05.10.2020 - 19:01 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dokuzuncu gününe giren Dağlık Karabağ savaşında mevzi kaybeden Ermenistan birlikleri savaş alanını geride silahlarını bırakıp terk ederken, bugün de Azerbaycan'ın en büyük ikinci kenti Gence'yi roketlerle hedef aldı.
Sınıra kuş uçuşu 75 kilometre mesafede yer alan ve 330 bin insanın yaşadığı şehrin sakinleri, Pazar gününün ardından Pazartesi de bir dehşete uyandı.
BBC muhabiri Gönül Halilova'ya konuşan bir Gence sakini, "Bir patlama duyduk, şoke edici ve korkunçtu. Çocuklar çığlık atıyordu. Evlerimizden çıktık ve sığınaklara gittik" dedi.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Ermenistan ordusunun Beylegan, Berde ve Terter şehirlerine topçu atışları düzenlediğini duyurdu. Azeri yerel medyası, Berde kentinde sivilleri hedef alan saldırılarda can kaybı ve yaralıların olduğunu bildiriyor.
Pazar günü Gence, Mingeçevir, Hızı ve Abşeron'u hedef alan saldırılarda 22 sivil yaşamını yitirirken, Azerbaycan ordusu radar sistemlerinin Ermenistan tarafından atılan füzeleri yakaladığı görüntüleri paylaştı.
Reuters haber ajansı, Güney Kafkasya'da son çeyrek asrın en ölümcül çatışmalarının yaşandığını, yüzlerce can kaybı olduğunu aktarıyor.
Ermenistan ordusu, işgal altındaki Dağlık Karabağ'da 21 askerinin daha öldüğünü resmen açıkladı. Açıklamada askerlerin isimleri ve doğum yılları yer aldı. Ermenistan'ın resmi açıklamalarına göre, sekiz günde 209 asker öldü.
Azerbaycan ordusu ise, Ermenistan işgali altındaki Dağlık Karabağ'ın başkenti Hankendi'deki askeri hedefleri vurdu.
Ermenistan medyası, vurulan hedeflerden arka arkaya yükselen siyah dumanların görüntülerini yayınladı. Siren seslerinin duyulduğu görüntülerde kiliselerde çanların çaldığı dikkat çekiyor.
Dağlık Karabağ'daki Ermeni güçleri köşeye sıkışırken, yerel medya bugün birkaç dakika içinde 16 patlama duyulduğunu bildirdi.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı'nın akşam saatlerinde Twitter hesabından paylaştığı fotoğraflar ise, savaşın gidişatını açıkça ortaya koydu.
Fotoğraflarda Dağlık Karabağ savaşında mevzilerini bırakıp kaçan Ermenistan askerlerinden geride kalanlar yer alıyor.
Muharebe alanında terk edilmiş tanklar, havan topları, askeri araçlar ve birçok cephane var.
Azerbaycan haber ajansı APA ise, Ermenistan ordusundan ele geçirilen çok sayıda tank, onlarca zırhlı aracın fotoğraflarını dünyaya servis etti.
Rus devlet kanalı Rusya 1, destek arayan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın Rus lider Vladimir Putin'i aradığı görüntüleri ekrana getirdi.
Azerbaycan medyası ise, neredeyse her gün telefonu çalan Putin'in Paşinyan'a 'Meşgulüm, sonra ararım' dediğini yazdı.
Pazar günü cephede elinde silahla fotoğraf paylaşan Dağlık Karabağ'ın siyasi lideri Arayik Harutyunyan'ın bugün bir başka fotoğrafı Ermenistan Savunma Bakanlığı tarafından paylaşıldı.
Fotoğrafta, Harutyunyan ve etrafındaki Ermeni komutanların yüzünden düşen bin parça. Resmi tweette bu sabah ön cephede olduğunu belirten Harutyunyan, komutanlarıyla stratejileri tartıştığını söyledi.
Azerbaycan ordusu, sekiz gün içinde Cebrail ili ile Karahanbeyli, Aşağı Seyitahmetli, Mehdili, Aşağı Maralyan, Kuycak, KendHoradiz, Çakırlı, Büyük Mercanlı, Şeybey, Taliş, Karkulu, Şükürbeyli, Yukarı Maralyan, Cereken, Daşkesen, Horovlu, Dejan, Mahmutlu, Caferabat, Sugavuşan ve Papı köyleri olmak üzere toplam 22 yerleşim yerini işgalden kurtardı.
Geri alınan Taliş köyüne Azerbaycan bayrağı çekilirken, yayınlanan görüntülerde ellerinde bayrakla yürüyen askerler göze çarpıyor.
Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Ermenistan, bölgeyi yarım asırı aşkın bir süredir işgal altında tutuyor.
Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyor.
Peki, ikisi de eski Sovyetler Birliği ülkesi olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun tarihçesi ne? 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlıbaşına gösterir nitelikte.
İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.
Azerbaycan ve Ermenistan’ın 1922’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne katılmasıyla Dağlık Karabağ, kabullenilmiş görünen, ancak Ermeniler tarafından benimsenmeyen bir yapıya evrildi. 1923’te Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı otonom bölge statüsü verilen Dağlık Karabağ'da, bölgede yaşayan etnik Ermenilerin, Azerbaycan yönetiminden duydukları rahatsızlığı zaman zaman gündeme getirmelerine rağmen, Sovyet sisteminin durma noktasına geldiği 1980’lerin sonuna kadar statüko korundu.
Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov’un tıkanan sistemin önünü açmak için 1985’te başlattığı açıklık (glasnost) ve yeniden yapılanma (perestroika) süreciyle beraber, Kafkasya’nın bütün sorunlu alanları gibi Dağlık Karabağ da gün ışığına çıktı. Sovyet yönetiminin her geçen gün zayıflayan otoritesini değerlendiren Dağlık Karabağ Otonom Yönetimi, 1988’de Ermenistan Cumhuriyeti’ne bağlanmayı talep etti. Bu talep karşılık bulmazken Azerbaycan ile Ermenistan’ın 1991’de bağımsızlıklarını ilan etmelerinin akabinde Dağlık Karabağ Ermenilerinin ayrılma girişimleri de yoğunlaştı.
Bu dönemde Karabağ'daki Azeri nüfusu zorunlu göçler nedeniyle yüzde 20'ye kadar düşmüştü. 10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.
Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyor. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlanıyor. 2014'ün Ağustos ayında 20 yılın en kanlı çatışmaları yaşandı. Dağlık Karabağ sınırında iki gün süren çatışmalarda 13 Azerbaycan askeri öldü. Ermenistan Savunma Bakanlığı da 20 askerinin öldüğünü açıkladı.
Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında. Azeriler bölgenin tarihsel olarak kendi kontrolünde olduğunu ve dolayısıyla kendilerine ait olduğunu iddia ediyor; Ermeniler ise bölgede hep Ermenilerin yaşadığını ve Azeri yönetiminin gayrimeşru olduğunu savunuyor.
İç mesele olarak görüldüğünden dış müdahale konusunda diğer devletler gönülsüz davrandı. İhtilaf, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanması dolayısıyla 1992’den itibaren devletlerarası bir hale büründü. Azerbaycan’da savunma harcamaları 2003’ten bu yana her yıl yaklaşık yüzde 50 oranında arttı. 2012’de savunma harcamaları, Azerbaycan’ın toplam kamu harcamalarının beşte birini oluşturur hale geldi. Ermenistan da Rusya’nın yardımıyla cephaneliğini genişletti.
Tam sayılar net olarak bilinmemekle beraber, küçük yerleşimler ile Laçin ve Kelbecer’in nüfusunun toplamda yaklaşık 14 bin kişi olduğu sanılıyor. AGİT Minsk Grubu eş başkanlarına göre 2005 yılından bu yana nüfusta belirgin bir artış yok. Bölgeye yerleşen etnik Ermeniler altyapıya, ekonomik faaliyetlere ve kamu hizmetlerine kısıtlı bir erişime sahip. Birçoğunun kimlik belgeleri de eksik.
Sorunun en zayıf yeri 175 kilometre uzunluğundaki temas hattı. Mayın tarlalarıyla dolu bu hat, Birinci Dünya Savaşı siperlerini andırıyor. Temas hattına Ermeni tarafından 30 bin, Azerbaycan tarafından ise bu sayıdan biraz daha fazla asker konuşlandırılmış durumda. AGİT Minsk Grubu aracılığıyla yürütülen müzakereler zorlu geçiyor; zira liderler uzlaşıya yaklaşsa da ülkelerinde kamuoyunun isteklerini karşılayamama endişesiyle geri adım atıyor.
Dağlık Karabağ Azerileri ve Ermenileri sürece etki edemiyor. Ermenistan ve Azerbaycan kamuoyunun süreç üzerinde, bölgenin yerlilerinden daha çok etkisi var. Minsk Grubu eş başkanlarının sözcüsü ya da medya sekreteri yok. Bu nedenle de görüşmeler medyada az yer alıyor.
Rusya, önceden Ermenistan’a yakın bir pozisyon almışken, artık Azerbaycan’a ve Ermenistan’a eşit uzaklıkta durmayı tercih ediyor. Bu strateji Ağustos 2008’de Gürcistan’la yaşanan savaşın ardından güçlendi. Stratejik öncelik Gürcistan’ın tecrit edilmesi haline dönüştü. Dağlık Karabağ Sorunu ABD için, Orta Doğu’daki çatışmalardan daha az öneme sahip. Kongre’deki Ermeni lobisi, Hazar Denizi Havzası enerji güvenliği, ‘terörle mücadele’ ve Afganistan’a uçuşlarda Azerbaycan hava sahasını kullanabilmesi ABD için öncelikli konular.
Azerbaycan’ın olası anlaşmadan beklentisi, işgal altındaki toprakların geri verilmesi. Ermenistan’ın olası anlaşmadan beklentisi Karabağ Ermenilerine güvenlik garantisi verilmesi ve bağımsızlık oylaması yapılması. Anlaşmanın Azerbaycan için kaygı verici tarafı, 'bağımsızlık' seçeneğinin referanduma götürülmesi. Anlaşmanın Ermenistan için kaygı verici tarafı, Ermenistan ile Dağlık Karabağ topraklarını birbirine bağlayan Laçin Koridoru'nun korunamaması ve uluslararası güvenlik garantilerinin bölgede kendi etkisini azaltması.