11.02.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
DUYGU ERDOĞAN
DUYGU ERDOĞAN- Tarihin en büyük deprem felaketlerinden birini yaşayan Türkiye’de bir yandan arama kurtarma çalışmaları sürerken, diğer yanda yardım organizasyonları, hasar tespit çalışmaları yürütülüyor. 10 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki depremin ardından her gün felaketin boyutu daha net anlaşılıyor.
Yaşanan acı, ülke genelinde yapı güvenliği ve riskleri konusunda kaygıları da artırıyor. Türkiye’de yaklaşık 10 milyon bina, 29 milyona yakın konut bulunduğu biliniyor. Deprem riski altındaki bölgelerde yaşayan nüfus oranı ise yüzde 71 olarak hesaplanıyor. 29 milyona yakın konutun ise 6.5 milyonundan fazlası riskli olarak ele alınıyor. Yapının durumunu öğrenmek için kamu tarafından risk tespitleri yapılarak dönüşüm çalışmaları başlatılıyor. Vatandaşlar bu tespitleri kendileri de yaptırabiliyor ancak binanın riskli çıkması ve bu nedenle yıkılması endişesiyle tespit tercih edilmiyor. Uzmanlar bu nedenle vatandaş için riskli yapıdan taşınma sürecinden yeni konuta erişene kadar uygun koşullarla yeni bir yapı güveni sağlanması gerektiğini ifade ediyor.
Risk tespiti nasıl yapılır?
Meslek odalarına kayıtlı ya da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan lisanslı firmalara başvurarak risk tespiti yaptırabilirsiniz. Bilgilendirme amaçlı deprem dayanıklılık testi ile kentsel dönüşüm kapsamındaki riskli yapı tespiti birbirinden farklı. Deprem dayanıklılık raporu, meslek odalarına kayıtlı uzman firmalar tarafından hazırlanıyor ve sonuç maliklerle paylaşılıyor. Riskli yapı tespitini ise bakanlığın lisans verdiği firmalar yapıyor ve risk varsa süreç hemen başlıyor. Tespit sonucu binanın risk durumuna göre yıkım dışında yapı güçlendirme seçeneği de devreye girebiliyor.
Standartlara uygunluk önemli
Hazır beton sektöründe Kalite Güvence Sistemi (KGS) ile hazır beton tesislerinin üretim şartları, teknik ve laboratuvar altyapısı, personel yeterliliği gibi ölçütler denetlenme imkanı veriyor. Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, standartlara uygunluk belirleyen bu gibi ölçütlerin afetlerde hayat kurtarıcı olduğuna dikkat çekiyor. 2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin binalarda en az C25 dayanım sınıfı betonun kullanılmasını öngördüğünü söyleyen Işık, “Betonarme yapıların uzun yıllar boyunca depreme karşı dayanıklı olabilmesi için dış çevre etkilerine de dayanıklı olacak şekilde boşluksuz ve geçirimsiz olması gerekmektedir. Doğru belirlenmiş çevresel etki sınıfında, yüksek dayanımlı ve kalite belgeli betonlarla inşa edilen standartlara uygun olarak tasarlanmış ve denetlenmiş binaların depremde alacağı hasarın daha az olacağını öngörebiliyoruz” dedi.
Müteahhitler hazırlık yapıyor
Mühendis ve müteahhitler, işini doğru yapan insanların öne çıkması ve yanlışları hayatlara mal olanların herkes tarafından bilinmesi için bu konutları yapan müteahhit ve denetleyen mühendislerin sicillerine bunların işlenmesi gerektiğini belirtiyor. Çeşitli dernekler konuyla ilgili ciddi uygulamalar talebiyle hazırlıklar yaptıklarını ve yaraların biraz daha iyileşmesi ardından taleplerini ileteceklerini belirtiyor. Bu sistem mühendis ve müteahhitler için bir karne niteliğinde olması için uğraş verilecek.