11.11.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Duygu Erdoğan
Gayrimenkul sektörü konutta olduğu kadar ofis pazarında da hızlı büyüdü. Bu alanda özellikle coğrafi avantajları, ekonomik ve teknolojik gelişmişliği ile uluslararası şirketlerin cazibe merkezi olan İstanbul’da artan nitelikli ofis ihtiyacı önemli arzlarla karşılık buldu. Son dönemde döviz kurunun dalgalı seyri ile Türkiye’den konut alımında atağa kalkan yabancı alıcı, ofis piyasasına benzer ilgiyi gösteriyor. Dalgalı fiyatlanmayı fırsat olarak gören yabancılar, bu dönemde de yine yerli şirketlerden daha hızlı yeni arzlara yöneliyor. Danışmanlık şirketleri, yabancıların, TL bazında düşük kalan fiyatlarla yeni ofislere yönelik taleplerini hızla artıracaklarına dikkat çekiyor.
Yeni merkezler
Sektörün kısa sürede trendleri arasına giren ofis yatırımları, ulaşım seçeneklerinin etkisiyle en çok Avrupa yakasında hayat bulurken, son üç yıldır Anadolu yakasına doğru kaymaya başladı. Henüz fiyat olarak büyük bir yarış yaşanmasa da fiziki olarak iki bölge arasındaki yatırımlar ve kiralama oranları açılmaya başladı. Pek çok yerli ve yabancı şirket Anadolu yakasını merkez olarak konumlandırmayı seçti.
Yeni talepler beraberinde ofis pazarına yeni merkezleri de getirdi. Ofis talebi ve yatırımının başlıca merkezi olan Levent-Maslak hattı, bu bölgede Kağıthane ile yarışır hale geldi. Anadolu yakasında ise Altunizade, Kozyatağı, Ümraniye-Tepeüstü, Kavacık ve Ataşehir ofisin güçlenen bölgeleri haline geldi.
Ofis çalışanları ve şirketlerin talepleri ile şekillenen pazar, A+ özelliklere sahip; doğa dostu ve yüksek teknolojik özelliklerle tasarlanıyor. İçlerinde her türlü teknolojik donanım ve imkanın yer aldığı, bölünebilen, birleştirilip büyütülebilen ofisler tercih ediliyor.
Avrasya taşıyor!
Bu iki kıta arasında en önemli unsur ise elbette ulaşım seçenekleri. Maslak ve Levent’in uzun zamandır ofis merkezi olmasını destekleyen en önemli unsur da metro. Anadolu yakasının etkisinin artmasında da yeni ulaşım yatırımları var. Geçen yılın başında 24 saat geçiş başlayan Avrasya Tüneli bunun önemli bir örneği oldu. Marmaray hattı da bu ulaşımda öne çıkarken, ana yollara kolay bağlanma imkanı veren bölgelerde kiralama oranı daha yüksek.
Yerli şirketler hareketlendi
Mevcut dönemde TL üzerindeki baskının azalmasıyla yerli şirketler de taşınma hareketine eklenmeye başladı. Aşağı yönlü döviz kuru, faiz ve KDV’de yaşanan iyileşmeler büyük çaplı yerli şirketlerin yeni kiralamalara yönelmesine imkan tanıyor. Bu sayede yılın sonuna doğru yeni bir hareket kazanan pazarda, gelecek dönem mevcut arzlar için umut verici hale geliyor.
TL ile kira başladı
Başta AVM’ler ve perakendeciler arasındaki ‘dövizle kira’ sorununa çözüm bulmak isteyen hükümet, Türkiye’de yerleşik kişilerin dövize endeksli sözleşmeler yapmasının önüne geçen ve mevcuttaki sözleşmelerin TL’ye çevrilmesine ilişkin tebliği yürürlüğe almıştı. Cushman & Wakefield Yönetici Ortağı Tuğra Gönden, kiralamaların artık döviz üzerinden yapılamadığını belirtirken, mevcut sözleşmelerin anlaşılan döviz kurundan TL’ye dönüştürüleceğini söyledi. Gönden, “Bizler de TL üzerinden raporlama yapacağız. Ancak yurt dışına yönelik yayınlarımızda bilgi amaçlı çeyrek sonu kuru ile döviz karşılığını göstereceğiz” dedi.