Ekonomi‘Şişe’ sorunu çözüldü maden suyu coştu!

‘Şişe’ sorunu çözüldü maden suyu coştu!

21.08.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yılllardır yaşadıkları şişe sorununun sona erdiğini söyleyen Beypazarı Başkanı Niyazi Ercan, “Daha rahat bir sezon geçirdik. Piyasaya istediğimiz kadar ürünü arz edip, 24 saat çalışabiliyoruz” dedi

‘Şişe’ sorunu çözüldü maden suyu coştu

Maden suyu üreticisi Beypazarı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Ercan, bugüne kadar sektörde ciddi şişe sorunu yaşadıklarını belirterek, Balıkesir Bozüyük’te kurulan yeni cam tesisiyle şişe sorunlarının en aza indiğini ve sektör olarak üretimlerinin arttığını söyledi.
Türkiye’de 32 maden suyu üreticisi bulunuyor. Bunlardan en önemlilerinden biri Ankara’da faaliyet gösteren Beypazarı. Firmanın ikinci kuşak temsilcisi ise Niyazi Ercan.

Gaziantepli aile
1957’de babası tarafından Ankara’nın Beypazarı ilçesinde kurulan firmayı sektörde ön sıralara taşımayı başardı. Bu işin içinde doğduğunu dile getiren Ercan, “Bundan önce babam su ve meşrubat üretirdi. Ailenin tek erkek çocuğu olarak baba mesleğini devam ettirmek bana düştü. Eğitim hayatım boyunca da aynı zamanda hep işimizle ilgilendim” diye anlatıyor.
Şirketin kurucusu Cemil Ercan aslen Gaziantepli. Ankara’ya göç etmiş ve ‘Akan suyumuz varmış, içmeye geldik. Bardağa doldurduk içtik. Kaldık burada’ diyerek zor şartlar altında şirketi kurmuş. Niyazi Ercan, 1961 doğumlu. TED Koleji’ni bitirdi. Babasıyla beraber küçüklüğünden beri bu işin içinde yer aldı. Derme çatma bir yerde az kişiyle kurulan tesis bugün 65 bin metrekarelik alanda faaliyet gösteriyor.
Sektörün en önemli sorunlarından birinin şişe bulamamak olduğunu dile getiren Ercan, bu yılın başında çözülen sorunla büyüme ivmelerinin arttığını kaydetti. Ercan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Meyve aromalıya talep
“Geçen yıllarda Şişecam herkesin talebini karşılayamıyordu. Bozüyük’te kurulan yeni fabrika bu sorunumuzu çözdü. Sektör daha rahat bir sezon geçirdi. Bu kez istediğimiz oranda ürünü piyasaya arzetme şansımız oldu. Saatte üç yüz bin şişe dolumu yapıyoruz. Yıllık ise 600 milyon şişelik üretimimiz var. Bugüne kadar ne kadar şişe bulabildiysek o kadar büyüyebildik. Önceden normal mesaimizi tamamlayamazken bugün 24 saat çalışabiliyoruz. Sektördeki bütün firmalarda da rahatlama oldu. Pazar payımız yüzde 27’lere çıktı.”
Sektörü de değerlendiren Ercan, şunları aktardı: “32 firma var. Pek çok ülkeye ihracat yapılıyor. Damak tadımızın benzer olduğu Arap ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlere daha çok ihracatımız var. Türkiye’de yılda 3 milyar şişe yani 600 milyon litrelik tüketim var. Meyve aromalı maden suyu da önemli bir gelişme gösterdi. Sektörün satışlarındaki oranı yüzde 40’a yaklaştı. En büyük sorunlarımızdan biri de ve düşük kar marjları.”

Haberin Devamı

‘Magnezyum ve kalsiyum deposu’
Niyazi Ercan, maden suyunun yararlarına da değinerek, “Gün içinde kaybettiğimiz mineralleri almanın en kolay yolu maden suyu.
Maden suyu içmenin yaşı yok. Bebeklerinin ve kendilerinin sağlıklı olmalarını isteyen anneler hamileyken maden suyu içmeli. Günlük kalsiyum, magnezyum ihtiyaçlarını karşılayabilsinler. Gençler de içmeli. Mineralin yanı sıra berrak bir cilde sahip olmalarını sağlar. Yaşlılık döneminde de içilmeli. Kemik erimesi hastalığının oluşma ihtimali maden suyundan alınan kalsiyumla en aza indirilebilir” dedi.

Avrupa’da 200, Türkiye’de 15 litre tüketim var...
Soda ve maden suyu terimlerinin birbirine karıştırılmasından da şikayet eden Niyazi Ercan, şunları vurguladı:
- “Maden suyu terimi Türkiye’de tam olarak anlaşılmış değil. Bunun neden içilmesi gerektiği de doğal olarak gazlı çıktığı ve mineralli olduğu çok bilinmiyor.
- Yüzde yüz doğaldır. Soda ise herhangi bir suyun içerisine karbondioksit gazının ilave edilmesiyle oluşturulan bir içecek türü. Maden suyu serum gibi.
- Bakanlık maden suyunu düşük mineralli, mineralli ve zengin mineralli diye üç kategoriye ayırıyor. Litresinde 2860 mg çözülmüş mineral bulunduran maden suyumuz zengin mineralli sular gurubuna giriyor.
- Avrupa’da kişi başı tüketim 200 litrelerde. Türkiye de ise bu rakam 10-15 litre arasında. Hedefimiz bu rakamı Avrupa’nın yarı seviyesine getirebilmek.”