Son Güncellenme:
Şah Çerağ Cami; İran- Şiraz'da bulunan ve dünya üzerindeki en ihtişamlı camilerden biri olarak bilinen kutsal bir mekan. Farsça'da 'Işıkların kralı- Işık şahı' anlamına gelen Şah Çerağ'ı bu kadar ihtişamlı hale getiren ise adını almasında etkili olan ışığı; yani caminin tasarımında bulunan milyonlarca küçük aynanın ve mozaiğin yarattığı ışık oyunu. Şah Çerağ, 14. yüzyılda yapılan bir yapı olsa da, bugünkü halini alması 20. yüzyılı bulmuştur. Gün geçtikçe zamana yenik düşerek hasar gören bölümler yeniden elden geçirilerek günümüzdeki görkemli haline dönüştürülmüştür.
İran'da bulunan üçüncü kutsal mekan olan Şah Çerağ Cami, dünyanın her yerinden turisti kendine çekmekle birlikte, bölgede yaşayanların bir nevi hac görevini yerine getirdiği, ziyaret ederek önünde bulunan duvarı öptüğü bir yere dönüşmüş. Sadece bir mezar olarak başlayan, ardından bir anıta ve türbeye dönüşen Şah Çerağ, içinde bulunan milyonlarca ayna mozaiği sayesinde ışığı her yere yansıtarak daha görkemli görünüyor. İlk inşa edildiği dönemde sadece dört adet sütun kullanılarak ve 20 x 10 metre civarı ölçülerde yapılan türbe, gün geçtikçe daha görkemli bir hale getirilmiş bulunuyor. İncu hanedanlığına mensup olan Taş Hatun'un yapıya eklediği cam küre ve zaman içinde eklenen onlarca mozaik sayesinde, bina bugünkü halini alarak ön plana çıkıyor.
Şah Çerağ'ın başlangıç hikayesi M.S. 900'lü yıllara dayanıyor. Rivayete göre o dönemde yolu bölgeden geçen bir gezgin, günümüzde Şah Çerağ'ın inşa edildiği alanda parlak bir ışık görerek oraya yaklaşır. Alana ulaştığında burada parlayan, aydınlanan bir mezar görür. Mezar açıldığında içinden Şii'ler için oldukça önemli cenazeler çıkar: 800'lü yıllarda Abbasiler'in öldürdüğü, 8. İmam Rıza'nın kardeşi olan Seyyid Emir Ahmet. Ardından bölge korumaya alınır ve Şah Çerağ'ın ilk inşa çalışmaları başlar.
Oldukça büyük şamdan formunda tasarlanmış olan minareleri, dışarıdan bile ışıl ışıl aydınlanan Şah Çerağ'ı içine girmeden eşsiz hale getirmeyi başarıyor. Şah Çerağ'ın içinde bulunan büyük avlu ve havuz, itinayla işlenmiş mozaikler ve ahşap sütunlar, parlayan gümüş kapısı, ziyaretçileri karşılayarak içeride bulunanlara hazırlamaya başlıyor. Şah Çerağ'ın içinde Şii'lerin tarihine ve inancına ait birçok sembol bulunan süslemeler, rengarenk camlarla oluşturulan kaplamalar, ayna parçaları, görkemli avizeler, altın kaplamalı pencere ve vitraylar tasarımlarıyla dikkat çekerken; ışığı yansıtarak binanın içinde kuvvetli bir ışık oyunu yaratıyor. Böylece Şah Çerağ'ın kutsal bir mekan olduğu düşünülürse, bu mistik ortam sayesinde ziyaretçilerin huzur bulması da kaçınılmaz hale geliyor.