07.12.2017 - 10:37 | Son Güncellenme:
DHA
Altınözü ilçesi Tokaçlı Mahallesi'nde geleneksel yöntemlerle elde edilen ve lezzeti dolayısıyla yöre halkının sofralarından eksik etmediği zeytinyağı, bölgede üretilmeye devam ediliyor. Çoğunlukla Hristiyan vatandaşların oturduğu mahallede kalan son birkaç geleneksel atölyede, zeytinyağı çıkarmak için hummalı bir çalışma başlatıldı. İlçede zeytin hasadının başlamasıyla yeniden kullanılmaya başlanan geleneksel atölye, bir havuz, ortasında havuzun içine konulan ve zeytinleri ezmeye yarayan büyük bir taş ile bu taşı çeviren attan oluşuyor. Havuzun içine doldurulan zeytinler, atın hareket etmesiyle ata bağlı olarak dönen taşın zeytinleri ezmesi şeklinde çalışıyor. Ezilen zeytinler, kürekler yardımıyla büyük kovalara doldurulup, sıcak ve soğuk sudan oluşan iki ayrı fermantasyon işleminden geçirildikten sonra çıkan sulu karışım, büyük kazanlara dolduruluyor. Suyun kaldırma kuvveti sayesinde zeytinyağı, üste çıkarken, su ve diğer tortular ise kazanın dibinde kalıyor. Kazanın üstüne çıkan zeytinyağını da atölyedeki kadınlar, elleriyle alıp, kovalara doldurarak, kullanıma hazır hale getiriyor.
'TADINI ALABİLMEK İÇİN YURT DIŞINDAN GELİYORLAR'
Tokaçlı Mahalle Muhtarı İbrahim Çilingir, zeytin hasadıyla birlikte mahallede kalan geleneksel atölyelerde, zeytinyağı üretim faaliyetlerinin de başladığını söyledi. Zeytinyağının hem acı olmadığını hem de aromasıyla vazgeçilemeyen bir lezzet olduğunu belirten Çilingir, yüzde 80'i yurt dışında yaşayan mahalle halkının her yıl zeytinyağı üretimi için yıllık izin alıp, mahalleye geldiğini anlattı. Çilingir, "Makineden çıkan yağ ile bu yağ arasında tat farkı var. Bunu rahatlıkla ekmekle yiyebilirsiniz. Makine değmeden üretilen bir yağ olduğu için daha lezzetli aroması var. Onun için bundan vazgeçemiyoruz. Köyün nüfusunun yüzde 80'i yurt dışında. İnsanlar, sadece bunun tadını alabilmek için geliyorlar, her sene zeytin günlerinde buraya. Ne Avrupa'da ne de başka bir yerde 'su zeytinyağı'nın özelliğine sahip zeytinyağı bulamazlar zaten. İnşallah, önümüzdeki yıllarda kooperatifleşmek istiyoruz. Bunun pazarını daha da genişletmek istiyoruz; yalnız Tokaçlı'da değil, Hatay'ın ve ülkenin her yerinde bunun pazarını bulmak istiyoruz" diye konuştu.
LİTRESİ 50 TL'YE SATILIYOR
'Su zeytinyağı'nın normal zeytinyağından 3 kat daha pahalı olduğunu dile getiren Çilingir, "Tabi, bu suyla yıkandığı için fabrika, ister istemez bunun yerini tutmuyor. Yani kesinlikle şişeye koyun yan yana illa ki fark var. Renkten bile fark edebiliyorsunuz yani. Normalde fabrika yağı, 15 lira. Bunun fiyatı, 45-50 lira. Zahmetli, çünkü onunla 10-15 dakikada 10 çuvalı bitiriyorsunuz fabrikada; burada bütün gün uğraşıyorsunuz. Zahmetli bir iş, onun için hem fiyatı hem lezzeti ondan dolayı biraz daha pahalı" dedi.
Yıllardır geleneksel yöntemle 'su zeytinyağı' çıkaran Abdurrahman Berber ise bu işin yapımını babasından öğrendiğini belirterek, "Bu işi dedemizden, babamızdan gördük ve şimdi halen yapmaktayız. Bu zeytin, nereden baksanız öbür zeytinden 2 katı daha güzeldi. Ben, bu işi 17-18 yıldır yapıyorum. Babamdan, dedemden görüp, öğrendim" diye konuştu.