Ekonomi‘Ayvalık’ın kokusu var, kendisi yok

‘Ayvalık’ın kokusu var, kendisi yok

30.06.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Sağlıklı yaşam bilinci özellikle Kovid-19 salgını süreciyle birleşince, gıdada ‘yararlı’ ürünlerin tüketimine yönelik önemli bir artış kaydedildi. Tüketici ‘daha fazla ödeyip, daha iyisini’ almak istiyor. Ancak işin ‘aslı’ pek de öyle değil. Zeytinyağına tohum yağları karıştıran da pahalıya satıyor. Üstelik zeytinin sadece ‘adı’ var. 5 litresi en az 170 lira olmalı denilen zeytinyağının 18 litresini 280 liraya satan var.

‘Ayvalık’ın kokusu var, kendisi yok

Mart ayında Kovid-19’un Türkiye’de kendini gösterdiği ilk günlerde, bir telaşla ‘yiyemeyeceğimiz kadar’ gıdayı evlere stokladığımız günleri geçirdik. Türkiye, tarımsal üretim ve gıda tedarikinde en güvenilir ülkelerden biri olsa da, ‘gıda’ya ulaşabilmek bu dönemin en önemli sonuçlarından biri olarak görüldü. Bugüne kadar yediğini sorgulamaya başlayan tüketici ise, artık etiketleri daha iyi okumaya; gıdanın toprağından, eken-biçenden perakendesine kadar giden yolu bile takip etmeye başladı. Ancak sorun tüketicinin bilinçlenmesiyle bitmiyor. Tüm dünyada artan gıda talebi gıdada sahteciliğin sürmesine de zemin hazırlıyor.

Haberin Devamı

Bu sahtecilikleri sık sık Milliyet sayfalarına taşıyoruz. Bu hafta ise, tağşişin ana ürün grubu olan gıdalar özelinde; yapılan hileler, iyi gıdaya ulaşmanın yolları, uzmanlarından öneriler, caydırıcı uygulamaları kapsayan bir dosya hazırladık.

İlk sırada!

Sağlıklı gıdanın ilk sırasında olan zeytinyağı ne yazık ki tüm hileli gıda listelerinin de ilk sırasında yer alıyor. Nedeni çok basit! Birkaç liraya mal edilen tohum yağlarından (kanola, pamuk vs) en az 30 liraya satılan bir ürününüz oluyor! İçinde ise zeytinyağına dair kimi zaman sadece ‘aroma’ var. Diğer taraftan ise gerçek bir zeytinyağının litre fiyatının en az 30-35 lira aralığında olması gerektiği belirtilirken, litresini 15 liraya satan da var. Uzmanlar, piyasanın büyük bir kısmının kayıt dışı olduğunu vurgulayarak ucuz yağa karşı uyarıyor. Tüketimde bilinçlilik, sıkı denetim ve caydırıcı cezalarla daha iyi sonuçlar alınması öngörülüyor.

Haberin Devamı

Ceza artacak

Taklit ve tağşişte para cezaları caydırıcı olmuyor. Cezaları artıran yasa Meclis gündemine gelecek. Buna göre, taklit ve tağşişle halk sağlığını tehlikeye atanlara hapis cezası verilecek. 500 bin liraya kadar para cezası verilecek. Suçu tekrar eden firmalar ticaretten men edilecek.

HİLELİ YAĞLARI NASIL ANLARIZ?

Fatih Cenikli, “İtalyanların bir sözü var; ‘siz bir zeytinyağını bir kere kokladıktan sonra bir daha koklamak istemezseniz o yağı tüketmeyin’ diyor. Bunu ilk sıraya alabiliriz” dedi.

Ümmühan Tibet ise, “Herkes bir şey söylüyor; ‘şunu yaparsanız anlarsınız’ diyor. En önemlisi ‘ferahlatıcı kokusudur. Asitlik özelliğine de takılmamak lazım” dedi.

Ahmet Sucu da “Geri dönüşünü düşünün” diyor ve “Aldığınız zeytinyağını götürüp iade edebileceğiniz yerden alın, yol kenarından değil” diye ekliyor.

ŞİKAYET EDEBİLİRSİNİZ

Söz konusu uygunsuzlukların tespit edilmesinde; bakanlığın yaptığı denetimler dışında tüketiciler tarafından yapılan ihbar, şikâyet, CİMER ve Alo 174 Gıda Hattı başvuruları da büyük katkı sağlıyor. Bu bakımdan bakanlık tarafından tüketicilerin de bu başvurularını sürdürmeleri, şikâyetlerini dile getirmeleri öneriliyor.

Haberin Devamı

‘AMBALAJLI ÜRÜN ALIN’

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Ümmühan Tibet: İlk dikkat edilecek nokta ambalajlı tüketim olmalı. İşletme kayıt numarası, bakanlık izinli ürünler satın alınmalı. İkincisi marka güvenilirliği; marketlerden satın almalarını öneriyorum. Marketlerin ürün izlenilirliğini takip etme sorumluluğu var. Bir de biz ‘kalite kontrol programı’ uyguluyoruz. Üyelerimiz başvuruyor ciddi incelemelerden geçiyorlar. Kalitede sorun yoksa programımıza dahil ediyoruz.

‘O KADAR YAĞ VAR MI?’

Anadolu Hazineleri Yöneticisi Fatih Cenikli: Reklamlarda olduğu kadar Ayvalık’ta yağ var mı? O hesaba göre bütün yağların Ayvalık’tan çıkıyor olması lazım. Tağşiş yapanlar birçok marka tescil ettirip, birinde sorun çıkarsa diğerini işletmeye alıyor. Bir tağşiş var, bir de hile var. İsimdeki ‘zeytinyağı’nın ürünün içinde olmaması hiledir. Eser miktarda zeytinyağı olan ürünü ‘zeytinyağı’ diye satıyor olması da tağşiştir.

