Sektörden Avrupa’nın En İyi Baumit Cepheleri

Baumit’in, bu yıl sekizincisini düzenlediği Life Challenge 2022 sonuçları İspanya’nın Valensiya şehrinde açıklandı. Avrupa’nın en iyi Baumit cephelerinin yarıştığı yarışmanın kazananı Slovenya’nın Lübyana kentinde yer alan Cukrarna Gallery oldu. Baumit, 2014 yılından bugüne dış cephe sıvaları ile farklı doku, form ve renk kombinasyonları oluşturarak; hayal gücü, tasarım ve ustalığı buluşturma hedefiyle Life Challenge isimli bir yarışma düzenliyor. Yarışmanın sekizinci yılında Baumit ürünleri kullanılarak tasarlanan cepheler; Dış Cephe Isı Yalıtım Renovasyonu, Konut Dışı Yapı, Müstakil Ev, Tarihi Bina Renovasyonu, Toplu Konut ve Dokusu ile Fark Yaratan Yapı şeklinde 6 farklı kategoride değerlendirildi. Avrupa'nın en iyi cephelerinin İspanyol mimar Santiago Calatrava imzalı L'Hemispheric binasında görkemli bir törenle ödüllendirildiği gecede, Avrupa genelinde 400’den fazla mimari ofis projesi yarıştı. Baumit’in faaliyet gösterdiği tüm Avrupa ülkelerini kapsayan yarışmaya Türkiye'den Tabanlıoğlu Mimarlık, CM Mimarlık, Baraka Mimarlık, Gökhan Aksoy Mimarlık, Ayşin Sevgi Karakurt Mimarlık, Ulema & Ulema Mimarlık ve ONZ Mimarlık gibi ofislerin projeleri de dahil oldu. Life Challenge 2022’de 12 farklı ülkeyi temsilen 12 jüri üyesinden oluşan jüri heyetinde Türkiye'den ise Nevzat Sayın yer aldı. Baumit Türkiye Pazarlama Yöneticisi Selin Tümer Ataoğlu, “Bu yıl Türkiye'den 6 proje Life Challenge Book'ta yer aldı. Tabanlıoğlu Mimarlık imzalı Verra Suites projesi ‘Dokusu ile Fark Yaratan Yapı’ kategorisinde ilk 6 proje içinde yer alarak finale kaldı. İki gün süren jüri toplantıları sonucunda ödül alan projeler belirlendi. Life Challenge 2024, Avrupa'nın en prestijli mimari ofislerini Cukrarna Gallery'de ağırlayacak. Tüm mimari ofisleri bu prestijli yarışmada yer almaya davet ediyoruz ve projeleri heyecanla bekliyoruz!” dedi.

ROCA, GELECEĞİN BANYOLARINI TASARLIYOR

Banyo alanları için tasarladığı ve ürettiği yenilikçi ürünleriyle dünyanın önde gelen markalarından Roca, hayatı kolaylaştıran teknolojilerle ile banyoları keyifli bir yaşam alanına dönüştürüyor. Kişiselleştirilebilir özellikleri ile öne çıkan akıllı klozetler, duş üniteleri, cep telefonuna bağlanabilen mobilya üniteleri, temassız teknolojiye sahip aynalar banyolardaki konforu bir üst seviyeye çıkarmaya yardımcı oluyor. Günlük bakım rutinlerini konforlu anlara dönüştüren bu teknolojiler, aile üyelerinin her birinin beklentisini karşılamayı başarıyor. Roca’nın teknolojiyi klozetlerine entegre ettiği In-Wash® Akıllı Klozet kanalsız tasarımıyla hijyeni desteklerken, her kullanımdan önce ve sonra kendini temizleyen başlık mekanizmasıyla da temizlik yükünü hafifletiyor. Sıcaklık, basınç ve suyun konumunda uzaktan kumanda ile kolaylıkla değişiklik yapılabilmesi sayesinde ise de konfor anlayışına yeni bir boyut katıyor. Roca’nın geliştirdiği Akıllı Duş ile ailenizin tüm üyeleri, kişiselleştirilmiş profillerine kontrol bölmesinden kolaylıkla erişebilir ve kayıtlı ayarlarıyla mükemmel bir duş deneyimi yaşayabilir. Akıllı Duş ile mobil uygulama üzerinden duş sırasında ne kadar su ve enerji harcadığınızı da takip edebilir, daha verimli bir kullanıma kolaylıkla yönelebilirsiniz. Bluetooth hoparlörleri, entegre prizleri, çekmeceleri ve modern aydınlatmasıyla Stratum Lavabo, özel bir geceye hazırlanırken kendinizi iyi hissetmeniz için tüm donanıma sahip. Makyaj için kusursuz ışık sunan Prisma LED aydınlatmalı ayna ise duştan sonra buğu giderme özelliği ile kendinize ayırdığınız zamanı en konforlu şekilde geçirmenize yardımcı oluyor.

