04.04.2025 - 15:23 | Son Güncellenme:
Çocukların davranışlarını yönlendirmek için ödül vermek, aslında çok eski bir yöntem. Doğru kullanıldığında işe de yarar. Ama burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta: Sürekli maddi ödüllerle ilerlememek. Örneğin, “Bu kitabı bitirirsen sana oyuncak alırım” demek yerine, “Bu kitabı okursan beraber üzerine konuşalım, seninle vakit geçirmeyi çok isterim” demek gerekiyor.
Sürekli oyuncak, çikolata ya da para gibi dışsal ödüller verirseniz, çocuk bir süre sonra sadece bir şey alacağı zaman çaba gösterir. Ödül yoksa, davranış da yok. Bu, disiplini değil, alışkanlığı bozar.
Ceza konusu ise çok daha hassas. Her ne kadar yanlış davranışı düzeltmek için kullanılsa da, çocukta korku, inatlaşma ve uzaklaşma gibi duygular oluşturabilir. Özellikle aşağılayıcı ya da fiziksel cezalardan mutlaka kaçınılmalıdır. Ceza, bazen kısa vadede işe yarıyor gibi görünse de, uzun vadede çocuğun iç disiplin kazanmasına değil, cezadan kaçınmasına neden olur.
Disiplin, karşılıklı anlayış ve rehberlikle gelişen bir süreçtir. Bu nedenle “Ödevini yap, sonra tabletle oynayabilirsin” demek yerine, “Önce görevlerimizi tamamlayalım, sonra keyif zamanımız başlasın” diyebilirsiniz. Çocuğa yaşına uygun sorumluluklar vermek, hem kendine güvenini artırır hem de öz disiplin geliştirmesine yardımcı olur. 3 yaşındaki bir çocuk oyuncaklarını toplamakla başlayabilir, 6 yaşındaki biri masasını düzenleyebilir.
Küçük görevler, çocuğun hem ailede bir yeri olduğunu hissetmesine hem de kendi davranışlarını yönetmeyi öğrenmesine fayda sağlayabilir. Disiplin demek, sadece kuralları öğretmek değil, aynı zamanda çocuğun duygusal gelişimini desteklemenizdir.
Çocuklar, sevilerek, anlaşarak ve örnek alınacak davranışlarla büyür. En büyük ödül, ebeveynlerinin yanında kendini değerli hissetmenizdir. En etkili disiplin ise, bir çocuğun kendine "Ben bu davranışı yapmalıyım çünkü doğru olan bu" demesini sağlamak...