17.10.2008 - 14:24 | Son Güncellenme:
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, dünyada 900 milyon insanın açlık ve yetersiz beslenme ile karşı karşıya bulunduğunu, 1,5 milyar insanın ise "nasıl kilo veririm?" diye uğraştığını belirterek, "Sorun, gıda maddelerinin üretim sorunu değil, dağıtım sorunu. Belki de ahlaki, etik bir problem" dedi.
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri
Odası, Dünya Gıda Günü dolayısıyla, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar
Merkezi’nde "Gıda Politikaları" konulu panel düzenledi.
Bakan Eker, panelin açılışında yaptığı konuşmada, dünyada yaklaşık 900
milyon insanın açlık ve yetersiz beslenme ile karşı karşıya olduğunu, bu
nedenlerle hastalık ve ölümler meydana geldiğini söyledi. Yaklaşık 1,5 milyar
insanın ise aşırı beslenmenin meydana getirdiği problemlerle karşılaştığını
belirten Eker, 1,5 milyar insanın "nasıl kilo veririm?" diye uğraştığına, 900
milyon insanın ise açlıkla mücadele ettiğine dikkati çekti. Eker, "Sorun üretim
sorunu değil, dağıtım sorunu. Ticari, ekonomik politikaların getirdiği bir sorun,
belki de ahlaki, etik bir problem" dedi.
Bakan Eker, uluslararası piyasalara, tarım ve ticaret politikalarına
yapılan müdahalelerin fiyatları artırdığını, tarımsal üretimi yetersiz olan
ülkelerin gıda maddelerine erişimini engellediğini anlattı. 2007’de buğday
fiyatlarının 150-200 dolardan 450-500 dolara kadar çıktığını hatırlatan Eker, bu
artışların zincirleme şekilde diğer gıda maddelerine yansıdığını, bu durumun
özellikle gelişmekte olan, gıda ithal eden ülkelerin faturasını yüzde 25
artırdığını ifade etti.
Gıda maddelerinin enerji üretiminde kullanılması, dünyada tüketim
alışkanlıklarının değişmesi ve küresel ısınma gibi nedenlerle gıda maddelerinin
fiyatlarını artırdığını belirten Eker, ancak esas faktörün "gıda maddelerinin
üretilmesi değil, dağıtım sorunu" olduğunu vurguladı. Eker, 1 milyar insanın aç
olduğu bir dünyada diğer insanların da sadece güvenlik açısından değil, sosyal
açılardan da güvende olamayacağına işaret etti.
-"TARIM SEKTÖRÜNDE VERİMLİLİK ARTTI"-
Eker, Türkiye’de tarım sektöründe verimliliğin ürün ve sektör bazında
arttığını, sorunun önemli ölçüde ölçek ekonomisi olduğunu anlattı. Bunun
nedeninin, parçalanmış tarım arazileri olduğuna işaret eden Eker, parsellerin çok
küçük olması nedeniyle çiftçinin yeterli gelir elde edemediğini belirtti. Arazi
toplulaştırması çalıştırmalarına değinen Eker, arazilerin toplulaştırılmasının
üretimi daha verimli hale getireceğini söyledi.
Türkiye’nin tarımsal üretim değerinin 2002 yılında 21,8 milyar dolar
olduğunu, 2007 yılında 51 milyar dolara yükseldiğini anlatan Eker, "Türkiye,
yeni alanlar kazanmadı, yeni hayvan sürüleri de kazanmadı ama Türkiye’nin
ürettiği tarımsal ürünlerin miktarı arttı. Tarıma haksızlık yapılıyor. Türkiye’de
tarım ölmedi" diye konuştu.
Eker, Türkiye’de tarım ürünlerinin, et ve süt üretiminin artışına
örnekler verdi.
Gıda mühendislerinin istihdamı konusundaki çalışmalarını da anlatan Eker,
panelin başarılı geçmesini diledi.
-"TARIMSAL ÜRETİM POTANSİYELİ ARTIRILMALI"-
TMMOB Yürütme Kurulu Üyesi İlker Ertem de, Türkiye’nin artan nüfusu ve
gıda sanayinin ileriye dönük gelişimi açısından tarımsal üretim potansiyelinin,
üretim çeşitliliğinin ve ekolojik üretim olanaklarının artırılması yönünde çaba
sarf edilmesi gerektiğini söyledi.
Ertem, bu kapsamda iyi tarım uygulamaları çerçevesinde güvenli hammadde
kaynaklı güvenilir gıda üretimi için önümüzdeki dönemde daha yoğun ve bilimsel
ağırlıklı çalışmalara ihtiyaç bulunduğunu kaydetti.
Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Atakan Günay da
konuşmasında, gıdaya ilişkin sorunların stratejik önemde olduğunu, günümüzde gıda
konusunun gündemin başına oturduğunu söyledi.
Gıda güvencesinin çok önemli bir sorun olduğunu, bu konuda Türkiye’de de
sorunlar yaşandığını belirten Günay, "Gıda güvenliği konusunda ne yazık ki
istediğimiz noktada değiliz" dedi.
Günay, gıda güvenliği konusunda tüketicilerin eğitilmesi gerektiğini
belirtti.
Gıda konusundaki denetimlerin önemine de işaret eden Günay, tüketici
sağlığının tehlikede olduğunu, gıda maddelerinin kayıt dışı üretiminin
engellenmesi gerektiğini söyledi.