14.11.2017 - 11:21 | Son Güncellenme:
Oyunculuk piyasasında binlerce kişi meşhur olmak için sırada beklerken Türk dizilerinin ve aksiyon filmlerinin vazgeçilmezi olmak elinizde. ‘Çakı gibi delikanlıyım’, ‘Tehlike benim göbek adım’ diyorsanız elimizde tam size göre bir iş var. Dublörlerden bahsediyoruz. Onlar uçan tekmelerin amansız hedefi olup, apartmanın beşinci katından atlıyor, yangından mal kaçırıyor. Bir dönem 100 liraya figüranlara yaptırılan dublörlük, şimdilerde sahne başına 30 bin lirayı bulan gelirleriyle dikkat çekiyor.
BU SEFER RÖVANŞI FENA ALACAK
300 milyon dolar ihracata ulaşan dizi sektöründeki aksiyon sahneleri sayesinde işin erbapları yıllarca itibar edilmemenin rövanşını bu sefer fena alacak gibi görünüyor. Kazançları dünya ortalamasının çok altında olsa da eskiye göre iyileşme olduğunu öğreniyoruz. Mesela, yanma sahnesi için 3 bin ile 15 bin lira arasında fiyatlar var. En tehlikeli işlerden olan araba kazalarında rakam, 30 bin liraya çıkabiliyor. Rolün riski ve pazarlığa göre ücretler değişiyor. 5 bine anlaşılan bir işi başkası bin 300 liraya da yapabiliyor. Konuştuğumuz dublörlere göre, rakamlar kulağa hoş gelse de aylarca iş bekleme ihtimali söz konusu.
BİR ÜNLÜYE BENZEYENE İŞ ÇOK
Peki nasıl dublör olunur? Öncelikle prodüksiyonlara dublör temin eden işletmelere başvurmanız ve eğitim almanız tavsiye ediliyor. Fizik, kondisyon ve rol yeteneğiniz de olmalı. Beren Saat veya Kıvanç Tatlıtuğ gibi ünlülere benziyor ve dublör olmak istiyorsanız işte o zaman yaşadınız. Daha çok işe gidiyor ve iyi ücret alabiliyorsunuz.
Türkiye Dublör Ekibi Kurucusu Serkan Döner, 19 yıldır sektörde ve ekibiyle dublörlük hizmeti sunuyor. Oyunculuk yaparken, yapımcı Osman Sınav’ın teşvikiyle bu işe başladıklarını belirterek, “Aslına bakarsanız tamamen şans, ancak zaman içinde bu konuda ülkemizde ciddi bir açık olduğunu gördük. Belli bir standart sağlamak için bu işte uzmanlaştık” diyor. Türkiye’de bu sahada hizmet sunan üç işletme bulunduğunu paylaşan Döner, 25 kişilik ekiplerinin eğitimlerini kendilerinin sağladığını söylüyor.
Aksiyon sahnesinin gizli kahramanları
Bu işi yapmak için biraz macera sever biraz da deli olunması gerektiğini söyleyen Serkan Döner, “Önceleri potansiyelimizin farkında değillerdi. Mesleğin incelikleri önemsenmezdi. Şimdi, 60 kilometre hızla gelen aracın önüne atladığımızı görünce 'yahu siz deli misiniz' diyorlar” detayını artık daha mutlu paylaşıyor. İşin inceliklerini de son sürat aktarıyor: “Öncelikle senaryo bize ulaşır, aylarca hazırlık yapılır. Sizin birkaç saniyede izlediğiniz sahneler en ince ayrıntısına kadar çalışılır. Dublörlerin sporcu geçmişleri ve oyunculuk becerisi bulunmalı.” En riskli çekimlerin araba kaza sahneleri olduğunu paylaşan Döner, " Sakatlıkla sonuçlanabilecek hareketler var. 45 metre yükseklikten düşmeniz veya yangın sahnesini çekmeniz gerekiyor" diyor.
