06.12.2015 - 14:27 | Son Güncellenme:
6 Ekim İstanbul'un kurtuluş günü sosyal medyada en çok konuşulanlar arasında girdi. 1923 yılında İstanbul, 4 yıl süren düşman işgalinden kurtuldu. Lozan zaferinin ardından düşman güçleri tek tek İstanbul'dan ayrılıyordu.
5 Ekim 1923’te şehrin Anadolu yakasına gelen Türk Ordusu, 6 Ekim 1923 günü coşkun bir bayram havası içinde, sevinç gözyaşları arasında ve çiçek yağmuru altında İstanbul’a girdi.
İtilaf Devletleri donanmaları 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’na dayanarak 13 Kasım 1918’de Haydarpaşa önlerine demirleyip İstanbul’a girdi. Fiilen gerçekleşmiş olan işgal, 16 Mart 1920 tarihinde resmi işgale dönüştü.
Fransız işgal komutanı d’Esprey Galata'dan Şişhane'ye geçerken
Türk Ordusu’nun İzmir’e girmesinden sonra Fahrettin Paşa komutasındaki 5. Süvari Kolordusu İtilaf Devletleri kontrolündeki tarafsız bölgeye doğru ilerlemeye başladı. Bunun üzerine Müttefik kuvvetlerde bulunan Fransız ve İtalyan birlikleri derhal geri çekildi. Çanakkale’de bulunan İngiliz birlikleri General Harrington’un emriyle savunma pozisyonu aldı.
İngiltere, Ankara Hükûmeti ile anlaşma yolları aramaya başladı. Ankara Hükûmeti İstanbul ve Çanakkale boğazlarının denetimini istedi. İngiltere başbakanı Lloyd George bu istekleri reddetti. Birliklere savaş pozisyonu alması emrini verdi. Fakat Harrington ateş açılmaması emrini verdi. Türk birlikleri, İngiliz direnişi ile karşılaşmadan tarafsız bölgeye girerek Çanakkale Boğazı’na doğru ilerlemeye başladı. Türklerle savaşılmasını istemeyen Winston Churchill’in başını çektiği bir grup bakan istifa etti.
Diğer taraftan İzmir’in Kurtuluşu’ndan sonra Damat Ferit Paşa 21 Eylül 1922’de ülkeden kaçtı. Mudanya Mütarekesi gereği Trakya topraklarının teslimi yapılırken Türkiye’yi temsil edecek kişi olarak Mustafa Kemal Paşa’nın isteği ile Refet Paşa; İstanbul komutanı olarak da Milli Müdafaa Umumi Katibi Selahattin Adil Paşa görevlendirildi. Refet Paşa, 19 Ekim tarihinde TBMM Muhafız Grubu’ndan 100 kişilik bir kuvvetle Gülnihal vapuru ile Mudanya’dan ayrılıp İstanbul’a geldi. Ardından “İstanbul Komutanı” sıfatıyla Selahattin Adil Paşa, 81. Alay ile İstanbul’a geldi. Refet Paşa ve Selahattin Adil Paşa’nın İstanbul’a gelmesine rağmen işgal sonlanmadı. Çünkü mütarekeye göre işgal kuvvetleri barış antlaşması imzalanmasından hemen sonra İstanbul’u boşaltacaktı.
24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra, 23 Ağustos 1923’ten itibaren İtilaf kuvvetleri İstanbul’dan ayrılmaya başladı. Son İtilaf birliği ise 4 Ekim 1923 günü Dolmabahçe Sarayı önünde düzenlenen bir törenle Türk bayrağını selamlayarak şehri terk etti.
6 Ekim 1923’te ise Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu İstanbul’a girdi ve işgal resmen sonlandı. İşgal 4 yıl 10 ay 23 gün sürdü. Her yılın 6 Ekim’i böylece İstanbul’un kurtuluş günü olarak belirlendi ve kutlanmaya başlandı.
İngiliz askerlerinin Pera'dan Taksim'e yürüyüşü - 1922
İngiliz deniz piyadeleri Galata Köprüsü'nden geçerken
İşgal yıllarında, İstanbul'un günlük yaşamından kesitler
İşgal günlerinde Kasımpaşa
İngiliz askerleri İstanbul tepelerinde
Levent'te bir Fransız kışlası
Fransız komutanlar İstanbul'a ayak basıyor
İngiliz denizciler Şişhane'de.
