EkonomiRekabet Kurumu fiyat artışlarını takip için devrede

Rekabet Kurumu fiyat artışlarını takip için devrede

25.10.2018 - 13:26 | Son Güncellenme:

Rekabet Kurumu Başkanı Ömer Torlak, piyasalardaki fiyat artışlarına yönelik Rekabet Kurulunun da devrede olduğunu belirterek, "Yaklaşık 7-8 sektörde aşırı fiyat artışlarına ve bunların rekabet ihlali olup olmadığının tespitine yönelik ön araştırmalarımız devam ediyor." dedi.

Rekabet Kurumu fiyat artışlarını takip için devrede

Rekabet Kurumu Başkanı Ömer Torlak, Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası'na konuk olarak, Rekabet Kurumunun görev alanındaki çalışmalara ve gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Haberin Devamı

Rekabet Kurumunun, 21 yılı geride bıraktığını dile getiren Torlak, kurumun işlevleri ve bunların yerine getirilmesinin piyasalar için önemli olduğunu söyledi.

Torlak, kurum olarak rekabeti sınırlayan her türlü eylem, hakim durumun kötüye kullanılması, rekabeti bozmaya yönelik her türlü birleşme ve devralma gibi durumları incelediklerini örneklerle anlattı. Kurumun 21 yıllık geçmişi boyunca yaklaşık 7 bin karar aldığını belirten Torlak, bunların 2 bin 472'sinin şirketler arası rekabeti bozucu eylemler ile hakim durumun kötüye kullanılması anlamındaki "rekabet ihlali dosyaları"ndan oluştuğunu bildirdi.

Torlak, birleşme ve devralma dosyalarının 3 bin 600'ü bulduğunu ifade ederek, menfi tespit muafiyet dosyalarının ise 877'ye yaklaştığını söyledi. Yıl başından bugüne kadar toplam 303 karar aldıklarına işaret eden Torlak, bunların 67'sinin rekabet ihlali, 188'inin birleşme-devralma ya da özelleştirme ve 35'inin menfi tespit muafiyet şeklinde sıralandığını dile getirdi.

Haberin Devamı

"CEZALARLA GÜNDEME GELMEK İSTEMİYORUZ"

Soruşturma alanlarına değinen Torlak, rekabet ihlallerinin dönem dönem değişse de genel olarak "ulaştırma, taşıt hizmetleri", "gıda, tarım, ormancılık, hayvancılık, balıkçılık sektörü", "ilaç, sağlık ve tıbbi malzeme", "inşaat", "bilgi ve iletişim teknolojileri" sektörlerinde yoğunlaştığını belirtti.

Torlak, Rekabet Kurulunca şu ana kadar toplam 3,5 milyar lira, bu yıl içinde ise yaklaşık 340 milyon lira ceza kesildiğine dikkati çekerek, "Biz cezalarla sürekli gündeme gelmeyelim, tam tersine piyasaların iyi işlemesi için var olan bir kurumuz, dolayısıyla bunu hatırlatmak istiyoruz." diye konuştu.

Rekabet Kurumunun 21. kuruluş yıl dönümünü 9 Kasım'da düzenleyecekleri "Rekabet Zirvesi" ile kutlayacaklarını açıklayan Torlak, zirvenin temasını ise "Tarım-Gıda Endüstrisi ve Değer Zincirine Rekabetçi Yaklaşım" olarak belirlediklerini söyledi. Zirvede, enflasyona da ciddi etkileri olan söz konusu sektöre ilişkin rekabet ihlali olabilecek konuları kamuoyunun gündemine getireceklerini ifade eden Torlak, bu anlamda önemli bir katkı sağlayacaklarını vurguladı.

Haberin Devamı

"AŞIRI FİYAT ARTIŞLARINI ARAŞTIRIYORUZ"

Torlak, Rekabet Kurumunun aldığı kararların tüketiciler üzerinde oluşturduğu etkinin de araştırıldığını bildirdi. Bu kapsamda 2014-2016 yıllarında alınan 23 kararın etkisinin OECD tarafından yayımlanan kılavuza göre değerlendirildiğini dile getiren Torlak, 3 yıllık dönemde kurumun müdahalelerinin tüketici refahına yaklaşık 1 milyar ile 10 milyar lira arasında katkı sağladığını kaydetti. Torlak, "Bizim kararlarımız sonucu inovasyonda sağlanan gelişmeler, ürünün kalitesine ve niteliğine sağlanan katkıları da dikkate aldığımızda, kararlarımızın pozitif yönde bir etkisinin olduğunu söyleyebiliriz." dedi.