YAŞAM ALANLARINDA GÜVENLİ HİJYEN

VitrA’nın geliştirdiği akıllı yüzey teknolojisi V-Agent, içerdiği aktif maddeler sayesinde hücre yapısını bozarak karo yüzeyinde bulunan korona virüs ve bakterilerin etkisini azaltıyor. Üretim aşamasında uygulanan özel yüzey teknolojisi, yer ve duvar karolarında virüs ve bakterilerin etkisini %99,99* oranında düşürüyor. VitrA’nın tüm karo koleksiyonlarına uygulanabilen V-Agent teknolojisi, tüm zeminlerde güvenli hijyen sunuyor. Banyo ve mutfağın yanı sıra, salondan koridorlara, balkondan odalara evdeki tüm yaşam alanlarında kullanılabilen akıllı teknoloji; okul, hastane, restoran, otel, alışveriş merkezi, spor salonu, SPA gibi toplu kullanım alanlarında da güvenle tercih edilebiliyor.

AURA DESİGN STUDİO’DAN TÜRKİYE’NİN ÜÇÜNCÜ BÜYÜK SINIR KAPISI

Ağrı il merkezinin doğusunda, Türkiye ve İran sınırları arasında yer alan Gürbulak Sınır Kapısı ve Transit Merkezi, Aura Design Studio tarafından Türkiye’nin üçüncü büyük sınır kapısı olarak tasarlandı. Gürbulak Sınır Kapısı ve Transit Merkezi bölgesel lojistik ağları, otobüs ve tır hatları ve yolcu geçişleri için yoğun bir bağlantı noktası oluşturuyor. Mevcut kapıdaki altyapı, lojistik, güvenlik ve mekansal yetersizlikleri gidermek amacıyla tasarlanan projede proje alanı genişletilerek tüm yapılar yeniden tasarlandı ve yeni fonksiyonlar eklendi. Yaklaşık 324.000 metrekarelik bir arsa alanında inşa edilecek olan, 80.000 metrekare kapalı alana sahip, 32 farklı yapının yer aldığı master plan ve tüm yapıların BIM koordinasyonu Aura Design Studio tarafından sağlandı. Aura Design Studio, proje çalışmaları 2021 yılında tamamlanan ve halihazırda inşaat süreci devam eden Gürbulak Sınır Kapısı ve Transit Merkezi’nde güvenlik ve verimlilik konularını önemseyen, kullanıcı odaklı bir tasarım elde ederken aynı zamanda da Anadolu geleneği ve arkeolojisinin motifsel özelliklerinden ilham alan davetkar bir karşılama mekanı yaratmayı amaçlamış. Aura Design Studio mimarları Türk ve Altay mitolojisinde önemli bir öğe olarak bilinen çift başlı kartal figürünü hatırlatan giriş takları tasarlamış. 24 saat yaşayacak olan Gürbulak Sınır Kapısı ve Transit Merkezi’nin tasarımında tüm yapıların gündüz ve gece algıları eşit olarak önemsenmiş ve özel cephe aydınlatma tasarımları yapılmış. Gürbulak Sınır Kapısı ve Transit Merkezi’nde parçalı kütle konfigürasyonunun topografya ile güçlü ilişkiler kurması amaçlanmış. Tırların ağırlıklı olarak geçiş yaptığı bölgede geliş ve gidiş yönlerindeki yapılar özel olarak fonksiyon ve güvenlik kurgusu ile tasarlanmış.

