02.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Zeynep Aktaş - zeynep.aktas@gmail.com
Piyasalar ilk yarıyı gelişmekte olan ülkelere yaşanan para girişinin etkisiyle coşkulu kapattı. Endeks haftayı 100.440 puandan tamamladı. Yılbaşına göre 22.301 puan yükselerek...
İlk altı ayın sonunda BIST Bankacılık Endeksi yüzde 32 ve Holding Endeksi yüzde 21 yükseliş kaydetti.
Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 52 ile ulaştırma, en çok gerileyen yüzde 0.6 ile spor endeksi oldu. İç politik belirsizliklerin azalması ve yabancı fon girişlerinin devam etmesi kazanımları beraberinde getirdi. İlk yarı sonunda alternatif piyasaların da hareketli olduğu gözleniyor.
Dolar kuru 3.52 TL, faiz ise 11.12 seviyesinde bulunuyor. Yılın ikinci yarısında ise piyasalarda oynaklık artabilir.
Teknik olarak güçlü
Teknik açıdan bakıldığında BIST 100 Endeksi’ndeki seyrin güçlü olduğu gözleniyor. Endeksin 100.000 puanın üzerindeki ilk hedef bölgesi 102.200 ve 104.000 seviyeleri. Bununla birlikte alımların sürmesi halinde endekste asıl hedef olan 120.000’lerin test edilmesi gündeme gelebilir. Aşağı doğru hareketlerde ilk destek 99 bin seviyesinde bulunuyor.
Kazançlar azalabilir
Göstergelere bakıldığında yorulma belirtilerinin olduğu gözlenmekte. BIST 100 Endeksi’ndeki yükselişi onaylayan güçlü bir çıkış hareketi göstergelerde gözlenmiyor. Bu da hisse senetlerinin direnç seviyelerinde zorlanmalarını gündeme getirecek.
Yılın ikinci yarısında özellikle eylül ayından sonra borsada kazançlar azalabilir. Küresel finansal koşullar ise piyasaların rotasını belirleyecek.
Parasal sıkılaştırma yönünde atılacak adımlar, sermaye girişlerinin sınırlanmasına yol açarken buna bağlı olarak kazançların azalmasını gündeme getirebilir. Kurda yaşanacak olası aşağı hareketler yatırımcılar için alım fırsatı olarak değerlendirilebilir.
Yılın ikinci yarısında dolar/TL’de olası gevşemelerde 3,40-3,35 seviyeleri takip edilecek. Risk iştahına bağlı olarak kurda 3,35’lere kadar gerilemeyi beraberinde görebiliriz.
Küresel kaygıların artması ve jeopolitik risklerin artması halindeyse kurdaki yükseliş ivme kazanacaktır.
Oynaklık artabilir
BIST 100’e baktığımızdaysa yılın ikinci yarısında hisse senetlerinde gelebilecek kâr satışları nedeniyle oynaklığın arttığını görebiliriz.
Burada önemli olan fon girişleri ve sermaye akışı olacaktır. Şimdilik fon girişleri devam ediyor. Buna bağlı olarak da hisse senetlerinde yükselişler etkili olmaya devam edecek.
Döviz kurlarının bilançoya etkisi
2017 yılının ikinci çeyrek bilanço döneminin sonuna geldik. Bilançolarda kullanılacak değerleme kurları belli oldu. Ziraat Yatırım ilgili raporunda, döviz kurlarının ilk çeyreğe göre bilançolara etkisinin pozitif yönde olacağına dikkat çekti. Yılın ikinci çeyreğinde euro, TL karşısında yüzde 2.4 değer kazanırken, dolar ve Japon yeni değer kaybetti. Dolayısıyla döviz açık pozisyonları dolar ve Japon yeni cinsinden olan şirketler bu durumdan olumlu etkilenirken euro açık pozisyonu olanlar olumsuz etkilenecek.
En fazla etkilenecek şirketlerin başında ise THY, Türk Telekom, Anadolu Efes, Ak Enerji, Zorlu Enerji, Torunlar GYO, İzmir Demir Çelik ve Coca-Cola İçecek geliyor.
Ziraat Yatırım’ın hesaplamalarına göre net yabancı para pozisyonu yüksek olan şirketlerden en yüksek açık pozisyona sahip olanı THY. Şirket dolar cinsinden bilanço tutuyor. Açık pozisyonu ise Japon yeni ve euro cinsinden olması nedeniyle, yaklaşık 899 milyon TL kur farkı gideri kaydetmesi öngörülüyor.
Türk Telekom 305 milyon TL ile kurlardaki değişimden en olumlu etkilenecek şirket konumunda bulunuyor. Ak Enerji 98 milyon TL, Anadolu Efes 94 milyon TL, Zorlu Enerji 88 milyon TL, Torunlar GYO 63 milyon TL, İzmir Demir Çelik 57 milyon TL ve Coca-Cola İçecek 56 milyon TL kur farkı geliri yazarak kur artışından ikinci çeyrekte en olumlu etkilenecek şirketler arasında yer alıyor.
Bu şirketlerden Akenerji, Zorlu Enerji ve Torunlar GYO 2017 yılının ilk çeyreğinde net dönem zararı açıklamıştı. Zorlu Enerji kur etkisini özkaynaklarda göstermesi sebebiyle net dönem kârına kur etkisi sınırlı olacaktır.
Merkez bankaları yakından izleniyor
Para piyasası aktörlerinin gözü merkez bankalarında. Merkez bankalarından gelen düşük faiz ve bol likidite döneminin sonuna gelindiği yönündeki açıklamalarla endişeler yükseliyor. St. Louis Fed Başkanı James Bullard’a göre Fed’in faiz konusunda yapacak bir şeyi kalmadı. Oysaki Fed’in haziran ayı faiz artırım kararından sonra yetkililerin açıklamalarında ihtiyat öne çıkmıştı. Haziranda faiz artırımı lehine oy kullanan FOMC üyesi Chicago Fed Başkanı Evans, artırımlarının çok kademeli ve bilanço küçültmesinin yavaş olması gerektiğini söyledi.