13.10.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Sicilya, Akdeniz'in en büyük adası olma özelliği taşıyor. 25.426 kilometrekarelik yüzölçümüne sahip olan ada, İtalya'nın en güneyinde yer alır. Konumu itibarıyla Akdeniz'in doğu ve batı ekseninde ikiye ayrıldığı noktasında yer alan Sicilya, hem doğu hem de batı esintileri taşır.
Messina Boğazı ile ana karadan ayrılan Sicilya kendine has kültürü, tarihi ve doğasıyla dikkat çekiyor. Bu kültürün içerisinde İtalyan, Norman, Arap, Yunan ve daha pek çok etki bulunmaktadır. Bu etkiyi mimariden mutfağa, müzikten gündelik yaşantıya hayatın her alanında görmek mümkün.
Palermo, Catania, Syracusa, Taormina gibi önemli tarihi kent ve kasabalara ev sahipliği yapan Sicilya, zengin bir tarihi mirasın parçası olan krallıklar mirası üzerinde yer alıyor. Bu mirastan günümüze görkemli yapılar ulaşmıştır.
Avrupa'nın en yüksek aktif yanardağı olan ve 3323 metre yüksekliğe sahip Etna da İtalya'nın Sicilya adasında yer almaktadır. Stromboli, adadaki bir diğer aktif ve oldukça tehlikeli yanardağdır. Öyle ki sıklıkla Akdeniz'in Deniz Feneri olarak da adlandırılmaktadır.
Alcantara nehri ve kanyonu adanın muhteşem doğal güzelliklerinden sadece birkaçıdır. İtalya'nın diğer bölgelerine göre daha az gelişmiş bir yer olsa da Sicilya zengin doğa ve tarihi güzellikleriyle dikkat çeker.
Ege'den gelen Elymianların ilk olarak yerleşmeye başladığı Sicilya sonrasında da çok sayıda farklı topluluğa ev sahipliği yaptı. Bu da adayı kültürel bakımdan oldukça zengin bir bölge haline gelmesine zemin hazırladı.
Roma, Yunan, Norman, Arap ve İtalyan hakimiyeti yaşayan Sicilya'da tüm bu kültürlere ait izlere adanın her yerinde kolaylıkla rastlamak mümkündür.
Sicilya'da Katolik inancına ait kiliseler kadar Doğu Roma İmpartorluğu döneminden kalma Ortodoks kiliseleri ve İslâm fetihleri sırasında inşa edilen Arap mimari eserleri bulunmaktadır. Bu yönüyle Sicilya görmeye değerdir.
Bununla birlikte Sicilya'da Hristiyanlık öncesi dönemden kalma da çok sayıda tapınak ve antik kent bulunmaktadır. Roma İmparatorluğu döneminden kalma bu antik yapılar da adayı ziyaret eden turistlerin gözdesidir.
Tarihte bağımsız bir krallık olarak da varlığını sürdüren Sicilya, 19. yüzyılda İtalya'nın birliğini sağlamasıyla bu birliğin içinde yer aldı. Bu tarihten itibaren de sürekli olarak İtalya'nın en güneyindeki parçası olarak kaldı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında büyük çarpışmalara ve yıkımlara sahne alan Sicilya, bu yaralarını sarması çok uzun süre harcadı. Özellikle bu dönem adanın en çok göç verdiği dönemlerden biridir.
Akdeniz ikliminin hakim olduğu adada yazlar aşırı sıcak geçer. Bölge meteoroloji müdürlüğünün ölçümlerine göre adada kaydedilen en yüksek sıcaklık 49 derece.
5.1 milyonluk nüfusa sahip olan adada günümüzde en çok konuşulan dil İtalyancadır. Ancak özellikle başta Arnavutlar gibi Doğu Avrupalı göçmenler ve Araplar da bölgede yaşamakta. Nüfus itibarıyla da Sicilya, Akdeniz'in en kalabalık adasıdır.
Sicilya'yı dünya çapında bilinir kılan yönlerinden biri de mafyasıdır. Popüler kültürde de sıklıkla işlenen, romanlara, filmlere konu olan mafya, Sicilya'ya dair akla ilk gelen şeylerden biridir.
Mafyanın doğduğu yer olan Sicilya, ünlü Baba filminin gerçek hikayesinin de çıkış noktasını oluşturur. Adadaki Corleone kasabası bu açıdan oldukça ünlüdür.
Bunun yanı sıra mafya adada günümüzde de etkinliğini sürdürmeye devam etmektedir. Sicilya dünyaya sıklıkla mafya çatışmaları ve polislerin operasyon haberleriyle gündeme gelmekte.