17.01.2023 - 13:22 | Son Güncellenme:
Güçlü Türk ordusu için teknolojik üretim yapılması gerektiğini söyleyen Erciyes Teknopark Yönetim Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. İbrahim Narin, “Daha çok insan gücüne dayalı olarak yapılan savunmalar ya da savaşlar, günümüzde yerini teknolojik sistemlere bırakmakta ve radar, hava savunma sistemleri, insansız hava araçları, zırhlı araçlar savaş ve savunmada çok önemli bir hale gelmiştir. Ülkemiz bulunduğu jeopolitik konum nedeniyle güçlü bir orduya sahip olmak zorunluluğunda. Bu hepimizce malum yıllardır çevremizde terör olayları ve savaşlarla uğraşmak durumundayız. Güçlü ordu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teknolojik sistemlere sahip olmasıyla ancak mümkün. Sadece teknolojik sistemlere sahip olmak da yeterli değil, bunu kendimizin üretmesi gerekiyor. Aksi takdirde bunlara ulaşmanız çok mümkün olamayabiliyor. Cumhuriyetimizin 100. yılında yapılan bu toplantının yeni iş birliklerine vesile olmasını diliyorum” dedi.
TUSAŞ Sanayi Geliştirme Şefi Emrah Ekri, faaliyet alanlarının 5 ana grupta gerçekleştiğini söyleyerek, "Şirketimiz 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı’nın sonuçlarıyla birlikte kurulan TUSAŞ Türk Uçak Sanayi Anonim Ortaklığı ve bundan yaklaşık 10 yıl sonra 1984 yılında Amerikan F-16 uçaklarının ülkemizde üretilmesi için kurulan TAİ şirketlerinin 2005 yılında birleşmesiyle nihai kurulumunu tamamlamış durumda. 2005 yılında TUSAŞ şirketin yurtdışı hisselerini satın aldı ve yüzde 100 yerli ve milli bir şirkete ulaştı. Biz aslında 5 ana grup üzerinde faaliyet gösteriyoruz. Bunlar uçak, helikopter, insansız hava aracı, uzay sistemleri ve yapısal olarak tanımlanmakta. Uçak grubunda bizim ilk yerli ve milli ürünümüz olan Hürkuş var. Hürkuş hali hazırda seri üretimi devam eden bir uçak ve yurtdışına da ihracatlarımız Nijer ve Çad ülkesine gerçekleşti ve diğer ülkelerle de anlaşmalarımız sürmeye devam ediyor. Kamuflajlı versiyonu ise Hürkuş’un silahlı versiyonu. Aynı zamanda Hürkuş silahlı olarak da verilebiliyor” dedi.
“Milli Muharip Uçak, 18 Mart’ta hangardan çıkacak”
En önemli projelerinden olan Milli Muharip Uçak Projesi’nde 18 Mart’ta hangardan görücüye çıkılacağını söyleyen Emrah Ekri, “Hürkuş’un ilk olarak ortaya çıkışı temel eğitim uçağı aslında ama hem silahlı kuvvetlerimizin hem de dış ülkelerin ihtiyaçları doğrultusunda silahlı versiyonları da kullanıma açılmış durumda. Bir de Hürjet var, bu bir jet eğitim uçağı ve aslında dünyada bu sınıfta kendisinin tek örneğini sergileyecek diyebiliriz. Hürjet’in ilk prototip üertimi tamamlandı ve bu yılın ikinci çeyreğinde inşallah ilk uçuşunu da gerçekleştirecek. Birde bizim en önemli projelerimizden olan ülkemizin F-35 uçaklarında Amerika ile yaşadığı anlaşmazlık sonucu daha da önem kazanan Milli Muharip Uçak Projesi. Bu projemizdeki ilk prototip üretimi tamamlandı. 18 Mart’ta hangardan çıkış ve motor çalıştırmayla uçağımızı görücüye sunacağız. Daha sonra kademe kademe geliştirerek 7 prototip daha üretip 2030 yılında tam olarak Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmesini hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Gelecek yıllarda stratejik öneme sahip konu başlıklarını tek çatı altında topluyoruz”
İlerleyen yıllarda Türkiye açısından stratejik öneme sahip konu başlıklarını Aselsan Araştırma Merkezi çatısı altında topladıklarını söyleyen ASELSAN Ar-Ge İş Birlikleri Koordinatörü Erdem Can Özdemir, “Devlet büyüklerimiz bir araya gelerek uluslararası arenada tam bağımsız ve güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti’nin ancak yerli ve milli savunma sanayinin geliştirilmesi sonucu mümkün olabileceği kanaatine varmışlardır. Aselsan’ın kuruluş hikayesi de budur. Aselsan 1975 yılında alınan kararla Ankara Necatibey Caddesi’nde bir apartman dairesinde faaliyetlerine başladı.
Zamanla yapılan Ar-Ge yatırımları sonucu mühendislere verilen eğitimler, yurtdışından ilk başlarda lisans satın alınarak yatırımı gerçekleştirilen telsizler ve zaman içerisinde birçok savunma alanında, savunma elektroniği alanında geliştirdiği ürün ve sistemlerle bugün itibariyle dünyanın önde gelen savunma sanayi şirketleri arasında yer almıştır. Günümüz itibariyle Aselsan’ın toplam hisselerinin yaklaşık olarak yüzde 74’ü Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na aittir. Yani 1975 yılında Aselsan kurulurken, kurmak için gereken fonlama, yüce gönüllü Türk Milleti’nin bağışlarıyla toplanmıştır. Bütün Ar-Ge yatırımlarını ve Ar-Ge projelerini tek bir merkezi yapıda toplama kararı alan Aselsan, Ar-Ge Yönetimi Genel Müdür Yardımcılığı’nı 2021 yılında kurdu. Biz bütün uluslararası gelişmeleri göz önünde bulundurarak önümüzdeki yıllarda ön plana çıkması muhtemel teknolojik gelişmeler alanında araştırmalar yapan akademisyenle, sanayiciler ve Aselsan personeli olarak araştırmacıların bir araya geldiği Aselsan Ar-Ge Yönetimi Genel Müdür Yardımcılığı’nı en son Ar-Ge metodolojilerini kullanarak yapılandırmış bulunuyoruz. Belli başlı konu başlıklarını özellikle de ülkemizi önümüzdeki yıllarda stratejik öneme sahip olacak ülkemizin menfaatleri açısından da konu başlıkları altında toparladığımız Aselsan Araştırma Merkezi çatısı altında topladığımız araştırma müdürlükleri olarak kurgulamış bulunuyoruz” dedi.
Savunma Sanayi Alt Sistemler Çalıştayı'nın öğleden sonraki kısmında da ikili iş birliği görüşmeleri organize edildi. 100’den fazla ikili iş birliği görüşmesi ile tanışma toplantıları gerçekleştirildi. Erciyes Teknopark Konferans Salonu’nda düzenlenen çalıştaya, Erciyes Teknopark Yönetim Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. İbrahim Narin, Erciyes Teknopark Genel Müdürü Serhat Dalkılıç, TUSAŞ Sanayi Geliştirme Şefi Emrah Ekri, ASELSAN Ar-Ge İş Birlikleri Koordinatörü Erdem Can Özdemir, Aspilsan Tedarik Mühendisi Venhar Tural ve yatırımcılar katıldı.