapılamadı çünkü o günkü koşullar sağlanamadı. Bir diğer husus, yanan bir varili taşıdığını söylüyor. Ancak, Adli Tıp Raporu'na göre elinde yanık izleri yok. Böyle bir şey bize göre olamaz" dedi.
Avukat Epözdemir, sanık Cemal Metin Avcının ifadesinde cesedi varilin içine odun koyup yakmaya çalıştığını söylediğini hatırlatıp, "'Ancak yoğun duman çıkınca yapamayacağımı anladım' diyor. 'Dışarı çıkıp benzin aldım ve onu döküp, yaktım' diyor.
"Dolayısıyla 162,5 kiloluk varilin bir de sıcak olması lazım. O da burada sağlanamadı. Yanan bir varil de yapmak mümkün olmadı. Sadece 98 kiloluk bir varil dolduruldu, aracın arkasındayken içerisine beton döküldü ve 162,5 kilo bu şekilde indirilebiliyor mu buna bakıldı. "
Biz bu keşfin yargılamaya bir şey katamayacağını düşünmüyoruz. Fakat her şeye rağmen sanığın bunu tek başına yapamayacağı bize göre ortaya çıktı" diye konuştu.
Keşfin aylar sonra yapıldığını, cinayet mahallinin sanığın mülkü olması nedeniyle keşif alanını kendi savunmasını teşvik edecek şekilde tanzim ettirebleceğini belirten Epözdemir, "İfadesinde burayı restoranına alkol götürmek için depo olarak kullandığını söylüyordu, bu doğrultuda içeriye bira şişeleri konmuş.
Kokoreç konmuş. Son olarak ben Mertcan Avcıya şunu sordum; 'Gelip baktığını söylüyorsun ve Cemal Metin Avcıya soruyorsun. O da diyor ki 'Ben kokoreçleri yaktım.' Böylesine gayri ahlaki bir ifade var.
'Bir insan yanığıyla kokoreç kokusunu ayırt edemiyor musun?' diye sordum. 'Hayır' dedi. Maktule yakılıyor ve biz bunu kokoreç kokusuna benzeten bir sanık profilinden bahsediyoruz" dedi.