Kadınlar ‘işi’ zarif hale getirir

Sizi bu hafta Çiğdem Penn ile tanıştırmak istiyoruz. Çiğdem, üç çocuk annesi, bitmez enerjisi olan bir kadın. Sosyal algı/imaj ve CRM araştırmaları konularında uzman bir araştırmacı, bir girişimci, üç kıtada yaşamış ve çalışmış bir dünya insanı. Çiğdem Penn, bugüne kadar birçok sektörden hem ulusal hem de uluslararası firmalar için iletişim ve pazarlama alanlarında araştırmalar yapmış. Deneyimlerini paylaştı...

- Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Xsights Araştırma ve Danışmanlık’ın kurucusu ve üç çocuk annesi bir iş kadınıyım.

- Sizi lider ya da kişi olarak değiştiren, olgunlaştıran, buymuş dedirten bir başarısızlık anınız var mı? Paylaşabilir misiniz?

Çok güvendiğim kişilerin şirketimizden haksız kazanç elde ettiklerini fark etmem beni bir ölçüde değiştirdi diyebilirim. Çok üzüldüğüm ama çok kıymetli dersler aldığım bir olaydı.

- Bir CEO olmak ve CEO olan bir kadın olmak hakkında doğru bilinen yanlışlar nelerdir?

CEO olmak için özel hayattan vazgeçmek gerektiği yanlış mesela... Hem kariyer hem çocuk yapmak tabii ki de mümkün. Erkek gibi kadın olmaya gerek yok CEO olmak için kadınlar isterlerse iş yaşamını çok zarif ve dişi hale getirebilirler.

- Sektörünüze girecek bir girişimci ve yeni mezuna önerileriniz nelerdir?

Dijitalleşmeye önem versinler, kendilerini hayatın her alanında geliştirsinler. Özellikle de meraklarını kaybetmesinler, merak bittiğinde macera da bitiyor.

- 2030 senesinde müşteriniz kim olacak, sektörünüz nasıl değişecek?

2030’a kalır mı bilmiyorum ama veri gelecekte blockchain teknolojisi ile devam edecek. Tüm şirketlerin ihtiyaçlarına göre danışmanlık projeleri şekillenecek. Değişim Danışmanlığı’na daha fazla talep artacak. Tabii bunlar dışında, bir de 2030 yılına kadar tüm firmalar Xsights’ın müşterisi olacak!

Çocuğun yeri büyük

- Bir gününüz nasıl geçiyor? Gün kaçta başlıyor, kaçta bitiriyorsunuz işi?

Erken başlıyor, erken bitiyor. Saat 7.00 gibi ortanca oğluma kahvaltı hazırlıyorum sonrasında kızım uyanıyor, onunla biraz sohbet ediyorum, Saat 8.30 gibi minik oğlum uyanıyor, onunla da kahvaltı ediyoruz. Çocuklar okullarına gittikten sonra, İstanbul trafiğindeki günlük mesaime başlıyorum. Ofise geldiğimde zaman çok hızlı geçiyor, Dönüş yolunda da sabah olduğu gibi tüm telefon görüşmelerimi yapıyorum... Akşam 7.30 gibi evde oluyorum. Yemekten sonra büyük çocuklar odalarına ve ödevlerine geri dönüyorlar. Ben de en küçüğümle oyun oynuyorum. Onunla birlikte yangınlar söndürüyoruz, hastalar tedavi ediyoruz, uçaklara biniyoruz... Hepsi bizim salonda! Uyumadan önce yeni gelen e-mailleri okuyorum, geri dönüşlerimi yapıyorum, ertesi günkü programına bakıyorum, kıyafetime karar veriyorum ve sonra genelde uyuyorum.

İş dışında kalan zamanımın neredeyse tamamını çocuklara ayırıyorum. Hafta içlerinde günde yaklaşık 2-3 saat, hafta sonlarında ise tüm günlerimi onlarla geçiyorum.

