24.06.2020 - 15:46 | Son Güncellenme:
“İçimizden Geldiği Gibi” sloganıyla yola çıkan The Slash, sokak giyim modasının sınır tanımazlığından besleniyor. Türkiye’nin en yeni lüks sokak giyim markası konumunda bulunan marka, ilk koleksiyonu olan Yaşam Çiçeği Koleksiyonunu görücüye çıkardı.
Markanın oluşumuna bakarsak, tarih boyunca farklı coğrafyalarda farklı anlamlarda kullanılan Slash sembolünün gücünden ilham alarak ilk koleksiyonda da yaşam çiçeği’nin mistisizminden, kusursuz geometrisinden ve sonsuz bolluk ve bereket enerjisinden besleniyor.
Türkiye’nin en yeni lüks sokak giyim markası konumunda bulunan The Slash, marka hikayesinde slash işaretinin cümlelere yüklediği anlamlar, kelimelerin birbirine bağlanması, duyguların daha güçlü ifade edilmesindeki önemi ve cümledeki anlamı güçlendirmesinden bahsediyor. Slash sembolünün tarih boyunca farklı coğrafyalarda farklı alanlarda kullanılmasından yola çıkarak bu geçmişi Anadolu’dan geçmiş her medeniyetin bu topraklar üzerinde bıraktığı izler ile besleyerek bu medeniyetlerin inandığı mucizeler ve enerjiler ile harmanlayarak ortaya Yaşam Çiçeği Koleksiyonunu çıkartıyor.
Tüm bu anlamları da kendine belirlediği “İçimizden Geldiği Gibi” mottosuyla hayata geçiren The Slash, bu motto ile de sınır tanımamayı ve kalıpları aşmayı benimsediğini gösteriyor. Aynı zamanda gerçek anlamda da kalıplara sığmayan marka ilk koleksiyonunu oversize fit olarak üretti ve sokak giyim modasının hizmetine sunmuş oldu. Bunun kararın altında ise sokak modasının verdiği rahatlık fikrinden ilham alınarak sizi gündelik hayatın yoğunluğundan kurtarmak üzere titizlikle tasarlanması fikri yatıyor.
The Slash kurucu ortakları Sinan Odak ve Turan Saray oluşturdukları markanın hikayesinden şu şekilde bahsediyor:
“Tarih boyunca farklı coğrafyalarda farklı anlamlarda karşımıza çıkan Slash sembolünün geçmişinden ilham aldık. İlk koleksiyonumuz olan yaşam çiçeğinin mistik büyüsüyle harmanladık. Sokak modasına uygun olarak tasarladık ve içimizden geldiği gibi giyiyoruz. Tarih boyunca Anadolu'dan geçmiş her medeniyet inandığı mucizeler ve hissettiği enerjiler bu topraklara sinmiştir. Koleksiyonlarımızda insanlığın ilk yerleşim yeri olan Anadolu'nun enerjisinden ilham alıyoruz. Geçmişe baktığımızda yüzeysel formların altında 'öz' hep 'bir'dir. Farklı medeniyetlerin egemenlikleri ve dünya şartları doğrultusunda şekil ve isim değiştiren bu enerji aslında hep aynı. Mitolojiler, efsaneler ve inanışlar tarih boyunca insalıkla beraber olmuştur ve bundan sonra da farklılaşarak bizimle beraber olmaya devam edecektir. İsim ve cisim değişebilir, ama bu enerji hep bizimle olacak. Bu izlerden beslenerek üretiyoruz.”