14.09.2018 - 13:27 | Son Güncellenme:
AA
Edirne son yıllarda tava ciğeriyle öne çıksa da Rumeli usulü ciğer sarma, kent mutfağının en leziz yemekleri arasında yer alıyor.
Rumeli'den göçle Edirne'ye gelen bu lezzet, kurban bayramlarında "anne menüleri"nde yer alırken, kentteki eski ustaların çalıştığı lokantalarda ise hemen her gün tadılabiliyor.
Kuzu ciğerini zarından ayıklayıp kıymaya yakın doğrayan maharetli eller, hazırladıkları iç pilavı "kuzu gömleği"nin içine yerleştiriyor.
Top şeklinde sarılan "kuzu gömleği"yle fırına konulup nar gibi kızartılarak çıkartılan ciğer sarmayı, hem kentin yerlileri hem de turistler beğeniyle tüketiyor.
Bu kentte ciğerin her türlüsü yapılıyor
İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Edirne'nin tarihi ve kültürel özelliklerinin yanında gastronomi alanında da önemli illerden olduğunu belirtti.
Edirne'de sadece Balkan yemekleri değil, Anadolu ve Osmanlı mutfağından da çeşitli yemeklerin yer aldığını ifade eden Hacıoğlu, kentin çok geniş yemek kültürüne sahip olduğunu vurguladı.
"Ciğer sarmaya özel tur düzenleyenler var"
Hacıoğlu, Edirne'de ciğerin birkaç çeşidinin yapıldığını, yaprak ve Arnavut ciğeriyle ön planda olan kentin, ciğer sarmasıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çektiğini belirtti.
Yerli ve yabancı turistlerin sadece bu yemeği yemek için özel turlar düzenlediklerine dikkati çeken Hacıoğlu, "Gerçekten kentimizin çok geniş yemek kültürü var. Kentimize gelen turistler saray, Osmanlı ve Balkan mutfaklarından birbirinden güzel yemekleri seçme fırsatı buluyor. Bu yemeklerden bir tanesi de sadece Edirne'de yapılan ciğer sarma. Kuzu gömleğine sarılarak yapılan, iç pilavlı yemeği yemek için turistler özel turlarla kentimize geliyor." dedi.
Ustasından ciğer sarma tarifi
Ciğer sarma ustalarından Sakıp Kalkan, ciğer sarmaya pirinçleri ve "kuzu gömleği"ni suda ıslatarak başlanacağını aktardı.
Kalkan, yemek tarifine şöyle devam etti:
"Kuzu ciğeri küçük küçük doğranır ve yağsız tavada kavrulur. Tuz eklenir ve kapağı kapatılır. İç harcı için tencereye tereyağı ekledikten sonra yemeklik doğranmış soğanlar, dolmalık fıstıklar eklenip kavurmaya başlanır. Pirinçler süzülüp eklenir. Yenibahar, tuz , tarçın, karabiber, kesme şeker, kuş üzümü ve en son ciğerler eklenir, sıcak su ilave edilir. İç pilav suyunu çekene kadar pişirilir. Nane ve dereotu küçük küçük kıyılıp demlenen pilava eklenir harmanlanır."
Ardından açılmaları için sıcak suda bekletilen "kuzu gömleği"nin suyunun süzülerek, büyük kareler şeklinde kesileceğini anlatan Sakıp Kalkan, "Her gömlek çorba kasesine yerleştirilir ve içi ciğerli pilavla doldurulur. Kasenin dışında kalan kenarlar kapatılır ve ters çevrilerek yağlanmış tepsiye alınır. Üzerilerine yumurta sarısı sürülür. 180 derecedeki fırında nar gibi kızarana kadar pişirilir." ifadelerini kullandı.