MimarlıkFrankie

Frankie

26.12.2022 - 01:00 | Son Güncellenme:

Tarihi Yarımada’nın karşısında, Galataport’ta konumlanan kulüprestoran Frankie, Geo_ID tarafından ziyaretçileri çok amaçlı bir bar çevresinde buluşturan sofistike ve çağdaş bir mekan olarak tasarlandı.

Frankie

İstanbul’un kalbinde, Tarihi Yarımada’nın karşısında Galataport’ta yer alan Frankie, haftanın her günü misafirlerini sofistike bir eğlence yolculuğuna çıkarmak üzere Geo_ID tarafından tasarlandı. Cesur, modern ve performatif bir tasarım arayışında olan müşterinin Geo_ID mimarlarından ana talebi projenin yeme-içme, sosyalleşme ve eğlence için tek durak olmasıymış. Geo_ID’nin bu beklentiye yanıtı “tek durak bar” olmuş. Ziyaretçileri özel tatlar ile buluştururken, müzik üzerinden iletişim kurabilecekleri çok amaçlı bir bar çevresinde bağlantı kurmaya davet eden şık ve çağdaş bir restoran olarak tasarlanan Frankie’nin marka, amblem ve logo yenileme çalışmalarını da Geo_ID üstlenmiş. Mekanın tasarımı, konuklarını içeri girdikleri anda enerjisiyle içine alan, kırmızı, küp şeklinde bir karşılama alanıyla başlıyor. Geo_ID hemen her projesinde, yer ve kullanıcı odaklı tasarım yaklaşımı sonucu, farklı disiplinlerden yerel/ uluslararası sanatçılar ve zanaatkarlarla işbirlikleri gerçekleştiriyor. Bu kırmızı karşılama mekanında da Seda Gazioğlu’nun Feniks kuşu heykeline yer verilmiş. Boş bir duvara eser yerleştirmeden çok, o sanat eseri ile birlikte mekanın tasarlanmasının sözkonusu olduğu Frankie bir “sanatlar sentezi” olarak ele alınmış. Restorana girerken renkler ziyaretçileri, Boğaz manzarasıyla buluşuncaya kadar kahverengi ve siyah bir palette karışıyor ve koyulaşan mekan deneyimi yükseltiyor. “Frankie’nin kalbi” olarak da tanımlanabilecek, bir dizi yüksek tezgahtan oluşan, çok amaçlı, dinamik barda kullanıcılar yemek yiyor, içki servisi alıyor, sosyalleşiyor; burası aynı zamanda dj’in de performans alanı olarak kullanılıyor. Bu deneysel bar alanı, aynı zamanda masa düzeninde oturma kanatlarını birbirine bağlayan bir merkez haline gelerek mekanın organizasyonuna yön veriyor. Üst katta bulunan geniş ve açık terasta ise deneysel bar alanı daha açık tonlarda bir renk paleti ve malzeme seçimiyle, yaz hissi veren dokularla devam ediyor. Böylelikle hem iç hem dış mekanda benzer bir deneyim elde ediliyor. Frankie, gündüz saatlerinden gecenin sonlarına sürekli değişen bir atmosfere sahip. Gün boyunca ziyaretçilerini manzara ile buluşturan şık bir restoran, akşam bir buluşma ve karşılaşma yeri, gece ise eğlencenin kalbi denebilecek bir kulübe dönüşüyor. Tüm unsurların bu deneyim çeşitliliği kurgusu üzerinden tasarlandığı mekanda üzerinde rölyef benzeri farklı çıtalar bulunan kahverengi ahşap lake paneller aracılığıyla tavanda ve duvarda bir derinlik algısı oluşturulmuş. Fransız sanatçı Marianne Maric’in eserleri restoranın duvarlarında bu çıtalar arasına yerleştirilmiş ve aydınlatma armatürleriyle çerçevelenmiş. Boyutları ve yükseklikleri değişen heykelsi sarkıt aydınlatmalar, bar ve masa oturma alanları arasında sorunsuz bir geçiş sağlamak için birleştirici bir tasarım öğesi olarak kullanılmış. Frankie’de saatler ilerledikçe, bu aydınlatma tasarımlarının yansıttığı renklerin değişerek mekanın enerjisinin yükseltilmesi hedeflenmiş. Alçak masalar ve salon koltuklarından oluşan oturma grupları ise, restoranın zarif ve aydınlık şarap kavına katkıda bulunması için tercih edilmiş.

Frankie