Geçen yıl, Antwerp'in genişleyen limanında 13 milyar Euro değerinde 90 tonluk rekor bir kokain bulundu ancak bu rakamın, şehir üzerinden dağıtılan kaçak kokainin yalnızca yüzde 10'unu oluşturduğu düşünülüyor.
El bombası saldırıları ve arabadan açılan ateşlerle şehirde şiddet patladı ancak yerel yetkililer daha büyük endişe kaynağının kokain nakit akışının şehri etkileme şekli olduğunu söylüyor.
Antwerp Belediye Başkanı Bart De Wever, uyuşturucu parasıyla desteklenen zengin iş insanlarının Antwerp'in siyasetine sızmaya ve etkilemeye çalıştıklarını öne sürerek tepki gösterdi.
Bir hukuk yetkilisi, 'pide ve berber dükkânlarının nasıl boş durduğunu' ancak kağıt üzerinde nasıl büyük karlar kaydettiğini açıklarken, Antwerp'teki emlak fiyatları da uyuşturucu ticaretinden gelen para yüzünden yükseliyor. Geçen yıl, De Wever, uyuşturucu çetelerinin kendisine suikast düzenlemek istediği iddialarının ardından 7/24 polis koruması altına alındı. De Wever şunları söyledi:
"Antwerp, Amerika ile Avrupa ticareti için ilk uğrak limanıdır. Şehrimiz ile Latin Amerika arasında yakın bağlar oluşturan bu güçlü ticari ilişkiden gurur duyuyoruz. Ancak son yıllarda kokain trafiği katlanarak arttı. Bunun sonuçları çok somut, özellikle liman kentleri için."
Limandaki nakliye firmalarının yanı sıra nakliye ve güvenlik şirketlerinden 10 işçi de uyuşturucu suçlularıyla çalıştıklarını gösteren mesajların incelenmesinin ardından tutuklandı. 'P.C.' olarak bilinen 28 yaşındaki bir kadın liman işçisi, 1.3 tonluk kokain kaçakçılığıyla bağlantılı gangsterlere bilgi vermekle suçlandı.
Tutuklananlar arasında Belçika vergi dairesinde görevli 41 yaşındaki 'Natalie D' ve bir hastane yöneticisi olan 'Femke G' de vardı. Savcılar, suç örgütü üyesi olmadığını iddia etmesine rağmen 24 yaşındaki zanlının 18 ay hapis cezasına çarptırılmasını talep ediyor.
Antwerp'in uyuşturucu sahnesindeki şüpheli büyük oyunculardan biri, şu anda Dubai'de yaşayan ve Belçika'ya geri gönderilme çabalarına direnmeyi başaran 34 yaşındaki Nordin El Hajjioui.
Antwerp, geleneksel olarak Güney Amerika ile tarihsel ticaret bağlantılarından yararlandı, kömür ve minerallerden kahve ve portakal suyuna kadar çeşitli malları ithal etti ve bu da kokainin içlerinde saklanmasını kolaylaştırdı. Kolluk kuvvetleri, Antwerp yoluyla gönderilen kokainin çoğunun daha sonra Avrupa'ya dağıtıldığı ve Hollanda'da işlendiğini iddia ediyor.
Bazı vinç operatörlerine, uyuşturucu yüklerini taşıyan konteynırları saklamaları veya kokain içeren konteynırları yakalanmadan önce yasal olanlarla takas etmeleri için yasadışı olarak binlerce Euro ödendiği düşünülüyor.
Gümrük memurları, kaçakçıların kokain almak için ortaya çıkmadan önce, liman personelinin de yardımıyla günlerce rıhtımlardaki konteynırlarda saklandıkları bir 'Truva atı' tarzı taktiği yürüttüklerini anlatıyor. Sorun o kadar şiddetli hale geldi ki, Antwerp liman çalışanları derneği CEPA, üyelerine rüşvet teklif edilmesinin tehlikeleri hakkında bir video yayınladı.
Belçika genelinde aynı anda 200'den fazla eve baskın düzenlendi ve aralarında Antwerp'te üç avukat ve devlet memurlarının da bulunduğu 48 şüpheli tutuklandı. Çok miktarda nakit para, elmas, mücevher, lüks araba ve silahların yanı sıra sahte polis üniformalarına da el konuldu.
Gözaltına alınanlar arasında, limandaki hangi konteynerlerin potansiyel olarak kokain taşıdığı tespit edildiğini görmelerine izin veren güvenlik izinleri olan gümrük memurları da yer aldı.