19.07.2022 - 07:01 | Son Güncellenme:
Aylin Rana Aydin - Dünya çevreci, sürdürülebilir ve doğaya saygılı üretime doğru hızla ilerliyor. Dünyanın en büyük ihracatçıları arasında yer alan Türk tekstil sektörü de sürdürülebilirlik alanında çalışmalarını sürdürüyor. Tekstil sektöründe Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumun artık bir tercih olmadığı, zorunluluk haline geldiği belirtilirken, yüzde 95’i geri dönüştürülebilir materyallerden oluşan sektörün bu konuda avantajlı olduğu ifade ediliyor.
Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Tekin, tekstil ve hazır giyim sektörünün tüm strateji ve hedeflerinde sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomiyi odak noktası yaptığını kaydetti. Tekin, tekstil ve hazır giyim sektörünün hızlı adapte olan bir sektör olduğunu dile getirdi. Tüketicilerin satın alma davranışlarında yaşanan hızlı değişim nedeniyle markalaşma ve inovasyon faaliyetlerinin öne çıktığını anlatan Tekin, “Bu süreçte sürdürülebilirlik ve teknoloji odaklı, çevreye duyarlı ve marka değeri yüksek ihracat hedefimizde tasarım ekosisteminin gelişmesi için firmalarımızın AR-GE ve ÜR-GE yatırımlarına daha fazla destek verilmesini ve teşvikler sağlanmasını bekliyoruz. Sektörümüzün bu alanlarda yapacağı yatırımlarda Eximbank kredilerinin daha fazla kullandırılmasına, Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli teminatsız kredilere ihtiyaç duyuyoruz” diye konuştu.
KOBİ’ler çoğunlukta
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz ise firmaların yeşil dönüşüme hazırlanması için hammaddenin sürdürülebilir seçimi, yenilenebilir enerji kullanımı, su tüketimini azaltma ve karbon salımını en aza indirgemek üzerine çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etti. Özellikle ürünlerin karbon ayak izi üzerinden oluşacak yeni maliyetlerinin, üreticilere yansıtılması ihtimali göz önünde bulundurularak ulusal sektörel stratejilerin planlanması gerektiğini vurgulayan Öksüz, “Çoğunluğunu KOBİ ölçeğinde firmaların oluşturduğu sektörde ‘Sınırda Karbon Düzenlemesi’ nedeniyle oluşabilecek yeni maliyetler, küçük kâr marjları olan firmaların rekabet avantajını doğrudan etkileyebilecek. Uluslararası alandaki rekabet avantajının sürdürülebilmesi için öngörüler eşliğinde sektörel dönüşümün başlatılması büyük önem taşıyor” dedi.
‘Güvenilir liman’
Türk tekstil sektörünün pandemi döneminde tedarik zincirindeki güçlü alt yapısı, entegre ve esnek üretim gücüyle küresel ticaretin güvenilir limanlarından biri olduğunu belirten Ahmet Öksüz, “2021’de 12.9 milyar dolar değerinde ihracat yapan sektörümüz küresel ölçekte aldığı payı yüzde 2.8’den yüzde 3.6’ya yükseltti” dedi. Gürkan Tekin ise, “Pandemi döneminde tedarik zincirindeki güçlü alt yapısı, entegre üretim gücü ve esnek üretim kapasitesiyle küresel ticaretin en güvenilir limanlarından biri olduk” diye konuştu.