10.08.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Aylin Rana Aydin
Geçen hafta piyasalarda yaşanan hareketlilik, başta ekonomi yönetimi olmak üzere düzenleyici kurullar ve iş dünyasının etkili duruşuna sahne oldu.
“Güçlü ekonomi, güçlü Türkiye” hedefi doğrultusunda, tüm dünyayı etkileyen Kovid-19 salgınının olumsuz etkilerini bertaraf etmek adına; bir dizi önlemler alan Türkiye, iş dünyasının çabasıyla ülkede çarkların yeniden dönmesinin ve ekonomik canlanmanın gelecek adına umut veren sinyaller almasının önünü açmayı başardı.
Yaşanan olumsuzlukların halen tüm dünyada son bulmaması hatta başta ABD ve Avrupa olmak üzere birçok bölgede pandemide ikinci dalga ihtimalinin konuşulduğu böylesine bir dönemde uzmanlar ve piyasanın önde gelen isimlerinden sakinlik çağrısı geldi.
‘Avantajımız çok’
Döviz, borsa ve altın gibi enstrümanlar ekseninde piyasalarda yaşanan oynaklıkta; gerek iş dünyası gerekse vatandaşların endişeye kapılmamasına dikkat çekilirken; yaşanan sert hareketlerin kısa sürede yerini dinginliğe bırakması bekleniyor.
Dünya rekabetinde öne çıkmak için elinde güçlü silahları olan Türkiye’nin başta üretim olmak üzere turizm ve ihracatta önümüzdeki dönemde ciddi avantajları olduğunun altı çiziliyor.
Üretim endeksli ekonomiye geçilmesi gerektiğini dile getiren iş dünyası temsilcileri, “Sakin olup beklemeliyiz” diyor.
‘BÜYÜMEDE POZİTİF AYRIŞTIK’
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sefer Şener, pandemi süreciyle birlikte ocak ayından itibaren özellikle gelişmekte olan ülkelere dönük sermaye çıkışları yaşandığını dile getirdi. Türkiye’nin ilk çeyrekte yüzde 4.5 büyüdüğünü belirten Şener, “Eğer pandemi süreci yaşanmasaydı Türkiye’de bu büyüme trendi devam edecekti. G20, AB, OECD ülkeleri içinde bu büyüme rakamı en büyük rakam” dedi.
Pandeminin gelişmekte olan ülkeleri etkilediğini fakat Türkiye’nin ilk çeyrekteki yüzde 4.5’lik büyümesiyle bu ülkeler arasında pozitif ayrıştığını söyleyen Şener, “Bu haftadan itibaren özellikle mevduat faizlerinin yukarı yönlü hareket etmesiyle birlikte belli ölçüde de olsa TL’nin diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre nispi olarak pozitif ayrışacağını söylemek mümkün. Aynı zamanda reel olarak faizlerin artması alınacak diğer tedbirlerle birlikte özellikle borsadan ve mevduattan yabancıların çıkışını da yavaşlatacaktır” diye konuştu.
Ani hareket uyarısı
Aynı zamanda BDDK’nın aktif rasyo ile ilgili alacağı karar ve Merkez Bankası’nın açık piyasa işlemleri yoluyla alacağı tedbirlerin piyasaların yavaş da olsa durulmasını beraberinde getireceğini kaydeden Şener, şöyle devam etti:
“Bu kurumların alacağı kararlarla birlikte Türkiye ekonomisinin hızlı bir şekilde normalleşmesini beklemek mümkün. Özellikle yatırımcılar bu süreç içerisinde ani hareketlerden kaçınmalı. Dolayısıyla pozisyonların korunmasında fayda var. Normalleşmeyi artıracak unsurlardan biri de ağustos başında turizme dönük açılımların hızlanması önümüzdeki dönem içerisinde normalleşmeyi daha da hızlandıracaktır. İhracat da önümüzdeki dönemde daha büyük bir ivme kazanarak cari açığın da problem olabilme ihtimalini ortadan kaldıracaktır.”
