06.06.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Duygu Erdoğan - Finansal Okuryazarlık Zirvesi kapsamında düzenlenen ve Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdür Yardımcısı Ebru Sungur moderatörlüğünde yapılan ‘Küçük Yatırımcı Neden Borsada Yer Almalı’ paneli Qua Granite Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ercan, FODER Yönetim Kurulu Başkanı Attila Köksal, İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz, TSPB Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Eraslan ve Milliyet Gazetesi Yazarı Zeynep Aktaş katılımıyla yapıldı.
Tevfik Eraslan, borsa yatırımcı sayısında özellikle pandemi döneminde dikkat çeken artışı hatırlatırken, 2019 Aralık ayı itibarıyla 1 milyon 200 bin olan yatırımcı sayısının mevcutta 2 milyon 674 bin olduğunu söyledi. 20-24 yaş ve 24-29 yaş arası yatırımcılarda da çok artış olduğunu kaydeden Eraslan, “Bu bize ileriye dönük daha da fazla umut veriyor” dedi. TSPB’nin finansal okuryazarlık konusunda markalaşan Sermaye Piyasaları Kongresi, üniversitelerle düzenlenen seminerler yanı sıra ücretsiz pek çok seminer ve webinar gerçekleştirdiğini anlatan Eraslan, yakın dönemde kadınlar için finansal okuryazarlık projesini de geliştirdiklerini ifade etti. Yatırımcılara en temel tavsiyesini veren Tevfik Eraslan, “Genç yaşta düzenli tasarruf alışkanlığı geliştirelim” dedi.
Üç altın tavsiye
Tevfik Eraslan, yatırımcılara altın değerinde üç tavsiye verdi. Öncelikle hisse senedi yatırımları konusunda yatırımcının kendisine ‘bu konuda ne kadar deneyimliyim?’ sorusunu sorması gerektiğini anlatan Eraslan, şöyle devam etti:
“Bilginiz varsa kendinize ‘ben bu şirketin faaliyetleri konusunda mali tabloları, kâr dağıtımı, yapacağı yatırımlar, insan kaynağı, sektöründe yerini biliyor muyum’ diye sorun. Bunların sonuçları pozitifse yatırım seçeneği değerlendirilir. Bir şirkete yatırım yapmak o şirketin ortağı olmak demektir ve ortaklığın gereklerini yerine getiriyor olmanız lazım. İkincisi ise yatırımları uzun vadeli düşünmeliyiz. Son olarak, yatırımlarımızı çeşitlendirelim.”
‘Kağıdı tutma süresi 18 güne düştü’
Borsadaki yatırımların genel eğilimlerini değerlendiren Zeynep Aktaş, borsada 2010-19 arasında yatırımcı sayısının 1 milyon ve 1.2 milyon seviyesinde kaldığını belirtirken, mevcut dönemde 2 milyon 674 bine ulaştığını söyledi.
Aktaş, “Yatırımcıların hisseleri ellerinde tutma sürelerinin giderek azaldığını görüyoruz. 2012’de 46 gün tutarken, 2020’de 18 güne düştü. Bu durumda siz yatırımcı değil, işlemcisinizdir. Bazı kavramların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini de düşünüyorum. Yatırımcı ve işlemci arasındaki farkı görmek gerekir. İşlemci iseniz sürekli ekran takip eder, sürekli aracı kuruluşa komisyon kazandırırsınız ve aslında elinize geçen bir getiri olmaz. Uzun vadede hisse senedinden hisse senedine koşan bir kitle olduğunu görüyoruz” değerlendirmesini yaptı. Aktaş, grafiklerle desteklediği sunumunda her ay 100 lira birikim yapan bir kişinin bu birikimlerini 10 yıl boyunca borsada işlem gören, Türk sanayinin önde gelen hisselerine yatırdığında 100 bin liraya varan yatırıma ulaşabileceğini anlattı.
Dikkat! Dolandırıcılar psikolojiye çalışıyor
Attila Köksal, hisse senetlerine yatırım konusunda yapılan hataların bir kısmının finansal okuryazarlık eksikliğinden, bir kısmının ise bilişsel ve duygusal olmak üzere psikolojik etkilerden kaynaklandığını ifade etti. Yatırımlar içinde uzun vadede en iyi getirinin hisse senetlerince sağlandığını dile getiren Köksal, mutlaka yatırım enstrümanları arasında yerini alması gerektiğine vurgu yaptı. Yatırımcıların önemli bir kısmının ‘küçük yatırımcı’ olduğunu belirten Attila Köksal, “Bunun nedeni toplumun dinamiği. Dolayısıyla sermaye piyasaları çalışanlarının öncelikle anlaması gereken bu yatırımcıların paralarının değeri yüksek ve çok zor birikiyor. Yatırımcıların parasını ne olursa olsun korumamız lazım” dedi.
