23.06.2022 - 11:27 | Son Güncellenme:
DHA
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 2022 yılı Mayıs ayında ihracatın yıllık 242,6 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını belirterek, azalan dış finansman ihtiyacı ile birlikte enflasyon üzerindeki kur baskılarının düşeceğini söyledi.
Bakan Nebati Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Ek Bütçeyle amacımız; işçilerimizin, emeklilerimizin, çalışanlarımızın ve ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın daha fazla yanında olabilmek ve ülkemizin büyüme ve istihdam potansiyeline katkı sağlayacak yatırımları daha hızlı tamamlayabilmektir." dedi.
YÜZDE 173 ARTIŞ
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 2022 yılı Merkezi Yönetim Ek Bütçe Kanunu Teklifi’ne ilişkin bir sunum yaptı. Nebati, Türkiye’nin 2021 yılını milli gelire oranla yüzde 2,7’lik bütçe açığı ile kapattıklarını belirterek, dünyada hızla yükselen enflasyon, tedarik zincirlerindeki bozulma, emtia fiyatlarındaki rekor seviyeler ve Rusya-Ukrayna savaşının tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de makroekonomik görünüm ve varsayımlarda çok büyük değişimlere yol açtığını kaydetti. Bakan Nebati, “Öncesinde halihazırda yükseliş eğiliminde olan emtia fiyatları savaşla birlikte daha da ivme kazanmış, enflasyon bu süreçte artmaya devam ederek birçok ülkede son 35-40 yılın en yüksek seviyelerine ulaşmıştır. Tüm dünyada hem tüketici hem de üreticilerin yüksek enflasyon nedeniyle ekonomik zorluklar yaşadığını görmekteyiz. Dünyada salgınla birlikte artan tedarik sıkıntıları savaş nedeniyle sürmektedir. Rusya’ya uygulanan yaptırımlar özellikle enerji ve gıda fiyatlarının yüksek seyretmesine neden olmaktadır. Küresel düzeyde petrol fiyatları 2021 yılına göre yaklaşık yüzde 60 artarak 100-120 dolar seviyesinde işlem görmektedir. Avrupa’da 2021 yılında ortalama 47,5 avro olan megavat saat başına doğalgaz fiyatı yüzde 173 artarak 130 avroya yükselmiştir” ifadelerini kullandı.
Türkiye Ekonomi Modeli'ni uygulamaya aldıklarını hatırlatan Nebati, “Bu modelde yatırım, yüksek katma değerli üretim ve ihracat artışını teşvik etmek suretiyle cari işlemlerde dengeyi sağlamayı, dış finansman ihtiyacını azaltmayı, dış tasarruflara bağımlılığı ortadan kaldırmayı ve güçlü istihdam artışının sürdürülebilir hale gelmesini hedefliyoruz. Azalan dış finansman ihtiyacı ile birlikte enflasyon üzerindeki kur baskılarının düşeceğini öngörüyoruz. Sanayi ve turizm gibi dış ticarete konu ve döviz kazandırıcı sektörlerin hızlanması model kapsamında attığımız adımların önemini ortaya koymaktadır. Ülkemizde üretim, ihracat ve yatırımlar, küresel ve bölgesel tüm olumsuz gelişmelere rağmen artışını güçlü bir şekilde sürdürürken, istihdam piyasasındaki olumlu görünüm de devam etmektedir” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin 2021 yılında yüzde 11 büyüme ile G20 içinde en hızlı büyüyen ülke olduğunu ve değişen şartlara ne kadar büyük bir hızla uyum sağlayabildiğini bir kez daha ispat ettiğini ifade eden Bakan Nebati, “2022 yılının ilk çeyreğinde ise Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu belirsizlik ortamına ve etkileri devam eden salgına rağmen ekonomimizin yüzde 7,3 büyüme kaydetmesi oldukça değerlidir. Bu büyümeye iç talebin katkısı 3,9 puan olurken, kırdığımız ihracat rekorlarının bir yansıması olarak dış talebin katkısı 3,5 puan olmuştur” diye konuştu.
Nebati, ihracatın büyüme lokomotifi olduğunu kaydederek, “İhracatımız 2022 yılının ilk 5 ayında rekor kırmıştır. 2022 yılı Mayıs ayında Türkiye’nin ihracat artışı devam etmiş ve yıllık 242,6 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bugün Türkiye 228 ülke ve bölgeye ihracat yapan ve dünya ihracatından aldığı payı yüzde 1’in üzerine çıkaran güçlü bir ülke konumundadır. Halihazırda 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız ürün sayısı 2002’de 9 iken 51’e, ülke sayısı da 2002’de 8 iken 49’a yükselmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ile Cumhuriyetimizin 100. yılındaki hedefimiz yeni rekorlar kırarak 300 milyar dolarları aşan ihracata ulaşmaktır. Mevcut konjonktürel durumda başta enerji olmak üzere artan küresel emtia fiyatları ile Rusya-Ukrayna savaşı kaynaklı risklerin dış ticaret dengesi üzerinde etkilerini çok net görmekteyiz. Bu kapsamda 2022 Mayıs itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 77,3 iken; enerji hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 97,1 seviyesinde gerçekleşmiştir” dedi.
