13.06.2023 - 06:55 | Son Güncellenme:
SERVET YILDIRIM - Türkiye aylardır seçim atmosferindeydi; ekonomi seçime odaklanmıştı. İş dünyası ise bekleme moduna geçmişti. Seçimler yapıldı ve önemli bir belirsizlik geride kaldı. Henüz fiyatlar ve kurlar oturmadı. Ancak ekonomide yeni yönetim şekillenirken, bekle-gör havasındaki iş dünyasının modu da değişmeye başladı.
Aklıma bu yıl başında bir yemekte sohbet ettiğim bir iş adamımızın söyledikleri geldi. Ocak ayı başıydı ve henüz erken seçim kararı alınmamıştı. Ama Türkiye seçimle yatıp, seçimle kalkıyordu. Hükümet frenleri gevşetmiş, harcamaya başlamıştı. Asgari ücrete yüzde 55 gibi tarihi bir artış daha yeni yapılmıştı.
Sektörünün önde gelen isimlerinden birisi olan sanayici işadamına “Yatırım yapıyor musunuz? Önümüzdeki dönemde yeni yatırımlar var mı” diye sormuştum. İşadamımız ise “Türkiye o eski Türkiye değil. Ayağımızı gazdan çektik, frene koyduk. Henüz frene basmadık ama ayağımız artık gazda da değil” demişti. Oysa geçmişte hep yaptığı yatırımlarla büyüyen, yani ayağı her daim gaz pedalında olan bir sanayiciydi. Onun gibi yüzlerce iş insanı daha son aylarda artan seçim belirsizliği, finansman sıkıntısı ve ekonomik dalgalanma nedeniyle ayaklarını gaz pedalından çektiler; bir kısmı ayağını gazdan çekmekle kalmadı, sert bir şekilde frene de bastı.
Yönü belli oluyor
Önceki hafta açıklanan ilk çeyrek gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) rakamlarının detaylarında da bu gaz-fren durumu çok açık görülüyor. Verilere göre tüketimin büyüttüğü ve ihracatın ise aşağı çektiği bir büyüme yapısı vardı. GSYH yüzde 4 arttı ama sanayi sektörü yüzde 0.7 daraldı. Özel tüketim harcamalarının katkısı yüksek olurken, net ihracatın büyümeye katkısı negatifti.
İş dünyası bu sıkıntılı dönemde artan üretim maliyetlerinden ihracat pazarlarındaki zayıflamaya kadar birçok sorunla boğuştu. Haliyle yatırım iştahı da azaldı. İşletmeler yatırım planlarını rafa kaldırdı ve seçimlerin tamamlanmasını; yeni hükümetin ve yeni ekonomi yönetimi ile programın ortaya çıkmasını beklemeye başladı.
An itibariyle bu bekleyişin son aşamasına gelindi. Hâlâ detaylar belli değil; ama ekonomi politikalarının yönü yavaş yavaş belli olmaya başladı.
Umut verecek detaylar
Benim sohbet ettiğim sanayici “Yatırım için elimizde proje çok ama benim öncelikle seçim sonrasını görmem lazım” diyordu. Onun gibi düşünen çok sayıda iş insanı vardı. Belirsizlik azaldı ama özellikle finansman tarafından sıkıntı hâlâ sıkıntı devam ediyor. İçeride paraya ulaşmak zorlaştı; dış finansman da ise hem ulaşmak zorlaştı, hem de finansman maliyeti arttı.
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri bitse de 10 ay sonra yerel seçimler yapılacak. Hükümet bu seçimler öncesi kemerleri sıkmaktan kaçınabilir. Bunlara rağmen ben, iş dünyasının beklemeye aldığı yatırım planlarını yavaş yavaş raflardan indirmesini; yeni dönem iş planlarını revize etmeye başlamalarını bekliyorum. Yeni ekonomi programının açıklanması ve piyasalara umut verecek detayları içermesiyle ise bu sürecin hızlanacağını düşünüyorum.
HEDEF SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Küresel İlkeler Sözleşmesi İmzacıları dernekleşti
Birleşmiş Milletler Global Compact Türkiye Yerel Ağı 2013 yılında TÜSİAD ve TİSK arasında bir platform olarak kuruldu. Hedef UN Global Compact’in 10 İlke’si ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda iş dünyasını sorumlu uygulamalar için mobilize etmekti. UN Global Compact Türkiye kuruluşundan itibaren TÜSİAD ev sahipliğinde çalışmalarını yürüttü. Üye sayısı her yıl hızla artarken kısa sürede bölgesinin en büyük yerel ağı oldu. Ben de yaklaşık 5 yıl süreyle bu ağın yönetim kurulunda yer aldım.
Geçen yılki Genel Kurul toplantısında Global Compact Türkiye’nin faaliyetlerine bir dernek olarak devam etmesine karar verildi. Alınan karar doğrultusunda kuruluş çalışmaları tamamlandı ve 2023 yılının başında ‘Küresel İlkeler Sözleşmesi İmzacıları Derneği’ kuruldu. Dernek Türkiye iş dünyasında sürdürülebilir kalkınma için somut adımlara katkı sağlayan ve işbirliği için paydaşları bir araya getiren bir platform olmaya devam ediyor.
Türkiye’den UN Global Compact’e imza atan şirket sayısı ise 352’ye yükseldi. Türkiye bir kez daha bölgesinin en çok büyüyen ülkesi oldu.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan’ın deyişiyle 10 yıl önce platform “sorumlu iş yapış biçiminin yaygınlaşmasını hızlandırmak amacıyla” hayat geçirilmişti.
Bu çabalarla UN Global Compact Türkiye ülkemizde sürdürülebilirlik gündeminin şekillenmesinde öncü platformlardan biri haline geldi. Yürütülen programlar ve girişimler sayesinde birçok şirket sürdürülebilirlik hedeflerine ulaştı, ulaşmaya devam ediyor.
Şimdi ise “Küresel İlkeler Sözleşmesi İmzacıları Derneği” olarak kurumsallaşan Türkiye Yerel Ağı, Türkiye’nin sürdürülebilirlik ekosisteminin önde gelen kurumlarından biri olacaktır. Sorumlu şirketler ve ekosistemler aracılığıyla UN Global Compact’in 10 İlkesini ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşmayı destekleyecektir.
Bu arada Birleşmiş Milletler de derneği desteklemeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler Türkiye Mukim Temsilcisi Alvaro Rodriguez derneğin ilk genel kurulunda yaptığı konuşmada “BM Türkiye olarak, ‘Kimseyi Geride Bırakmama’ olarak özetlediğimiz ana hedefimize ulaşmak için Global Compact Türkiye ile ortaklığımızı geliştirmeye kararlıyız” diyerek desteğini açıklıyor.