03.09.2024 - 17:57 | Son Güncellenme:
Türkiye, doğasında birçok bitki ve zenginlik barındırıyor. Bu canlılar arasında yer alan zehirli mantarlar ise oldukça kritik bir tür. Zehirsizinden ayırt edilmesi zor olan mantarlar, şekilleriyle, renkleriyle ve kokularıyla kolaylıkla fark edilmeyebilirler. Zehirli mantarları beraber tanımaya ne dersin? Hadi, beraber bir doğa yürüyüşüne çıkalım.
Mantarlar arasında genel olarak beyaz solungaçlı, kırmızı veya kahverengi şapkalı olup üzerinde beyaz benekler barındıran mantarların zehirli olduğu düşünülür. Sapının topraktan çıktığı yerde yüksük biçiminde kılıfı olan mantarların zehirli olduğu yönündeki düşünceler doğrudur.
Gelin mantarı olarak da bilinen sinek mantarı, doğanın renkli ama tehlikeli bir yüzünü temsil eder. Kırmızı veya turuncu şapkasının üzerinde belirgin beyaz benekleriyle çizgi filmlerde sıkça karşımıza çıkan masalsı mantarlara benzer. Ancak bu sevimli görüntünün ardında, oldukça zehirli bir mantar türü saklıdır. Görünüşüyle dikkat çekici olsada sinek mantarını tanımak ve ondan uzak durmak hayati öneme sahiptir.
Kuzugöbeği ebesi mantarı, Türkiye’deki zehirli mantarlardan biridir. Kahverengi ve kırmızı rengi şapkası olan bu mantar, ilerleyen dönemlerde güneş ışığına maruz kaldıkça koyu kahverengi ve siyaha dönüşür. Şapkası, ergin halinde düzensiz ve kıvrımlı şekliyle beyni andırır. Bu mantar türü, daha çok iğne yapraklı orman ve dağlık arazilerde görülür.
Türkiye’nin ormanlık alanlarında sıkça rastlanan Amanita Verna, halk arasında beyaz şapkalı mantar olarak bilinir. Bu mantar, saf beyaz rengi ve düzgün yapısıyla oldukça masum görünebilir. Ancak bu zarif görünümün ardında ölümcül bir tehlike saklıdır. Beyaz şapkalı mantarın toksinleri, vücuda alındıktan sonra karaciğeri hedef alarak ölümcül sonuçlara yol açabilir. Görünümü nedeniyle yenilebilir mantarlarla karıştırılma riski yüksek olan bu mantarı tanımak, zehirlenme vakalarını önlemenin en etkili yollarından biri olabilir.
Sarı Kız olarak bilinen Cortinarius Speciosissimus, adını parlak sarı şapkasından alır ve orman tabanında göze çarpar. Bu renkli ve çekici görünüm, birçok kişinin dikkatini çekebilir. Ancak bu mantar, içinde barındırdığı toksinlerle oldukça tehlikelidir. Sarı Kız, özellikle böbrekleri hedef alan güçlü zehirleriyle tanınır ve belirtiler genellikle mantar tüketildikten birkaç gün sonra ortaya çıkar. Renkli görüntüsüne aldanmamak ve doğada bu mantarla karşılaşıldığında dikkatli olmak büyük önem arz eder.
Türkiye’de zehirlenme vakalarının başlıca sebeplerinden bir diğeri de halk arasında evcikkıran adıyla bilinen köygöçüren mantarıdır. Bu mantar, yaşamının ilk evrelerinde şapkasını zeytin yeşili, zeytin sarısı ve parlak hâkî tonlarında sergiler. Ancak zaman geçtikçe şapkası büyüyüp gelişir ve rengi giderek açılarak beyaza veya uçuk zeytin yeşiline dönüşür. Yenilebilir mantarlara olan bu benzerliği, köygöçüren mantarını ayırt etmeyi oldukça zorlaştırır ve bu da onu daha da tehlikeli kılar.
Türkiye’de bilinçsizce toplanan zehirli mantarlar, birçok zehirlenme vakasını da beraberinde getiriyor. Evcikkıran adıyla bilinen köygöçüren mantarı hayatının ilk dönemlerinde haki rengindedir. İlerleyen süreçlerde şapkası gelişip büyüdüğünde rengi iyice açılır ve beyaza yakın bir renge bürünür. Yenilebilir mantarlara fazlasıyla benzese de bu mantarlar zehirlidir.