Yarış efsaneleri Koç için bir arada

Hepsi, motorsporlarının Türkiye’de en popüler olduğu dönemlerde tozu dumana katan araçlardı. Bir bölümü, tamamen kişisel “el emeği, göz nuru” ile hazırlanmış, imkansızlıklar içinde ama aşkla parkurlara çıkmış, tarih yazmışlardı... Pilot ve yardımcı pilot koltuklarında ise adrenalin ve motorsporları tutkunu insanlar vardı. Tıpkı Renç Koçibey, Romolo Markopoli, Hasan Kalaycı, Ali Bacıoğlu, Emre Yerlici ya da Türkiye’de otomotiv endüstrisinin gelişmesinde büyük rol oynayan bir holdingin o dönemde veliahtı olarak kabul edilen merhum Mustafa Koç gibi...

İşte tüm bu isimlerin kullandığı, Türkiye motorsporları tarihine geçmiş otomobiller ve adını yazdırmış pilotlara ait eşyalar, sadece işadamlığıyla değil, yaşama renk katan hobi ve ilgi alanlarıyla da bilinen merhum Mustafa Koç’un adına Rahmi M. Koç Müzesi’nde açılan özel sergide bir araya geldi. Koç’un gençlik yıllarında ilgilendiği ralli sporunun, bir anlamda Türkiye’deki tarihini anlatan “Retro Rally Sergisi”, aralarında Muftafa Koç’un da bulunduğu 18 efsane pilotun 25 aracına ev sahipliği yapıyor. Serginin açılışına da, Koç Ailesi’nin yanı sıra halen hayatta olan pilotlar ve hayatını kaybeden pilotların yakınları katıldı.

Türkiye’de 1960’lı yılların sonundan itibaren popülaritesi artan ralli sporunun, yarım asırlık dönemde çıkarttığı şampiyonlar ve onlara ait araçların tanıtıldığı sergi, sporun Türkiye’de tanınmasına büyük emek harcayan Mustafa Koç’a ithaf edildi. İlk planlaması ve hazırlık çalışmaları Mustafa Koç’un sağlığında başlayan ve vefatının ardından tamamlanan “Retro Rally Sergisi”nde, Renç Koçibey’den Hasan Kalaycı’ya, Cem Hakko, Ali Bacıoğlu, Emre Yerlici, Ethem Genim, Volkan Işık’a kadar ralliye gönül veren 18 efsane pilotun, 1968-2006 yılları arasında üretilmiş 25 farklı otomobili yer alıyor.

Merhum Mustafa Koç’un 1991’de hem ralli hem de rallikrosta kullandığı Ford Sierra Sapphire Cosworth ve Ford Sierra RS Cosworth araçlar, Renç Koçibey’in efsanevi Anadol’u ve merhum Hasan Kalaycı’nın kendi elleriyle yarattığı Murat 131’i ile birlikte serginin baş köşesinde yerini alıyor. Araçlardan biri, merhum Koç’un Bolu’da bulunan evinin garajından bu sergi için çıkarılıp, hazır hale getirildi. Ayrıca onun yarışlarda giydiği tulumlar, kazandığı kupalar da, sergide yerini almış.

Merhum Koç, 1991 yılında kovaladığı yarışlarda önemli dereceler almış, hızlı bir giriş yapmıştı. Ancak Bornova Otokros’unda bir takla atmış, yine de yarışı üçüncü bitirirken, Otokros Şampiyonası’nda da liderliğini korumuştu. Buna karşın dedesi Vehbi Koç, torununun kaza geçirdiğini öğrendiğinde, onun bu tehlikeli sporu yapmasını istemediğini belirtmişti. Mustafa Koç, başarılı bir sezonun ardından yarışmayı bırakmış, ancak motorsporlarına ilgisini sürdürmüştü.

Göklere olan tutku

Rahmi Koç Müzesi’nde Mustafa Koç’un anısına açılan ikinci sergi de, çocukluğundan beri tutkuyla bağlı olduğu model uçakları konu alan “Yerden Göğe” adını taşıyor. Türk Tayyare Cemiyeti’nin çabalarıyla Cumhuriyet’in ilk yıllarında tanınmaya başlayan ve 1930’ların ilk yarısında ders programlarına bile giren model uçakçılık, 1963’te yurtdışı organizasyonlara katılımla uluslararası kimlik kazanmış.

Model uçakçılık, merhum Mustafa Koç’un da en sevdiği hobilerindendi. Çocukluğundan bu yana uçak uçurmaya meraklı olan Koç, ABD’de üniversitede okurken tanıştığı uzaktan kumandalı planörlerle hobisini geliştirmiş, katıldığı yarışmalarda Türkiye’yi temsil etmişti. Mustafa Koç, Türk Milli Takımı ile 2004 yılında Kanada F3J Model Dünya Şampiyonası’nda gümüş madalya kazanmıştı. “Yerden Göğe Sergisi”nde Mustafa Koç’a ait 12 uçak ile 3 planörün yanı sıra, 2002-2013 yılları arasında çeşitli ulusal ve uluslararası model uçak yarışmalarında kazandığı kupalar ve madalyalar da bulunuyor.

Sergide yer alan otomobillerden bir bölümü, motorsporlarının, fedakarlıklarla yürütüldüğü zamanlarda “efsane” olmuş araçlardan oluşuyor.

Merhum Hasan Kalaycı’nın, hiçbir destek olmaksızın, tamamen kendi çabalarıyla hazırladığı ve eşi Tuna Kalaycı ile birlikte yarıştığı Murat 131 aracı, bunlardan biri. Camiada “Şampiyonlar Şampiyonu” olarak da anılan Kalaycı’nın aracı, İzmir’de yeniden bulunup geri satın alınmış ve o dönemdeki orijinal haline getirilmiş. Kalaycı, o dönemde 1300 cc’lik bu otomobilin tüm motor aksamını ve karoserini kendi elleriyle yarışa hazırlamış. Serginin açılışında, Tuna Kalaycı ve ailesi, eşiyle birlikte yarıştığı 1981 Türkiye Şampiyonu olan Murat 131’i yalnız bırakmadı.

Merhum Renç Koçibey’in kendi elleriyle modifiye ettiği ve yarışlara hazırladığı, 1968 yılında ilk kez düzenlenen Türkiye Rallisi’nde zafer kazandığı “Anadol” da, bir diğeri. Halen özenle saklanan Anadol, Türkiye motorsporları tarihinin en eski üyesi durumunda.