‘An’da kalabilmek

- 15 dakika herkesi mutlu edecek bir mutfak tarifiniz var mı?

İki tarifim var, bunlardan bir tanesi patlamış mısır! Beş dakikada herkesi mutlu oluyor. Bir de bir Penn klasiği Çin pilavı var. Çok basit, evde bulduğunuz sebzeleri küçük küçük doğruyor sonra soğanla birlikte kavuruyorsunuz. Bu karışıma haşlanmış pirinç ekleyip üzerinde iki tane yumurta kırıp, bol soya sosu ile servis ediyorsunuz.

- Hayatınızın dönüm noktası ne idi?

Sanırım benim için dönüm noktası ‘an’da kalabilmeyi, sadece ‘olabilmeyi’ ve hayatın sundukları için minnet hissetmeyi öğrenmek oldu.

Yürü, düzenle, uyu...

- İşte sizi çıldırtmak için ne yapalım?

Projenizdeki bitiş tarihini bana sorun, işinizin detaylarına hâkim olmayın, size verilen sorumlulukları yerine getirmeyin. İçimdeki uyuyan Buddha’yı uyandırdınız bile!

- Şu an bu işi yapmıyor olsaydınız ne yapıyor olurdunuz?

Heykeltıraş olurdum. İnsanları düşündürecek, şaşırtacak, şehirlere güzellik katacak, renk getirecek devasa heykeller yapardım.

- İşte kilitlendiğinizi hissettiğinizde ne yaparsınız?

Ben her alanda kilitlendiğimde yürürüm. Yürüdükçe aklım da kalbim de açılır ve işin içinden çıkmak için bir çözüm bulurum. Eğer sorun büyük bir sorunsa düzenlemeye başlarım, çekmecelerimi, masamı... Düzenlerken düşünme şeklimi de düzenlerim, bir çözüm bulurum. Yürümek ve düzenlemek fayda etmiyorsa, uzun uzun uyurum, dinlenmiş bir beyin her şeyin üzerinden gelir.

- Hedeflerinizi nasıl koyarsınız? Şimdi, 1 yıl, 5 yıl, 10 yıl...

İşimle ilgili olarak yıllık, aylık, haftalık hedef koyuyorum. Özel hayatımla ilgili ise uzun vadeli hedeflerim var; mutlu ve sağlıklı yaşlanmak, hayırlı evlatlar yetiştirmek, faydalı olmak gibi hedeflerim var diyebiliriz.

Toplumun yüzde 60’ı babalık iznini bilmiyor

2017 yılında Xsights-BinYaprak işbirliğiyle “Eşitlik- İstihdam ve Kadın” araştırmasında aklımızdaki soruları binlere sorduk. Kadınların yüzde 71’inin ekonomik bağımsızlıkları için çalışmak istediklerini, “Çalışmak kadınlardan çok erkeklerin hakkıdır” diyen erkeklerin oranının yüzde 42 olduğunu öğrendik. Gördük ki “Çalışma hayatında kadının adı var, işi zor”... Xsights bu yıl, “Babalık İzni Bilinirliği ve İş Paylaşımı” araştırmasıyla destek oldu bize. Sonuçlar yine çarpıcı. Toplum genelinde babalık iznini bilmeyenlerin oranı yüzde 60. Aynı araştırma bize gösterdi ki, “Eşimle iş paylaşımı yaparım” diyen erkeklerin yüzde 97’si evin alışverişini yapıyor. Farklı araştırmalarla keşfe devam edeceğiz.

Parfüm ve kahve olmadan asla!

- Çantanızda olmazsa olmaz ne var?

Çantamda parfüm olmaz ise olmaz.

- Sabah çay mı, kahve mi?

Kahvesiz ben ben değilim.

- Gizli kahramanız kim?

Ben kahramanlara inanmıyorum.

- 20 yaşına dönseydiniz neyi farklı yapardınız?

Daha az telaşla yaşardım hayatı, daha az kaygılanır, daha fazla eğlenirdim.