Nebati şöyle konuştu: “2022 yılı ilk çeyreğinde toplam ziyaretçi sayısı yıllık yüzde 148 artarak 6,5 milyon kişiye, turizm gelirleri ise yüzde 122 artarak 5,5 milyar dolara yükseldi. Haziran ayı itibarıyla ülkemizi ziyaret eden kişi sayısının toplam 19 milyona ulaşmasını bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde de salgın öncesi rakamların üzerine çıkacağız. İhracattaki güçlü görünüm ve turizm gelirlerindeki toparlanma ile 2021 yılında cari işlemler açığı 13,7 milyar dolara gerilemiştir. 2022 yılında ise cari işlemler açığı başta enerji olmak üzere yüksek emtia fiyatlarının etkisiyle artan ithalat nedeniyle artış göstermiş ve nisan ayı itibarıyla yıllık 25,7 milyar dolar olmuştur.”
"KAMU OLARAK 2022 YILINDA 241,3 MİLYAR LİRA VERGİ GELİRİNDEN VAZGEÇİYORUZ"
Küresel ölçekte artan fiyatların Türkiye gibi gelişmekte olan ve enerjide dışa bağımlı ülkeleri fazlasıyla etkilediğini söyleyen Nebati, “Başta döviz kuru olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü seyir ve enflasyon beklentilerindeki yükseliş fiyatlama davranışlarını ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemektedir. 90’lı yıllarda kronik bir sorun haline gelen enflasyonu iktidara geldiğimiz andan itibaren uyguladığımız ihtiyatlı politikalarla düşürdüğümüz gibi tekrar düşürmek için mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Vatandaşlarımızın günlük hayatlarını etkileyen olağanüstü fiyat artışlarının alım güçlerine en az düzeyde yansıması için azami çabayı gösteriyor ve gerekli adımları ivedilikle atıyoruz. Bu kapsamda; Hane halkının tüketim sepetinde önemli yer tutan gıda, temizlik, hijyen malzemeleri gibi belirli ürünlerde, yeme içme hizmetlerinin tamamında, meskenlerde kullanılan elektrikte KDV indirimi yaptık. Yönetilen/yönlendirilen fiyatlar vasıtasıyla enflasyonist baskıları azaltıcı tedbirler aldık. Elektrik ve doğalgaz gibi stratejik alanlarda kayda değer sübvansiyonlar ile vatandaşlarımızı ve sanayicilerimizi destekledik, desteklemeye devam ediyoruz. Kira artışlarını yüzde 25 ile sınırlayarak vatandaşlarımızı fahiş fiyat artışlarından koruma yönünde kıymetli bir adım daha attık. Ayrıca bazı stratejik ürünlere yönelik dış ticaret tedbirlerini devreye aldık. Tüm bu adımlar çerçevesinde enflasyonla mücadeleye katkı sağlamak amacıyla kamu olarak 2022 yılında 241,3 milyar lira vergi gelirinden vazgeçiyoruz” diye konuştu.
Nebati şunları kaydetti: “Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesinde Hazine destekli KGF kredilerinde selektif bir yaklaşımla ihracat, imalat ve istihdamı destekliyoruz. İşletmelerin bu kapsamda kullandığı kredilerde amacına yönelik kullanımını sağlamak için yararlanıcılardan taahhüt alıyoruz, harcamaların fatura ve sözleşme ile belgelendirilmesini istiyoruz. Diğer yandan, makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirmeye yönelik hayata geçirdiğimiz ilave tedbirler ile hem TL tasarruf sahiplerine cazip getiriler sunuyor hem de tüketici kredilerinin aşırı artıp istenmeyen alanlarda kullanılmasını engelliyoruz. Selektif kredi politikamızı destekleyecek şekilde kredilerin tüketimden ziyade üretime, yatırıma ve ihracata yönelmesini sağlamak üzere tüketici kredilerinde ilave makroihtiyati tedbirler aldık. Tasarruflarını Türk lirasında değerlendirmek isteyen vatandaşlarımıza alternatifler sunmak amacıyla geliştirdiğimiz Gelire Endeksli Senetlerin ihracını duyurduk, talepleri topladık ve talepler çok olumlu oldu.”
