13.12.2024 - 07:03 | Son Güncellenme:
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras, temmuz ayından beri ekonomik programın olumlu sonuçlar verdiğini ve para politikası sayesinde enflasyonun düşme eğilimine girdiğini belirterek, “Sürecin başarılı olması için politikalarda kararlılık ve istikrar önemli, sabırlı olmalıyız” dedi. TÜSİAD YİK toplantısında konuşan Aras, son açıklanan gayri safi yurtiçi hasıla rakamlarının orta gelir tuzağının üst sınırına yakın olduğunu bildirerek, “Orta gelir tuzağından artık kalıcı olarak çıkmalıyız. Yüksek gelirli bir ülke olmalıyız. Toplumun tüm fertleri de bunu hissetmeli” diye konuştu.
‘Cari açık hızla daralıyor’
Aras, uygulanan ekonomik programa ilişkin şunları söyledi:
“Temmuzdan bu yana ekonomik program olumlu sonuçlar veriyor, uygulanmakta olan para politikası sayesinde enflasyon düşme eğilimine girdi. Sürecin başarılı olması için politikalarda kararlılık ve istikrar önemli, sabırlı olmalıyız. Türkiye ekonomisinin sinyal niteliği en yüksek göstergelerinden olan cari açık hızla daralıyor.”
Aras, Dünya Bankası tarafından yayımlanan Orta Gelir Tuzağı Raporu’nu anımsatarak, Türkiye’nin bundan 10-11 sene önce orta gelir tuzağından çıkmaya çok yaklaştığını söyledi. Aras, şöyle devam etti:
“Verimlilik artmayınca kişi başı gelir de artmıyor. Verimliliği yüksek şirketler asgari ücretin üzerinde ücret verebilir. Asıl sorun olan düşük verimlilikle baş edilemezse asgari ücret tartışması hiç bitmez. Asgari ücret tuzağından çıkamayız. Bu nedenle asgari ücret artışıyla beraber verimlilik artışı için de politikaları hiç vakit kaybetmeden gündeme almak gerekiyor.”
‘Önceki dezenflasyon programı ilham vermeli’
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, son dönemde uygulamaya alınan rasyonel para politikaları neticesinde enflasyonla mücadelede yol katedilmeye başlandığını bildirdi. Turan, şu değerlendirmede bulundu:
“2001 krizi sonrasında uygulanan enflasyonla mücadele programında kamu maliyesi disipline edilmiş, kamu harcamaları, kamu açıkları ve kamu borç yükü azaltılmıştı. Yapısal reformlarla birlikte AB üyelik sürecinin gerektirdiği mevzuat uyumu da hızlandırılmıştı. 2001 krizinden tüm dünyaya örnek oluşturan bir başarıyla çıkılmış olmasının içinde bulunduğumuz dezenflasyon sürecine de ilham vermesi gerektiğini düşünüyoruz.”