17.08.2018 - 08:46 | Son Güncellenme:
Street art denilen kavramın en iyi yansıtan kent muhtemelen Berlin'dir. Kentin dört bir yanına dağılmış bir şekilde sokaklarda karşınıza çıkacak olan duvar resimleri, havası kapalı ve bol yağmurlu Berlin'e renk katıyor.
Berlin denince akla gelen şeylerden biri de kesinlikle müzeler. Kentin dört bir yanında müzelere rastlayabileceğiniz gibi, Berlin'in merkezinde Spree nehri üzerindeki müze adasında bir gününüzü dolu dolu geçirebilirsiniz. Ufak bir ipucu, Bergama'dan Berlin'e taşınan Pergamon Sunağı, burada bulunuyor.
Dünyanın farklı coğrafyalarından esintiler taşıyan bu büyük bahçe, 21 hektarlık bir alanı kaplıyor. İçinde Çin, Fas, Japonya, Endonezya gibi ülkelerden esintiler taşıyan bölümlerin bulunduğu Garten der Welt, Berlinlilere iyi bir hafta sonu aktivitesi sunuyor.
Değirmen denince akla ilk olarak Hollanda gelse de Berlin'de de benzeri değirmenleri görmek mümkün. Üstelik bu değirmenler az önce bahsettiğimiz Garten der Welt'e de oldukça yakın bir konumda.
Berlin'in en önemli yapılarından biri kentle aynı adı taşıyan Berlin Katedrali. İkinci Dünya Savaşı sırasında yerle bir olan kette yıkımdan payını alan katedral, bugün yeniden tüm görkemiyle turistleri ve ibadet etmek isteyenleri ağırlıyor.
Berlin Duvarı, bugün kentin turistik simgelerinden biri olsa da geçmişte ayrılığın ve acının sembolüydü. Sadece bir kenti değil, aynı zamanda iki farklı dünyayı da ayıran duvar, günümüzde sokak sanatçılarının çalışmalarını yansıttığı bir yer.
Berlin konumu itibariyle, genellikle kapalı bir havaya sahip. Dört mevsim boyunca yağmurun eksik olmadığı Berlin yine de güney kıyılarını aratmayan görüntülere de ev sahipliği yapıyor. Strandbad Jugenfernheide gibi bölgeler, kumsallarında güneşlenebileceğiniz, gölde yüzebileceğiniz yerler olma özelliği taşıyor.Hazırlayan: İhsan Dindar