İngiliz zırhlı savaş aracı Taksim'de
İngiliz askerleri Beyoğlu'nda geçit töreni yapıyor
İngiliz askeri bandosu Beyoğlu'nda geçit töreni yapıyor.
Türk Ordusu İstanbul'da
Yarımada ve Haliç'teki İşgal Donanması - 1920
Fransız komutan Franchet d'Espéret'ye ait İstanbul fotoğraf albümü Paris'te tesadüfen bulundu. Notları bulunmayan kareler, o günün siyasî ve sosyal vaziyetini anlama adına anahtar detaylar sunuyor.Sokaktaki bir lostracıya ayakkabılarını boyatanr Osmanlı kadını…
Şehzade Camii... İstanbul'un meşhur yangınlarından biri mütareke devrine denk gelmişti. 1918 senesinde çıkan Zeyrek Yangını, çevre semtlere de sıçramış, zaten bitap düşen şehrin adeta ruhunu bedeninden ayırmıştı. Fotoğrafta yangına maruz kalan Vefa semti ve minaresinin külahı düşen Şehzade Camii görülüyor. Hemen önündeki Burmalı Mescit ve çevre konakların büsbütün harap olmuş durumda. Bozdoğan Kemeri üzerinden çekilen fotoğrafta devrin şaşaalı binalarından Zeynep Hanım Konağı görülüyor. Sağ köşede de Aksaray'daki Pertevniyal Camii'nin kubbesi seçiliyor.
O dönemde vefat eden bir zatın cenaze merasimi. Gayet sade bir şekilde kabristana taşınan tabutun üzerinde sarılan kilim ve Kabe örtüsü dikkat çekiyor. Başucunda asılan fesi de eski Osmanlı adetlerinin son demlerine işaret ediyor. O esnada sokaktan geçmekte olan müstevli askerleri de fotoğrafın bir başka unsuru.
Fransız Mareşal Franchet d'Espéret, Paris'ten gelen bir emirle 1920 senesinde Sofya'dan İstanbul'a tayin edildi. Onun sorumluluğundaki Fransız birlikleri, İstanbul'un suriçi semtlerinde konuşlandı. D'Espéret, Boğaziçi'nde Osmanlı ordusunun muktedir ismi Enver Paşa'nın konağına yerleşti.
Kanuni Sultan Süleyman Türbe'sinden bir manzara. Masanın üzerinde o devrin şartlarında yapılmış bir Kâbe maketi yer alıyor. Mescid-i Haram'ın önünde dağları temsil eden dalgalarla çevrelenen uzun yol, Arafat'a giden yolu tasvir ediyor.
O günlerin bir başka manzarası da İstanbul sahillerinden... Denize giren işgalci askerlerin çekindiği bu fotoğrafta Türklerin Batı kültürü ile tanışmasına şahitlik ediyoruz. O devre kadar devam eden deniz hamamı kültürü, yani etrafı ahşap paravanla çevrili kadın erkek ayrı kısımlarda denize girme adeti mevcuttu. O devirden sonra Türkler, bilhassa İstanbul'a gelen Beyaz Rus göçmenlerinin tercih edeceği mayolu plaj kültürüyle tanışacaktı. Karede yer alan İstanbulluların, bu tarzda giyinenleri uzaktan hayretle izlemesi de bu devirde yaşanan kültür değişimini anlatıyor.
Uzun seneler devam eden savaşlar içinde perişan düşen halk içinde birçok çocuk yetim ve öksüz kalmıştı. O günün koşullarında sahipsiz kalan bu çocukların Edirnekapı'daki Mihrimah Sultan Camii'ne yerleştirildiği görülüyor.
Fatih'teki Nakşidil Valide Sultan Türbesi'nin son türbedarları. 1925 senesinde çıkarılan ve tekke, zaviyeleri tümden kapatan kanunla birlikte türbedarlar da tasfiye edilmiş oldu.
Galata Kulesi önünde İngiliz askerleri
İngiliz 28. Piyade Tümeni birlikleri Beyoğlu'nda
Beyoğlu'nda trafiği düzenleyen İngiliz İnzibat
Bahriye nezareti önünde İngilizler ( Kuzey Deniz Saha Komutanlığı binası )