02.08.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Hanife Baş
1 - Hızlı şarj devrini başlattı
Türkiye’deki elektrikli şarj istasyonu girişimlerinden en büyüğü Eşarj. 2018 yılında Enerjisa tarafından satın alındı.
Enerjisa Enerji CEO ve Eşarj Başkanı Murat Pınar, 2020 Haziran itibariyle Türkiye genelinde 320’den fazla halka açık şarj istasyonu ağını yönettiklerini söyledi. Türkiye’nin en yaygın ve en büyük şarj operatörü konumunda olduklarını belirten Pınar, “Eğilim daha hızlı, daha akıllı sistemler kurulması yönünde. Biz de şarj ağımızı bu paralelde geliştiriyoruz. 2019’da, Türkiye’nin ilk ultra hızlı şarj istasyonunu İstanbul-Ankara otoyolunda kullanıma sunduk. Birçok şehirde ilk hızlı şarj istasyonlarını devreye aldık. Ayrıca, konut ve işyerlerine yönelik özel kullanım için de 1.500’ün üzerinde istasyon kurduk. 30’dan fazla teknik servisle de faaliyet gösteriyoruz” dedi.
Murat Pınar, Türkiye’deki e-mobilite sektörüyle ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı: “Henüz başlangıç aşamasında. 23 milyonluk araç parkının içinde 3 bine yakın elektrikli araç var. Ancak hem yerli hem de yabancı markaların geleceğe dönük hedefleri bu sayının katlanarak büyüyeceğini gösteriyor. 8 otomobil markası tam elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçlarını Türkiye’ye getiriyor. Önümüzdeki yıl 3-4 marka/modelin daha giriş yapmasını bekliyoruz. Türkiye’deki yeni otomobil satışlarındaki elektrikli araç payının 2030’da yüzde 30’a ulaşması bekleniyor. Yavaş ve hızlı şarj cihazlarına baktığımızda ise 2019 rakamı olan 2 bin 300 adedin, 2030’da 980 bine ulaşması bekleniyor. Ayrıca ülkemizde yüzde yüz elektrikli olarak otobüs, minibüs, kamyon, traktör, tekne gibi üreten yerli firmalarımız var. TOGG tarafından, elektrikli araç üretiminin 2022’de başlayacağı ve 2030’a kadar üretim sayısının 1 milyona ulaşacağı açıklandı. Sektörün önünü açacak mevzuatların çıkacağına da inancım tam.”
2 - Trafik kazasına tekno takip
Bütün ülkelerin en önemli sorunlarından biri trafik kazaları. Elektrikli ve otonom araçlara geçişte de bu sorunun ortadan kaldırılması için çalışılıyor. Bu alanda çözüm sunan yerli startup’lardan biri de Drivee. İTÜ Çekirdek girişimi. Kurucu ortağı Emir Çavuş. Ortağıyla beraber yakın bir arkadaşını trafik kazasında kaybedince bu girişime imza atmış. Çavuş, “Başka hayatların aynı nedenle yitirilmemesi için bir şey yapmamız gerektiğine inandık. Kaza sonrası dakikaların ’altın saat’ olarak tanımlandığı dilimde insan hayatına dokunan çok az teknoloji şirketinin olduğunu gördük. Otomotiv ve sağlık alanında kurumsal tecrübelerimizi birleştirerek 2018’de kurduğumuz Drivee Teknoloji’nin odağı her zaman insan hayatı ve yaşam kalitesi oldu. Bu sayede global şirketlerle yurtiçi ve yurtdışında hızla büyümeye başladık. Önceliğimiz trafik kazalarının önüne geçebilmek” dedi.
Drivee SafeCall adlı ürünü geliştirdiler. Kaza durumunda sürücü bilincini kaybetse dahi sistem otomatik olarak acil müdahale ekiplerinin olay yerine ulaşmasını sağlıyor. Drivee’yi nesnelerin interneti teknolojisiyle geliştirdiler.
Emir Çavuş, Drivee ile hem bireysel hem de iş hayatına yönelik hizmet sunduklarını belirterek, “13 binden fazla aktif kullanıcımız, 4 bin de yeni siparişimiz var. Büyümemiz sürüyor. G4S firması ile hem yurtiçi hem de yurtdışında çeşitli inovatif projelere imza atıyoruz. Araç kiralama şirketi Europcar ile işbirliğimiz 5 bin araçlık filolarında devam ediyor. Pandemi döneminde Drivee SafeCall ile Avrupa pazarına yatırımlarımıza devam ettik. Yine bu dönemde evden çıkamayan büyüklerimizi düşünerek Drivee SafeCall cihazının ev versiyonunu geliştirdik” diye konuştu.