Haberin Devamı

‘Ayvalık’ın kokusu var, kendisi yok

‘SOSYAL MEDYADAN ZEYTİNYAĞI ALINMAZ’

Ayvalık’ın ünlü zeytinyağı üreticilerinden Ahmet Sucu, sosyal medyada ‘18 litre yağ 280 lira’ ilanı gördüğünü belirterek, “Sosyal medya üzerinden zeytinyağı alınmaz. Hem devlete ödeme yapmadan, hem de tüketiciyi kandırarak yapılan bu kanallara sıkı denetim olmalı. Piyasada iyi bir Ayvalık yağı 5 litresi 170 liradan aşağı satılmaz. Tüketici iyi yağa iyi bir para vermesi gerektiğini bilmeli” diye konuştu.

Zeytinyağında bir diğer sorun ise Suriye/Afrin’den kaçak yollarla gelen yağlar. Sucu, “İhracatta kayda alındığı belirtiliyor ama fiyatı düşük. Kalitesi aynı değil. Kaçak yoldan getirilip satılanlar da vardır. Hepsine bir ayar getirilmeli” dedi. 

Markaların son zamanlarda bir diğer sorununun ise büyük satış kanalları tarafından ‘belirtilen fiyata’ ürün tedariki yapılmak istenmesi olduğunu vurgulayan Sucu, “Zincir bir market, uygun fiyata ürün reklamına çıkmak için, belirlediği litre fiyatına zeytinyağı sunabilecek marka arıyor. Buna ‘tamam’ diyen markalar da oluyor” diye konuştu.

Haberin Devamı

5. BÜYÜK ÜRETİCİ

Türkiye’nin zeytinyağı tüketimi, üretici diğer ülkelere göre çok düşük. Türkiye’de 200 bin ton üretime yaklaşan zeytinyağında, ortalama ise 150 bin ortalamayı yakaladı. Kişi başı yıllık tüketim ise 2.5 litreye yaklaştı. Artışlar sevindirici ancak yeterli bulunmuyor. İspanya’nın tüketimi 9.5 litre iken, Yunanistan’ın 10 litre, İtalya’nın 11 litre seviyesinde. Türkiye, küresel zeytin ve zeytinyağı ihracatının yaklaşık yüzde 3.4’ünü yaparken, üretimde zeytinde 3., zeytinyağında 5. sırada yer alıyor. İlk sıralarda İspanya, İtalya, Yunanistan ve Fas var.

SADECE RENK VAR

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2012’den bu yana açıkladığı gıdada taklit ve tağşiş listelerinin en başında zeytinyağı var. Bakanlık en sıkı denetimi de zeytinyağında yapıyor. Buna göre, başlıca tağşişler şöyle:

- Tohum yağları karışımı (pamuk, fıstık vb.)

- Isıl işlem görmüş yağ ilavesi.

- Zeytin sıkıldıktan sonra arta kalan prina denilen yağlı küspedeki yağın zeytinyağına karıştırılması.

- Kanola yağının renklendirilip zeytinyağı diye satılması.

‘ALİ AMCANIN KÖYÜNDEN’

Yöresel ürün’ sattığını iddia eden online platformlar çokça arttı. Hal böyle olunca ‘doğrusu - eğrisi’ de birbirine daha çabuk karışıyor. Niyetiniz daha iyi ve sağlıklı beslenmek hatta bunun için daha fazla para ödemeyi kabul etmek iken, daha ‘kötü’ ürünler tükettiğinizi hiç düşündünüz mü?

İşte uzmanların bir uyarısı da bu online kanallar için. Her gördüğünüz ‘Ali Amcanın köy ürünlerine’ de güvenmeyin diyorlar. Şehirlerarası yol kenarlarında, sosyal medya kanallarında ve hatta çok bilinen e-ticaret sitelerinde bile ‘tağşiş’li yağların sık rastlandığı kaydediliyor.

ETİKETTE YAZAMAYACAK!

Gıdadaki bir diğer düzenleme ise etiketlerde olmuştu. 1 Ocak 2020’den itibaren yürürlüğe giren yönetmelikle, tüketici bilgilendirme ve etiketlendirmede artık ‘taş baskı’, ‘erken hasat’ gibi ifadeler yasaklandı. Ürün, mevzuatta yazan ifadelerle anlatılabilecek. Yine bu konu da artık tüketici tarafından şikayet edilebilecek. Zeytinyağındaki tebliğler, uluslararası tebliğlerle paralel ilerliyor.

ZEYTİNYAĞI ÇEŞİTLERİ

1  NATUREL zeytinyağları

a) Naturel sızma zeytinyağı: Serbest asitlik derecesi en çok % 0.8 olan yağ.

b) Naturel birinci zeytinyağı: Serbest asitlik derecesi en çok % 2 olan yağ.

2  RAFİNE: Zeytin ham yağının yapısında değişikliğe yol açmayan metodlarla rafine edilmesi sonucu elde edilen, serbest asitlik derecesi en çok % 0.3 olan yağdır. ‘Kızartma yağı’ olarak da bilinir.

3  RIVIERA: Rafine  ve naturel zeytinyağlarının karışımından oluşan, asitlik derecesi % 1.5 olan yağlardır.

YARIN: SÜT ÜRÜNLERİNDE İŞİN ‘ASLI’NDA NELER OLUYOR?