TAN URLA, YEŞİL ENERİ SİSTEMİYLE DOĞAYLA İÇ İÇE

Tanyer Yapı'nın Urla Bademler'de yaşama geçirdiği Tan Urla, sürdürülebilir yeşil enerji konseptiyle doğaya saygılı ve çevresiyle bütünleşen bir yaşam imkanı sunacak. Tanyer Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Münir Tanyer, çağdaş, çevreci, doğa ve insan odaklı bir konut projesini yaşama geçireceklerini belirterek, proje içerisinde güneş enerjisinden yararlanılacak bir sistem kurulacağını belirtti. Tan Urla'nın sunduğu imkanlarla bölgeye değer katacağını da vurgulayan Tanyer: Dünyanın bize sunduğu kaynakları en doğru şekilde kullanmak zorundayız. Çünkü bu ülke bize emanet, bizler de çocuklarımıza bırakacağız. Bu nedenle doğayı korumak adına atık bırakmayan, sürdürülebilir güneş enerjisi sistemlerini projemize entegre edeceğiz. Ayrıca, önemi giderek daha çok anlaşılan elektrikli araçlar için AC ve DC hızlı şarj istasyonları da bulunacak” diye konuştu. Mimar Nevzat Sayın tarafından tasarlanan Tan Urla konumu ve donatılarıyla hem yurt içi hem de yurt dışından yatırımcıların ilgisini çekiyor. Sosyal etkinlikler, toplantı ve gösterilerin yapılabilmesi için bir köy meydanının oluşturulduğu projede çeşitli ihtiyaçların karşılanması için alışveriş alanları da bulunacak. Tan Urla'da, Urla'nın sahip olduğu gastronomi kültürünü ve yerel lezzetlerini yansıtan restoranlar da yerini alacak.

REDA’DAN SIRADIŞI VE İÇE DÖNÜK BİR TASARIM

İstanbul Başakşehir’de, yaklaşık 3150 metrekarelik arazi üzerinde Demiröz Grup tarafından hayata geçirilen altı yapı bloğu ve 14 adet bağımsız villadan oluşan D14 Konut Sitesi, Mimar Çağıl Akçurin liderliğinde birbirinden farklı ölçek ve fonksiyonlarda ödüllü mimari ve iç mimari projelere imza atan REDA tarafından tasarlandı. D14 projesinde tek tip bir kat planı organizasyonu tercih edilmiş olmasına rağmen arazinin eğimli yapısı itibarıyla farklı kotlara oturan yapı kütleleri, içinde barındırdıkları bağımsız bölümlerin farklılaşmasında ve tekilleşmesinde büyük bir etken olmuş. Genel bölge tipolojisi ve alınmış proje kararları ile sıradan site yaklaşımından ayrışan D14, arazi çeperine yerleştirilmiş yapı kütlelerinin tanımladığı “içe dönük” bir yaşam alanı ve bu tasarım ile birlikte gelen ortak avlulu bir yaşam alanı olarak tanımlanmış. Her bağımsız bölümün kendine özel açık alanı olmasının yanı sıra bu bağımsız bölümlerde ortak alanların yeşil alanlarından yararlanılmış ve bu ortak avlu, öncelikli olarak yaya-araç sirkülasyonuna hizmet edecek şekilde tasarlanmış. Bu sirkülasyon hattı üzerinde açık ve kapalı otoparklar ve araç şarj istasyonları yerleştirilmiş. Havuz, güneşlenme alanı, yoga deckleri ve topraksız tarım alanları gibi sosyal alanlar da bu sokaklaştırılmış dokunun içinde konumlandırılmış. Cephe modülasyonunun farklı kotlarda bulunan bağımsız bölümler üzerinde kesintisiz devamının sağlanabilmesi için cephe kurgusunda girinti ve çıkıntı tercih edilmemiş, ana cephe tasarım kurgusu cephe boşlukları üzerindeki hareket üzerine kurgulanmış. Bu hareketi vurgulamak adına cephe kaplaması olarak sade malzemeler tercih edilmiş ve çeşitli peyzaj ve aydınlatma öğeleri ile cephe kurgusu ön plana çıkarılmak istenmiş.