En sık yapılan hatanın birikim yapmayı ertelemek olduğunu anlatan Köksal, “İkincisi ise yakın zamanda olan olaylardan çok çabuk etkileniyoruz. Mesela halka arzlarda bir coşku oluyor, ‘mutlaka halka arza girmeliyim’ diyoruz, kripto paralarda bir şey oluyor mutlaka oraya gidiyoruz. İşler kötüye döndüğünde de hemen olumsuz olandan etkileniyoruz. Zarar etmekten korkuyoruz ve sadece duymak istediklerimizi duyuyoruz. Başkalarına çok güveniyoruz. Piyasa dolandırıcıları bu bilişsel ve duygusal noktaları çok iyi biliyor ve kullanıyorlar” diye konuştu.
‘Günlük al sat ile para kazanıldığını görmedim’
Halka arzıyla gündemde önemli bir yer edinen Qua Granite’in bu sürecini anlatan Ali Ercan, tarihin en yüksek katılımcısıyla halka arz olunduğunu söyledi. Halka arzdan önce de yürüttükleri süreçte şeffaflığı öne aldıklarını anlatan Ercan, yatırımcılarla ilişkilerini geliştirip, çeşitli kanallardan tüm sorularına yanıt vermeye çalıştıklarını söyledi. Sanayici olarak öncelikli görevlerinin şirketi kârlı yönetmek ve şirketin kaynağını en verimli şekilde kullanmak olduğunu anlatan Ali Ercan, “Benim 30’un üzerinde yatırımım var. Yatırım politikam alıp satmak üzerine değil, onu büyütmek üzerine kurulu. Günlük al sat’larla para kazanılabildiğini görmedim” dedi.
Ali Ercan, işin temelinin ise düzenli tasarruf olduğuna vurgu yaparken, başkasından alınan parayla borsaya girmenin psikolojik rahatsızlık etkisiyle hatalara neden olduğunu kaydetti. Ülkeye ve sektörlere genel bir bakışın yatırımda hata olduğunu belirten Ercan, “Sektöre genel olarak bakmayın, şirketlere bakın. Bütün yatırımcılara tavsiyem, uzun vadeli şirketleri değerlendirmeleri üzerinedir” diye konuştu.
‘Toplumda finansal okuryazarlık eksikliği var’
Nüfus toplamına göre mevcutta borsada bulunan 2.6 milyon yatırımcı oranının çok düşük kaldığını anlatan Mert Yılmaz, ancak pandemi boyunca artan yatırımcı sayısının çok değerli olduğunu dile getirdi. Yatırımcıların büyük kısmının 50 bin lira ve altında yatırımı bulunduğunu belirten Yılmaz, “Sermayeyi tabana yayma konusunda iyi bir adım atıyoruz ancak gözlemimize göre, son dönemde gelen yatırımcı grubunu bir ‘halka arz çılgınlığıyla’ geldi. Bunun bir yerde dengeleneceğine inanıyorum” dedi.
‘Bir hisse senedine yatırım yapmak bir şirkete ortak olmak demektir’ diyen Mert Yılmaz, ortak olmanın ticari mantığının anlaşılması gerektiğini savundu. Yılmaz, “Gerek SPK, gerek Borsa İstanbul hepimiz yatırımcıları uyarma konusunda çok uğraşıyoruz. Son dönemde gelen yatırımcı grubun önemli bir finansal okuryazarlık eksikliği var. Halka arz varmış diye bilmeden gelenler, sosyal medyadan yalan yanlış bilgilerle kısa sürede yüksek getiri hevesine kapılanlar var. Hayatınızda yüzünü görmediğiniz birisi ‘sen bana para ver onu katlayayım, sen gel bu sosyal medya hesabını takip et tüyo al para kazan’ diyorsa bir durup düşünmeniz lazım. Size zengin etme hayalini satıyor ama akla mantığa uygunluğu yok. Yatırımcı öncelikle sistemin içine yatırımcı olarak girip girmemek istediğine karar vermeli. Bu sistemdeki yatırımcı hepimizin yatırımcısı. Aslolan burada kalması ve memnuniyetinin artırılması” diye konuştu.