25.07.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
HANDE ATILGAN/ANKARA
HANDE ATILGAN/ANKARA- İlaç yoklarıyla ilgili tartışma sürerken, ilaç gruplarına, tekli ilaçlara yapılan zamlar, dönemsel ihracat yasakları ve ihtiyaç kalemlerine yönelik özel üretim hamlelerinden sonra, 10 Temmuz’da her ilaçta vatandaşın cebinden ödediği katkı paylarını ortalama 100 TL artıran iki puanlık KDV artışı devreye girmişti. İlaçtaki KDV’nin yüzde 8’den yüzde 10’a çıktığı uygulamadan sonra dün de kur sabitine yapılan zam nedeniye 14 bin 932 ilacın tümünde hissedilecek bir zam dalgası daha geldi.
Dalgalı bulunurluk
Son gelişmeler ışığında, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tümden ya da bir ölçüde karşıladığı ve erişim sorunu olan bin kalem civarında ilacın piyasaki bulunurluğunda, önümüzdeki haftalarda dalgalanma yaşanması bekleniyor.
Konu sosyal medyada da tartışma olurken, çok sayıda eczacı da yaptıkları paylaşımlarda, bu kararın sektörü ancak eylül ayına kadar rahatlatabileceği, güz döneminde vatandaşı, ilaç yoklarının yüzde 25’i geçtiği 2022 sonbaharından bile daha sert bir ilaç yoku dalgasının beklediği görüşünü dile getirdi.
Sektör temsilcileri, kura endeksli olduğu için 2021’den bu yana zorluk yaşayan sektörün rahatlaması için, kur sabitine yüzde 150’ye kadar artış gerektiğini savunuyor.
Depolar cevap vermedi
Kur sabitine zam kararının gece yayınlanmasıyla birlikte ilaç depoları yetkililerinin nöbetçi eczacıların telefonlarını bile açmadığı iddia edilirken; geçen yılın sonunda ilaç yoku karşısında ihracat yasağı gibi sert önlemlerin alındığı tarihlerde, eczacı meslek örgütlerinin yaptığı “depolarda denetimin artırılması” çağrısını yineliyor. Örgütler, ilaca erişimin zor günlerinde topu birbirine atan depo ve üretici ya da ithalatçı firmalarına karşı, ilaç stoklanmasının önüne geçilmesi için Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun İlaç Takip Sistemi’ni kullanarak denetimler yapması gerektiği konusunda ortaklaşıyor.