13.01.2014 - 11:42 | Son Güncellenme:
-2013 yılı bankanız ve sektör açısından nasıl geçti?
Katılım bankacılığı sektörü 2013 yılında da Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörünün üzerinde bir büyüme sergiledi. Güçlü büyüme potansiyeline sahip katılım bankacılığı gerek şubeleşme çalışmaları gerekse yeni ürünlerle ulaştığı daha geniş kitlelerle büyüme ivmesine hız kazandırdı. 2000'lerde sektörden yüzde 1'in biraz üzeri pay alan katılım bankacılığı, bugün aktiflerde yüzde 5,5; kredi ve mevduatlarda yüzde 6 paya sahip. Yapılan yasal düzenlemeler, güçlü ekonomik yapı ve hükümetimizin destekleyici politikaları ile kamu bankalarının ve yabancı yatırımcıların sektöre olan ilgisi bu büyüme rakamlarının önümüzdeki dönemde de devam edeceğini gösteriyor. Türkiye Finans olarak 2013 yılı oldukça başarılı geçti. Katılım bankaları güçlü büyüme potansiyeline sahip ve yılın ilk 9 ayında başarılı rakamlar elde etti. Sektörün öncü katılım bankası Türkiye Finans olarak biz de bu güçlü büyümede önemli bir rol üstleniyoruz.
Bankamızın aktif büyüklüğü 2013 Eylül dönemi itibarıyla önceki yılsonuna göre yüzde 32 artarak 23.3 milyar TL'ye ulaştı. Yüksek büyüme rakamlarına ulaşırken karlılıktan ödün vermeyen bir strateji izliyoruz. Bankamızın net dönem karı 2012 Eylül dönemine göre yüzde 8.4 artış göstererek 236.8 milyon TL oldu. Bankamızın toplam kullandırılan fonlar tutarı 2012 yılsonuna göre yüzde 31 artışla 13.1 milyar TL'den 17.1 milyar TL'ye yükselirken, gayrinakdi kredi portföyümüzün büyüklüğü ise 7.8 milyar TL'ye ulaştı. Toplanan fonlarda bankamız 13.8 milyar TL ile yılsonuna göre yüzde 21'lik bir artış sergilerken, şube sayımız 250'ye ulaştı. Bu paralelde istihdama da katkılarımız devam ediyor.
-2014 yılında Türk bankacılık sektöründe ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz?
2013 yılında gündemde olan İstanbul Finans Merkezi çalışmaları, yasal düzenlemeler ve bankaların açıkladığı başarılı kar rakamları, katılım bankacılığı sektörünün önümüzdeki dönemde de bankacılık sektörünün parlayan yıldızı olmaya devam edeceğini gösteriyor. Bunun yanı sıra, yakın zamanda sektörümüze yatırım yapmaya hazırlanan kamu bankaları var. Yani aramıza yeni oyuncular da katılacak ama bizce bu da yeterli değil. Biz, kamu bankalarının yanı sıra özel bankaları da katılım bankacılığı yapmaya davet ediyoruz. İnanıyoruz ki, bu yönde gerekli yasal düzenlemelerin yapılması durumunda, güçlü rakipler birer birer katılım bankacılığı sektörüne adım atacak ve bu sayede sektörümüz daha da sağlıklı büyüyecek.
2016 yılında 400 şube hedefi
-2014 yılında banka olarak büyüme planlarınız ve öncelikleriniz neler olacak?
Uyguladığımız 5 yıllık stratejimiz doğrultusunda, her yıl bankacılık sektör ortalamasının yüzde 20 üzerinde bir büyüme ile 2016 sonunda 40 milyar TL aktif büyüklüğe ulaşmayı hedefliyoruz. Şu an 250 şube ile hizmet veren Türkiye Finans'ı, 2016'da 400'ün üzerinde şube sayısı ağı ile Türkiye'nin her yerinde güçlü bir dağıtım ağına sahip hale getireceğiz. Son 2 yıldır, en fazla kar eden katılım bankası olduk ve verimliliği gündemimizin en üst sırasına yerleştirdik. Geliştirdiğimiz yenilikçi ürünler sayesinde katılım bankacılığında öncü konumumuzu sürdürmeye devam edeceğiz. Teknolojiye yaptığımız yatırımların olumlu sonuçlarını almaya başladık. Yakın zamanda yaptığımız bu yatırımlar ile dağıtım kanallarındaki üstünlüğümüzü perçinlemeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönem dağıtım kanallarına daha fazla yatırımımız olacak. -2014 yılında kaç yeni şube açmayı ve ne kadar personel almayı planlıyorsunuz? 2014 yılında şube ağımızı ve çalışan sayımızı yüzde 10'dan fazla artırmayı hedefliyoruz.
2014 yılında belirsizlikler yüksek
-2014 yılında Türkiye ekonomisi açısından risk gördüğünüz unsurlar neler?
2014 genel olarak belirsizliklerin yüksek olabileceği bir yıl olarak görünüyor. ABD Merkez Bankası'nın (FED) para politikasındaki değişikliğin zamanlamasına dair belirsizlik, hemen herkesin bildiği gibi, ilk sırada yer alıyor. Beklentiler küresel piyasalarda gelişmekte olan ekonomilere ve dolayısıyla Türkiye'ye yönelik sermaye akımlarını oynak hale getiriyor. Bu oynaklık da şimdiden fonlama maliyetlerimiz üzerinde yukarı yönde baskı yapabiliyor. Burada Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) değerlendirmelerine paralel olarak, bu belirsizlik bir şekilde ortadan kalktığında Türkiye gibi makro ekonomik temelleri sağlam gelişmekte olan ekonomilere sermaye akımlarının yeniden canlanabileceğini düşünüyoruz. Yurtdışındaki bir diğer önemli risk unsuru ise Avrupa ekonomilerinin kırılgan yapıda olması. Bu ekonomilerdeki toparlanmanın yeniden kesintiye uğraması olasılığı, ekonomik görünüm üzerinde baskı yapabilir. Yurtiçinde ise sermaye akımlarındaki oynaklığa karşın TCMB'nin para politikasını sıkılaştırması ekonomik aktivitenin ivmesine yeni bir yön verecek.
Kar marjları daralabilir
-2014 yılında Türk bankacılık sistemi açısından gördüğünüz riskler var mı?
2014 yılı için bankacılık sektörü riskleri de önemli ölçüde makro risklerden etkilenebilecek. Küresel bazda para politikalarında çıkış stratejilerinin gündemde olacağı bir yıl olması beklenen 2014'te, fonlama maliyetlerinin artması ve bunun sonucu olarak kar marjlarının daralması beklenebilir. Ayrıca politika yapıcılar ve düzenleyici kuruluşlar sektörün söz konusu risklerle daha iyi koşullarda karşılaşabilmesi için bazı düzenlemeler yapıyor. Bunlar kısa vadede sektörü zora sokabilecek gelişmeler olarak görülse de orta vadede yararlı olabilecek adımlardır.
(Finanscaddesi)