08.11.2018 - 12:11 | Son Güncellenme:
AA
Gaziantep'te Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "para kasası" Naksan Holding davasında, eski yönetim kurulu başkanı Cahit ile oğlu Taner Nakıboğlu'nun da aralarında bulunduğu 9 sanığa 2 yıl 1 ay ile 15 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi.
9. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Cahit ve oğlu Taner Nakıboğlu, Cihan Dağcı ve Murat Zar ile tutuksuz sanıklar ve avukatları katıldı.
Cumhuriyet savcısı, önceki celsedeki görüşünü tekrar ettiğini belirterek, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamını istedi.
Mahkeme Başkanı Adnan Yılmaz, geçen celse karara varmak için dosyayı incelemeye aldıklarını hatırlatarak, sanıklara son sözlerini sordu.
Tutuklu sanık Cahit Nakıboğlu, uzun süredir tutuklu olduğunu ve ciddi sağlık sorunları yaşadığını belirterek, "2012 yılında Mehmet Kocatürk'ü (firari bölge imamı) odamdan kovdum ve şirketlerime girişini yasakladım. Suçsuzum, beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum." dedi.
Tutuklu sanık Taner Nakıboğlu da suçlamaları kabul etmeyerek, "Zirve Üniversitesinin (kapatılan) 30 kişilik mütevelli heyetinden sadece ben tutukluyum. Suçlamalar doğru değildir." ifadesini kullandı.
Sanık Cihan Dağcı da uzun süredir tutuklu bulunduğunu kaydederek, tahliyesine karar verilmesini istedi.
Sanık Murat Zar ise tutuklanmadan önce Naksan Holdingin İstanbul'daki şubesinde çalıştığını, örgütle bir bağlantısı olmadığını öne sürdü.
Sanık Cahit Nakıboğlu'nun eşi tutuksuz sanık Ferhan ile oğlu Emre Nakıboğlu da suçsuz olduklarını savunarak, beraat talebinde bulundu.
Diğer tutuksuz sanıklar da suçsuz olduklarını iddia ederek, beraatlerini talep etti.
Mahkeme Başkanı Yılmaz, müzakere için verilen aranın ardından kararı açıkladı.
Sanık Cahit Nakıboğlu, Zar ve Dağcı'ya "terör örgütüne üye olmak" suçundan 8 yıl 9'ar ay hapis cezası veren mahkeme heyeti, Zar ile Dağcı'nın tutukluluğunun devamına, Cahit Nakıboğlu'nun ise tutuklulukta geçirdiği süreyi ve sağlık sorunlarının ciddiyetini dikkate alarak, "il sınırlarını terk etmeme" şartıyla tahliyesine hükmetti.
Mahkemeye heyeti, sanık Taner Nakıboğlu'na ise "terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan 15 yıl hapis cezası vererek, tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Sanık Ferhan Nakıboğlu'na "terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezası veren heyet, sanık Emre Nakıboğlu'na ise "terör örgütüne üye olmak" suçundan 11 yıl 3 ay hapis cezası vererek, tutuklanmasına hükmetti.
Sanıklar Emre Özkaya ile Mesut Çeven'e "terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl 3'er ay, Arif Çiftçi'ye ise, "terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
Mahkeme heyeti, ceza alan sanıkların holdinge bağlı 42 şirketteki paylarının da müsaderesine hükmetti.
Aynı davada yargılanan firari sanıklar Osman ve oğlu Bahaeddin Nakıboğlu ile Osman Nakıboğlu'nun kardeşi Mehmet Hilmi Nakıboğlu'nun dosyası daha önce ayrılmıştı.
Naksan Holding'in firari isimlerini AA görüntülemişti
Öte yandan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "para kasası" olarak bilinen Naksan Holding'in firari isimleri Osman Nakıboğlu ve oğlu Bahaeddin Nakıboğlu’nun Amerika'daki lüks yaşamları, 28 Temmuz'da AA tarafından görüntülenmişti.
FETÖ'nün geçmişten beri en güçlü destekçisi, Gaziantep'te sanayicilik yapan Nakıboğlu ailesinden Osman ve Bahaeddin Nakıboğlu, haklarında FETÖ soruşturması başlatılınca 2014 yılında Amerika'ya kaçmıştı.
Yurt dışına firar etmeden önce baba oğul, Naksan Holding bünyesinde birçok şirkette yönetim kurulu başkanlığı ya da üyeliği görevleri yürütüyordu.
Türkiye'deki yargılama sürecinde, Nakıboğlu ailesi üyeleri tarafından Naksan Holding üzerinden gayri resmi hesaplardan FETÖ'ye yüklü miktarda kaynak aktarıldığı belirlenmişti.
Firari baba oğulun, Silikon Vadisi'nde girişimcilere farklı büyüklük ve tipte lüks ofis ve toplantı mekanları kiralama işi yapan "Innoworld" isimli şirketi yönettiği ortaya çıkmıştı.
Firari Osman ve Bahaeddin Nakıboğlu'nun, 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından Türkiye'den kaçırabildikleri paralarla Amerika'ya gelen ve yatırım imkanı arayan FETÖ mensuplarına da danışmanlık yaptıkları ve lojistik destek sağladıkları belirtiliyor.