Risk planı yapıyor
Sürücülerin sürüş dinamiklerini analiz ederek kişiye özgü risk planlaması da yaptıklarını aktaran Çavuş, “Bu sayede de sürüş davranışlarını geliştirerek oluşabilecek kazaları engellemeye çalışıyoruz. Kaza olması durumunda ise çarpışma sensörleri kazayı algılayarak araç içi ile otomatik olarak iletişime geçiyor. Donanım üretimini ve yazılımı kendi bünyemizde yapıyoruz” bilgisini verdi. Çavuş, bu alanda hem ülkemiz hem de küresel standartlarda çarpışma testlerinden onay almış bir ürün olduklarına da işaret ederek, bugüne kadar edindikleri tüm deneyimleri TOGG’la da paylaşmak istediklerini aktardı.
Yerli girişimler global marka olmalı
Emir Çavuş, Türkiye’de önyargıdan uzaklaşarak yerli ve milli girişimlere fırsat verilmesi gerektiğini de vurgulayarak, “Bunun en güzel örneğini pandemi sürecinde solunum cihazı üreten startup şirketinin desteklerle ihracat yapacak boyuta gelmesinde gördük. Türkiye’de birçok girişim yerli imkanlarla globalde neler yapılabileceğini birçok kez ispatladı. Bu en büyük gücümüz. Globalde marka olarak hizmet edebilmekten başka yol yok” ifadelerini kullandı.
3 - Elektriği herkese paylaştıracak
Yenilikçi startup Car4Future, elektrikli şarj alanına paylaşım ağı getiriyor. Kurucuları Kutluhan Hakan, Oğuzhan Sarıtaş ve Doğa Can Seyidoğlu. Üç arkadaş Avrupa seyahatleri sırasında elektrikli araç kiraladıklarında şarj istasyonu bulmakta zorlanmışlar. Hakan, şarj ünitelerini tek bir yerde toplayıp kullanıma açan bir ağ olması gerektiğini düşündüklerini anlattı.
Türkiye’ye dönünce ilk olarak fikir aşamasında projelerini test ettiler. Google Android Akademi’de kazanan projelerden biri olarak hızlandırma programına katıldılar ve iş modelini burada geliştirdiler. Daha sonra ise TÜBİTAK desteği ile şirketlerini kurdular. Şu anda Türkiye, Estonya ve Almanya’da merkezleri bulunuyor. Kutluhan Hakan, iş modellerini şöyle anlattı:
“Kendi ürettiğimiz ve işlettiğimiz bir şarj istasyonumuz yok. Sunduğumuz ağda 1.200’e yakın şarj istasyonu var. Car4Future olarak farklı marka ve üreticilerin tüm şarj istasyonlarını tek bir ağda bir araya getiriyoruz. Bu sayede elektrikli araç sürücülerine en yakın şarj istasyonu bilgisi, rezervasyon ve online ödeme hizmetini sunuyoruz. Aynı zamanda ev tipi kişisel ünitelerin de mobil ağda paylaşılmasını sağlayarak ünite sahiplerine gelir elde etme imkanı sağlıyoruz.”
Sürekli gelişiyoruz
Türkiye’de 600 kurumsal şarj istasyonunun aktif olarak hizmet verdiğini de aktaran Kutluhan Hakan, “Beklenti 2030’a kadar 2.5 milyon araç ve 1 milyon şarj noktası. Özellikle Türkiye’nin elektrikli araç üretecek olması da ülkedeki vizyonun ve ilginin yönünü gösteriyor. Beklentilerin aşılacağına inanıyorum” dedi.
Kutluhan Hakan, elektrikli araç konusunda pek çok startup bulunduğunu da belirterek, “Çok yaratıcı fikirler var. Bu nedenle bazı yatırımcılar mobiliyeti odak noktalarına aldılar. Sürekli gelişmeye ve yenilenmeye ihtiyacımız var, dünyada olan bitenleri ve son teknolojileri takip etmek çok önemli. Otomotiv ve mobilite, yüksek teknoloji ve sermaye gerektiren bir endüstri. Yazılım odaklı girişimlerde de bu durum aynı. Bu startup’ları globalleştirmek için yatırımların artması ve geliştirilmesi gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.
Kablosuz yeni girişimleri yolda
Onların yeni bir projesi de var. Enerjinin kablosuz bir şekilde aktarılmasını sağlayan bir soket teknolojisi. Kutluhan Hakan, yeni projelerini de şöyle anlatıyor:
“Bu soket ile tüm şarj istasyonları soket girişi farklı olsa dahi tüm elektrikli araçlara uyumlu hale geliyor. Aynı zamanda araçtan araca ve araçtan üniteye enerji geri beslemeye de olanak sağlıyor. Yani altyapıyı destekleyen ve enerji dönüşümüne katkı sağlayan blockchain tabanlı akıllı şarj donanımı geliştiriyoruz.”