Son dönemlerde dövizdeki dalgalanmaya bağlı olarak bütün vatandaşları etkileyen fiyat artışlarının gerçekleştiğine dikkati çeken Torlak, Rekabet Kurumunun da bu konuda çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Torlak, şunları kaydetti:

"Rekabet Kurumu gündelik denetim yapmıyor. Son dönemde de gerek bize ulaşan başvurular gerek kamuoyuna yansıyan birtakım emareleri dikkate alarak açtığımız dosyalar var. Rekabet Kurulu tarafından bir soruşturmanın başlatılması bile piyasalara çok ciddi uyarı veriyor. Yaklaşık 7-8 sektörde aşırı fiyat artışlarına ve bunların rekabet ihlali olup olmadığının tespitine yönelik ön araştırmalarımız devam ediyor. Henüz soruşturma aşamasına gelinmediği için sektörlerden bahsetmek istemiyorum ama bunların bir kısmının yerinde incelemeleri gerçekleşti. Dolayısıyla ilgili sektörler tarafından duyulmuştur.

Haberin Devamı

Dijital pazara ve Amazon'un Türkiye'de e-ticaret sektörüne girmesine ilişkin bir soru üzerine Torlak, ekonomideki dijitalleşmenin düzenleme ve denetlemeye yönelik bakış açısını da ciddi anlamda değiştirdiğini söyledi.
Torlak, Türkiye'de e-ticaret ve dijital ekonomi pazarının çok hızlı büyüdüğüne işaret ederek, Avrupa ve dünya ortalaması dikkate alındığında katedilecek ciddi bir mesafe olduğunu dile getirdi.

Elektronik ticaretin toplam ticaretteki payının gelişmiş ülkelerde yüzde 10 olduğuna dikkati çeken Torlak, Türkiye'de ise bu oranın yüzde 4 civarında gerçekleştiğini ifade etti.

Haberin Devamı

Torlak, son yıllarda Türkiye ekonomisinde e-ticaretin büyüme hızının yüzde 40'ı bulduğunu aktararak, bunun önemli sebeplerinden birinin uluslararası aktörlerin piyasa girmesi olduğunu bildirdi.

"ARTIK DİJİTAL KARTELLERDEN BAHSEDİYORUZ"

Uluslararası aktörlerin piyasaya girmesinin olumlu ve olumsuz yönleri bulunduğunu anlatan Torlak, şöyle devam etti:

"Hükümetimiz, Amazon ve belki çok yakın bir tarihte pazara girecek olan Alibaba gibi kuruluşlarla oturup çok rahatlıkla 'Sizin Türkiye merkezli operasyonlarınızda bu pazara yönelik sunacağınız ürünlerin en azından yüzde 50'si Türk KOBİ'lerinin ürettiği ürünler olsun' diyebilir. Bunu demekte bir beis yok. Hükümetimizin bu konudaki politikaları belirleyici olacaktır."

Torlak, fiziksel olarak mal ve hizmetlerin el değiştirdiği piyasalarda tarafların belli olduğunu ancak e-ticarette iki veya daha fazla tarafın bulunduğunu vurgulayarak, "Platform ekonomisi olarak da isimlendirebileceğimiz bir piyasa türüne geçtik." diye konuştu.

İşletmeler arası ticarette de platform ekonomilerinin söz konusu olduğunu belirten Torlak, şunları kaydetti:

"Rekabet ve rekabet ihlalleri bakımından gelinen kritik nokta şu, artık dijital kartellerden bahsediyoruz. Amazon, Facebook, Alibaba ve benzeri gibi pazarın neredeyse tamamına hakim durumdaki teşebbüsler var ve ellerinde kazandıkları paranın ötesinde en önemli sermayeleri de veri. Kullanıcıların veya o platforma girenlerin kendi iradeleriyle bu platformlara bıraktıkları tabiri caizse teknolojik izler. 'Big data' olarak isimlendirdiğimiz bu veriler farklı algoritmalarla, farklı şekillerde çalıştırılabilir, şirketler kendi pazarları ve satış stratejileri bağlamında küçük oynamalarla karlılıklarını artırabilirler."

DOSYA KONULARININ ÖNEMLİ KISMI DİJİTAL PLATFORMLAR

Torlak, rekabet kurumlarının 'big data' yoluyla bir rekabet ihlali yapılıp yapılmayacağı ve kurumların mevcut kapasiteleriyle bunları nasıl tespit edeceğiyle ilgilendiğini anlatarak, "Dünyadaki rekabet otoritelerinin konuştuğu en önemli konulardan birisi bu. Henüz dünyada hiçbir otoritede böyle bir kurumsal kapasite yok." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin de en kısa sürede bu açığı kapatmak için çalıştığını vurgulayan Torlak, bu anlamda insan kaynağı, kurumsal kapasiteye katkı sağlayacak eğitimler ve teknoloji transferini gerçekleştirdiklerini dile getirdi.