EKİPMANI İTHAL EDİYORUZ
Döner, kendi ekipmanlarını kurduklarını söylüyor ve sebebini açıklıyor: “Öncelikle güvenliği başkasına bırakamazsınız. Bizimle çalışan insanların akşam gidecekleri bir ev ve aileleri var. Hata kaldırmayan ve fedakarlık gerektiren bir iş. Mesela, ayakkabı bağcılığı kalınlığında bir ip 3,5 ton ağırlık taşırken, yangın için özel giysi ve deriye zarar vermemesi için sürülen jel ürünler var. Tümü ithal ve maliyeti söz konusu.”
En sevdiğimiz yere geliyor konu. Para... Piyasadaki rakamları soruyoruz ve işin tekniğine göre değiştiğini söyleyen Döner, gelirin yavaşta olsa eski döneme göre iyileştiğini belirtiyor. Özellikle ünlülere benzeyenlerin dizi setlerinden ciddi taleple karşılaştığını söylüyor.
Bruce Willis ücretinin yarısını dublörüne ister
“Meslek hak ettiği yere yeni yeni geliyor” diyen Döner, “Mesela, Hollywood’da Bruce Willis gibi ünlüler dublörü ile birlikte iş görüşmesine gider. Film için aldığı ücreti yarısını da onun için ister. Tabii bizim standarda gelmemiz çok zor” sözleriyle işin yurt dışındaki önemini örneklendiriyor. Önceleri mesleğin küçümsendiğini ancak bugün yüksek bütçeli yapımlar sayesinde dublör kazançlarının iyileştiğini dile getiriyor. Bu konuda, Yeşilçam'ın yıllarca dayak diyen figüranlarının hakkını teslim ederek söze devam ediyor: "Daha bilinçli yönetmen ve yapımcılar, dayak sahnesinin bile ne kadar önemli ve sanatsal olduğunu fark etmeye başladı. Bizim işin de standartları ve geliri arttı. Yurt dışında dublörlük için farklı bir kariyer gerekiyor. Mesela dublör sahne sırası yetişmese bile sete geldiği her gün için ücretini alır. Avrupa’da günlük bin 250 avro ücreti vardır en az."
ÜLKEDE DUBLÖR AÇIĞI VAR
Sektörde tehlike sahnelerinin yanı sıra ünlülere benzerliği ile dikkat çeken figüranlar da ciddi gelir elde etmeye başladı. 3 saatlik dizilerimizde bazı çekimlerde daha fazla ünlü dublörü kullanılıyor. Motor kullanma, dans, yüzme gibi birçok sahnede çalışıyorlar ve talebi sürekli artıyor.
AJANSLARIN HIRSINA DİKKAT
Bu konuda, onlarca oyunculuk ajansının dizi ve filmler için dublör temin ettiklerini öğreniyoruz. işin bu kısmı biraz daha figüranlığa kaydığı için ücretler 300 liraya kadar düşüyor. Ajans kendi payını aldıktan sonra, sizi çekime yönlendiriyor. Sektör temsilcileri, 'merdivenaltı dublör' yani bu işi sadece para için ve internete ilan vererek çalışan kişilere karşı uyarıyor. Aynı zamanda, figüranlarını üç beş kuruş için tehlikeli sahnelere yönlendiren ajansları da hatırlatalım.
MASİF ŞİDDET
Yeşilçam emektarlarının dayak sahneleriyle özdeş bir zamanın dublörlük işi, almış yürümüş. Kimi zaman Hain Kostok, Bizans askeri sıklıkla mafya tetikçisi ve niceleri Her filminde kürekle dayak yiyen Süheyl Eğriboz, bir tokat geliyorsa ona kafa atan Kudret Karadağ, Masif şiddete inanan Yadigar Ejder... Figüran az olunca yere düşüp düşüp yeniden (d)ayağa kalkanlar ve onlarcası. Arada bir filmelerine güldüğümüze bakmayın. Düşe kalka kazanca rağmen akıllara kazınmış bir nesile saygı ve rahmet dileyen bir anma burada yazılan. Hem ne olmuş, hangimiz düşmedik... Düştüysek de sana bakarken düşmüşüzdür.
Kaynak:Yenisafak