‘Geleceğe umutla bakıyoruz’
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, pandemi sürecinin bütün dünya ticaretini etkilediğini söyledi. Türkiye olarak özellikle ihracata verilen desteklerle çok kısa zaman içinde ihracatı normal dönemler seviyesine taşıdıklarını belirten Gülle, “Ekonomi yönetiminin bize bu konuda desteği çok fazla. Bu süreci de başarıyla yönettiler. Bu çalkantılı dönemleri pek çok kez yaşadık. Ama sonunda toparlanarak gittiğimizi gördük. Buradaki süreci de geleceğe umutlu bakarak yöneteceğiz ve ülkemizin ihtiyacı olan döviz ve ihracat artışını sağlayacağız” diye konuştu.
‘Üretim ekonomisi’
Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) Başkanı Nilüfer Bulut, bu sürecin çok doğru analiz edilmesi gerektiğini belirtti. “Üretim endeksli ekonomiye hızlıca yönelmeliyiz” diyen Bulut, şöyle devam etti:
“Dövizi dengede tutabilmek için faiz artışına gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Merkez Bankası’nın da TL’nin değeri karşılığı açıklamaları net yapması gerekiyor. Belirsizlik yabancı yatırımcının ülkemizden çıkmasına neden oluyor. Türkiye’nin attığı adımların çok sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı bir şekilde bu süreci de atlatırız.”
‘Sakin olup beklemeliyiz’
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, kurdaki bu seviyelerin 1.5 sene önce yaşandığını ve tekrar dengelendiğini hatırlattı.
Tüm sektörlerin tedbir alacağını belirten Durbakayım, “Konut sektöründe şansımız uzun vadeli imalat ve satış olması. Kur arttı diye daire fiyatı hemen artmıyor. Türkiye kur artışlarına yabancı değil. Tekrar geri gelmeyecek diye bir şey yok. Sakin olup beklemek lazım” dedi.
‘Toparlanma hızlanır’
Kur artışlarının serbest piyasada önlenemediğini belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, ise “Bu durum yalnızca Türkiye’yle ilgili değil, dünyayla da ilgili. Hükümetten bu dalgalanmaların sabit fiyatlı ana girdilere yansıtılmamasını talep ediyoruz. Böylece yüksek fiyat artışları vatandaşa yansımamış olacak. Toparlanma süreci de hızlanacak” ifadelerini kullandı.
İstikrar ve öngörülebilirlik
Ziylan GYY Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi, en önemli şeyin istikrar ve öngörülebilirlik olduğunu açıkladı.
Ani çıkış ve sert düşüşlerin o günkü dalgalanma süresinde ödemesi olanlar için sorun yaratabildiğini belirten Büyükekşi, “Burada belli bir şey sağlanabilirse ihracat açısından da önemli üretim açısından da önemli olacaktır. Önümüzdeki dönemleri planlarken istikrarlı ve öngörülebilir bir kur olması son derece önemli. Bundan sonraki dönemde ithal ürünler yerine yerli ürünlerin öngörülebilirliği daha önem kazanacaktır.
İthal ürünlerde kur artışlarıyla fiyatı öngöremiyorsunuz. Yerli ürünlerde de, ki hükümetin planında ithal ikamesi olan ürünleri desteklemesi politikası vardı, o politikanın da uygulamaya geçmesi çok önemli. Yerli ürünlerin tüketilmesi üretici için de önem kazanacaktır” ifadelerini kullandı.
‘Önlemler alınacaktır’
Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Başkanı Ülkay Atmaca ise, “Hükümet tarafından konuyla ilgili önlemler alınacaktır. Bu haftaki durumu da görmek lazım” dedi.
Daha fazla turist getirmek için neler yapılabileceğine odaklandıklarını söyleyen Atmaca, şöyle devam etti:
“Rusya charter uçuşları başlıyor. İç pazar hareketliliğimiz devam ediyor. İngiltere, Ukrayna’da artış var. Eski günlerdeki gibi bütün ülkelerden nasıl daha fazla turist alabiliriz bununla ilgili çalışıyoruz.”