"BU KAPSAMDA ÜLKEMİZ BORÇ STOKU AÇISINDAN EN AZ BORÇLU ÜLKELER ARASINDADIR"
Türkiye’nin borç stokuna değinen Nebati, “Ülkemiz düşük kamu borç stokuyla olumlu ayrışmaya devam etmiştir. Avrupa Birliği tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranı ülkemizde 2021 yılında yüzde 42 seviyesinde gerçekleşmiştir. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde ise bu oran 2021 yılında ortalama yüzde 88 seviyesindedir. Bu kapsamda ülkemiz borç stoku açısından en az borçlu ülkeler arasındadır. Tek Hazine Kurumlar Hesabı Uygulaması ile Hazine nakit rezervini güçlendirdik ve bütçeye katkı sağladık. Bu uygulama ile toplamda 40 milyar TL’yi aşan bir kaynak büyüklüğüne herhangi bir maliyete katlanılmaksızın ulaşılmış ve toplanan kaynakların nemalandırılması sonucu elde edilen yaklaşık 9 milyar lirayı aşan mevduat faiz geliri ile merkezi yönetim bütçesine katkı sağlanmıştır. 2022 yılında geçmiş yıllarda olduğu gibi iç ve dış piyasa koşulları dikkate alınarak öngörülebilirliğin, şeffaflığın ve hesap verilebilirliğin artırılması ilkeleri çerçevesinde aktif borç yönetim politikası izlenmektedir. Bu kapsamda 2022 yılı Ocak-Mayıs döneminde toplam 223,5 milyar TL’lik iç borç servisi karşılığında 233,6 milyar TL’lik iç borçlanma gerçekleştirilmiş olup, toplam iç borç çevirme oranı 2022 yılı için öngörülen yüzde 103 seviyesindeki oran ile uyumlu bir şekilde yüzde 104,5 seviyesinde gerçekleşmiştir” diye konuştu.
TEMMUZ AYI MEMUR ZAMMI AÇIKLAMASI
Bakan Nebati, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ek bütçe görüşmelerine katıldı ve sorulara cevap verdi. Nebati, Temmuz ayına ilişkin memur zamlarına yönelik olarak, "2022 Ocak ayında çalışanlarımızın aylıklarına yüzde 30.95 artış yapılmıştı. Temmuz ayında yapılacak artış Haziran enflasyon oranlarının açıklanmasıyla kesinleşecek olup, yaklaşık yüzde 40 oranında artış öngörmekteyiz. Bu kapsamda 2022 yılında memurlarımızın ayılıklarında kümülatif artış yaklaşık yüzde 83'e ulaşacaktır. Temmuz ayında emeklilerimize yapılacak artış yaklaşık yüzde 40 oranında olacağını öngörmekteyiz. 2022 yılı memur emeklilerimizin aylıklarında kümülatif artış yüzde 83'e, SSK ve Bağ-Kur emeklilerimizin kümülatif artışı yüzde 76'ya ulaşacaktır. Emekli aylıklarının artışının etkisi 180 milyar lira civarındadır. Prim gelirlerindeki artış dikkate alınarak SGK'ya yapılacak transferlerin toplamı 154 milyar TL olarak teklif ediyoruz" diye konuştu.
'BU YIL Kİ ENERJİ FATURAMIZIN GETİRECEĞİ EK YÜK YAKLAŞIK 50 MİLYAR DOLAR'
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekillerinin eleştirilerine cevap verdi. Nebati, büyüme olmadan vatandaşın gelirinin nasıl artırılacağını sorarak, "Bazı ekonomik çevreler büyüme, ihracat ve cari fazla verme hedefimizi haksız bir şekilde eleştiriyorlar. Diğer taraftan yoksul kesimin, dar gelirlinin olduğunu da dile getiriyorlar. Büyüme, ihracat ve istihdam artışı olmadan vatandaşlarımızın gelirlerini nasıl artıracağımızı bu çevreler bizimle paylaşırsa memnun oluruz. İstihdam artmadan iş bulunur mu, fabrikalar açılmadan iş bulunur mu? Bunlar olmadan hadi büyüyelim. Bugün objektif yorumcular dünyanın içinden geçtiği dönemi ikinci dünya savaşından beri en büyük kriz olduğunu söylüyorlar. Böyle bir dönemde ülkemizin elbette etkilenmemesi mümkün değil. Bu yıl ki enerji faturamızın getireceği ek yük yaklaşık 50 milyar dolar. İlk 5 ayda dış ticaret açığı ya da bugünkü 25 milyar dolar seviyesinde cari açığın en önemli sebeplerinden biri de petrol ve enerji fiyatlarındaki artıştır. Dünyanın içinden geçtiği bu dönemde büyümenin küçümsenmesinin vatandaşımızın nezdinde karşılığı yoktur. Büyüme iştir, aştır, adalettir. Dar gelirlilerin yanında olmaya devam edeceğiz. Enflasyon dünyanın neresinde olursa olsun dar gelirlileri mutlaka etkiler. Şirket karlılıklarını değişik oranlarda etkiler" diye konuştu.
'TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ KENDİNE HASTIR'
Bakan Nebati, 2002 yılından bu yana çalışanların, emeklilerin maaşlarının reel olarak artırıldığını kaydederek şöyle dedi:
"Emeklilerimizin ücretlerini sürekli artırdık ve hiçbir zaman enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Yeni hikayemiz belli; Yatırım, üretim ve ihracata dayalı Türkiye ekonomi modelidir. Enflasyon ne zaman ortaya çıkarsa en fazla etkileyeceği grup dar gelirli gruptur. Bende bu durumu ifade ettim. Hükümetlerimiz her zaman dar gelirli vatandaşlarımızın yanında olmuş, onlar için her türlü fedakarlıkta bulunmuştur. Türkiye ekonomi modeli ne Güney Kore ne Çin modelidir. Türkiye'nin kendine has modelidir. Türkiye'nin güçlü iş dünyası var. Türkiye krizleri gerçekten fırsata çeviriyor. 2020 ve 2021 bir başarı hikayesidir. Kim bilebilirdi ki 24 Şubat'ta savaş başlasın. Bu savaş tüm dünyayı küresel derin bir krize dönüştürecek. Türkiye ekonomi modeli bu başarıyı yakalayacak. Bu başarıya ulaştıktan sonra ben şunu bekleyeceğim ve evet, Türkiye'ye özgü bir ekonomi bir modeli oluşturuldu ve bu model cari dengeyi sağlama ve sonrasında fazla vermeye dönük. Tabi ki cari açık veriyoruz, enerji fiyatları ortada. Petrolü ben üretmiyorum, bekleyeceğiz."
'HER 100 LİRALIK VERGİNİN YALNIZCA 15,1 LİRASININ FAİZE ÖDENMESİNİ ÖNGÖRÜYORUZ'
Bakan Nebati, bütçeden sosyal kesimlere yeterli kaynak ayrılmadığı yönündeki iddialara yönelik, "Öncelikle hatırlatmalıyım ki; bizden önceki dönemlerde bütçeden faize ayrılan kaynak bütçenin yüzde 43,2'sini oluşturuyordu. Yani bir başka deyişle toplanan her 100 liralık verginin 85,7 lirası faize gidiyordu. Şu anda üzerinde müzakere ettiğimiz ek bütçe kanun teklifindeki tutarlarla birlikte 2022 yılında faize ayrılan kaynak bütçenin 11,6'sına denk gelmektedir. Bu oran bütçe başlangıcında öngördüğümüz 13,7'lik orandan da daha düşük bir seviyededir. Ayrıca, bu yıl topladığımız her 100 liralık verginin yalnızca 15,1 lirasının faize ödenmesini öngörüyoruz. Söz konusu tutarı, ek bütçe ile verdiğimiz ilave ödeneğe rağmen sene başında öngördüğünüz 19,1 liralık seviyeden daha aşağı bir seviyeye indiriyoruz" dedi.
'EMEKLİ AYLIKLARINDAKİ ARTIŞIN BÜTÇEYE İLAVE ETKİSİ YAKLAŞIK 180 MİLYAR TL CİVARINDA'
Bakan Nebati, ek bütçe ile emekli aylıklarında yapılacak artışlara ilişkin şöyle konuştu:
"Emekli aylıklarında yapılan artışlar başta olmak üzere SGK'ya yapılacak transferlere 154 milyar TL kaynak ayırıyoruz. 2022 yılı Ocak ayında memur emeklilerimizin aylıklarında yüzde 30,95 oranında, SSK ve Bağ-Kur emeklilerimizin aylıklarında ise yüzde 25,47 oranında artış yapılmıştır. Ayrıca, en düşük emekli aylığı 2 bin 500 TL'ye yükseltilmiştir. Temmuz ayında emeklilerimizin aylıklarında yapılacak artışın yaklaşık yüzde 40 oranında olacağını öngörmekteyiz. Bu kapsamda, 2022 yılında memur emeklilerimizin aylıklarında yapılacak kümülatif artış yaklaşık yüzde 83'e, SSK ve Bağ-Kur emeklilerimizin aylıklarında yapılacak kümülatif artış ise yaklaşık yüzde 76'ya ulaşacaktır. Emekli aylıklarındaki artışın bütçeye ilave etkisi yaklaşık 180 milyar TL civarındadır. Prim gelirlerindeki artış da dikkate alınarak SGK'ya yapılacak transferlerin toplamı 154 milyar TL olarak teklif edilmiştir."