20.01.2022 - 14:00 | Son Güncellenme:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.
"VARLIK ALIM PROGRAMINA DEVAM ETMEKTEDİR"
Salgında yeni varyantlar ve artan jeopolitik riskler, küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin artmasına yol açmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.
Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesi öngörülmektedir. Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmekte, bu bağlamda ticari ve bireysel krediler yakından takip edilmektedir.
"GÖZDEN GEÇİRME SÜRECİ YÜRÜRÜLMEKTEDİR"
Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; döviz piyasasında yaşanan sağlıksız fiyat oluşumlarına bağlı döviz kurlarına endeksli fiyatlama davranışları, küresel gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan adımlar ile birlikte, enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında Türk lirasını öncelikleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülmektedir.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir. Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır."
UZMAN İSİMLERDEN FAİZ KARARI İÇİN İLK DEĞERLENDİRME!
Konuyla ilgili CNN Türk canlı yayınında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Sefer Şener şu ifadeleri kullandı: "Karar metninde açıklanmadan dahi biz küresel gelişmelerin yakından takip edildiğini söylemiştik. Özellikle daha önceden olduğu gibi arz yönlü bir enflasyon vurgusu üzerinde duruyor Merkez Bankası.
Kredi faizlerine de atıfta bulunulmuş. Merkez Bankası şunu da söylüyor politika faizi 14 kredi faizleri yukarda biz bunun farkındayız. Buradaki olguya göre yeniden şekillenebiliriz diyor.
Birkaç alternatif var bunlardan birisi faiz artırmaktır ancak ben bunu olası görmüyorum. O yüzden diğer enstrümanlara bakmamız lazım kur korumalı mevduat gibi yeni bir sistem getirilir. BDDK bankaların uygulamaları ile ilgili bir düzenleme yapabilir. BDDK ve Merkez Bankası’nın elinde bankalara dönük uygulanabilecek yöntemler var. Serbest piyasa sistemi içerisinde Merkez Bankası’nın da etki alanı var. Merkez Bankası da bunları kullanabilir."
Ekonomist Dr. Cüneyt Dirican ise faiz kararı için şu değerlendirmelerde bulundu: "Bizim politika faizini 0’a çekmemiz bankaların da böyle yapacağı şeklinde algılanmamalı. Kredi aktarım mekanizması diyoruz biz buna. Burada alınan karar şu anda bizim kendi dinamiklerimiz artı küresel nedenlerle başta Fed olmak üzere bizim bankalarımız tarafından aynı şekilde algılanmıyor. Riski daha yüksek gördükleri için mecbur kalmadıkça benden para istemeyin diyor aslında.
ŞUBAT VE MART AYINDA FAİZ NE OLUR?
Bu kredi aktarım mekanizmasında BDDK’nın ya da Merkez Bankası’nın alacağı aksiyonlarla sağlanabilir. Bu pratikte mümkün mü derseniz çok değil. Küresel anlamda farklı yöndeki görüşler ya da beklentiler de bu süreci tetikliyor. Merkez Bankası sağlıklı olanı yaptı aslında faizlere dokunmayarak. Ben olsam ocak şubat ve mart ayında faizi pas geçerdim. Ama o kadar çok hızlı değişken var ki. Bizim her iki yönde aksiyon almamızı gerektirecek durumlar olabilir."
"MERKEZ BANKASI YİNE PAS GEÇECEK"
Ekonomi Yazarı Sadi Özdemir ise konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: "Fed’in faiz artırımında gidebileceği yer yüzde 2 seviyesidir. İçimize döndüğümüzde kur tarafındaki istikrar çok kritik bir konu. Kurları Türk lirası karşısında yeniden hareketlendirecek bir gelişme gibi algılanabilir. Merkez Bankası bunu görmüş olabilir. Bence önümüzdeki ay yüzde 99 yine pas geçecek ve sonraki birkaç ay da pas geçecek. Bilmediğimiz büyük bir küresel felaket savaş gibi ihtimaller de var bu politikayı değiştirir.
Piyasa faizlerinin riskleri algılayıp onların da aşağı yönde geldiğini görmesi gerekiyor. Örneğim Cumhurbaşkanı dünkü konuşmasında dedi ki uygun işletme kredisi KGF mekanizmasını harekete geçirmek ve yatırım tarafını canlandırmak için kapasite artırımı ve yeni yatırımlar için uygun uzun vadeli kredi oluşturmamız gerekir. Ben Hazine’nin Merkez Bankası’nın birtakım mekanizmalarda maliyet üstlenerek oralarda faizi düşürmeye çalışacağını düşünüyorum. Bireysel kredilerde faizlerin düşürülmeye çalışılmasını düşünmüyorum."