Torlak, son dönemde dosya konularının önemli bir kısmının dijital platformlar olduğuna dikkati çekerek, kurumun Google, Sahibinden, Yemek Sepeti ve Booking kararlarını hatırlattı.

Çok taraflı platform ekonomilerinin kendilerine ciddi bir "ev ödevi" yüklediğine işaret eden Torlak, "Dijitalleşmeyle birlikte rekabet otoritelerinin de kendilerini bunun getireceği sonuçlara hızlı şekilde uyarlamaları gerekiyor. Biz de bu çaba içindeyiz." dedi.

"GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ YENİ DÜZENLEMEDE GEREKENİ YAPARIZ"

Torlak, Yeni Hal Yasası'nın yürürlüğe girmesi durumunda denetim mekanizmasında Rekabet Kurumunun yer alıp almayacağına ilişkin soruya, söz konusu yasanın Ticaret Bakanlığının konusu olduğunu söyledi.

Yapılacak düzenlemeyle hallerin iyileştirilmesi, lojistikte ortaya çıkabilecek firenin azaltılması ve arz-talep dengesinin sağlanmasının amaçlandığını belirten Torlak, şöyle konuştu:

"Bu iyileştirmelere rağmen öncesinde olduğu gibi sonrasında da rekabetin ihlal edildiği bir durum ortaya çıkarsa biz geçmişte olduğu gibi yeni düzenleme sonrasında da kendi sorumluluk alanımız bakımından gerekli işlemleri, soruşturmaları elbette yaparız. Dolayısıyla bu anlamda çok bir farklılık yok."

"HAKSIZ REKABETLE REKABET İHLALLERİ KARIŞTIRILIYOR"

Torlak, Rekabet Kurumuna yapılan başvurularda haksız rekabet ile rekabet ihlallerinin karıştırıldığına da işaret ederek, haksız rekabet konusunun, rekabetin korunması alanının dışında olduğunu bildirdi.

Haksız rekabet kapsamında, dürüstlük kuralına uygun davranmamak, ticari bir sırrı rakibinin aleyhine ifşa etmek, yanlış bilgilerle karalama yapmak gibi eylemlerin yer aldığına dikkati çeken Torlak, "Bunlarla ilgili de bize müracaat yapılıyor. Tereddütlü bazı konular ise kurul gündemine geliyor, bizim alanımızla ilgiliyse işlemleri başlatılıyor, değilse 'Ticaret mahkemelerinin konusudur.' diyebiliyoruz. Bizim kanunumuz haksız rekabeti içermiyor, bu konu ticaret kanunlarında düzenleniyor. Bizim baktığımız konular, rekabeti bozan her türlü anlaşma, kartel, uyumlu eylem, hakim durumun kötüye kullanılması alanları." değerlendirmesinde bulundu.

Piyasada rekabetin sağlanması ve korunması için şirketlere yönelik önerilerde de bulunan Torlak, teşebbüslere önerilerinin, hem yönetim hem çalışanlar bazında bilinç ve farkındalık düzeyinin artırılması olduğunu dile getirdi.

"KARARLARIMIZ YATIRIMCILARA HUKUKİ BELİRLİLİK SAĞLIYOR"

Torlak, şirketlerin, bazen hiç umulmadık ve önemsemedikleri sebeple Rekabet Kurumunun muhatabı haline gelebileceğini belirterek, bu gibi durumlarla karşılaşılmaması için ilgili dernekler, iş örgütleri, sanayi ve ticaret odalarıyla iletişim halinde olduklarını söyledi.

Geleceğin iş dünyası temsilcileri üniversite öğrencileriyle de bir araya geldiklerini anlatan Torlak, şunları kaydetti:

"Teşebbüsler, rekabet hukukunu es geçmemeli. Bu konuda duyarlı olmaları onlara ciddi avantajlar sağlar, aksi halde hiç umulmadık olumsuzluklarla karşı karşıya kalabilirler. Kararlarımız yargıya taşınıyor ama yargının bozma verdiği kararlar yüzde 10 civarında."

Torlak, kurul kararlarının, içtihat bütünlüğü ve tutarlılık sağladığına, hukuki olarak öngörülebilir olduğuna dikkati çekerek, "Kararlarımız yerli ve yabancı yatırımcıya hukuki belirlilik sağlıyor. Türkiye'de piyasa ekonomisi önünde engel olmadığı, piyasa ekonomisini ciddi anlamda denetleyen bir kurum olduğu görülüyor." dedi.