26.06.2018 - 09:45 | Son Güncellenme:
İHA
Yemek sektöründe hizmet veren baba Enver Dülek ve oğlu Oğuz Ali Dülek, 2011 yılında meydana gelen Van depreminden sonra Eskişehir’e yerleşti. Burada kebap salonu açan Dülek ailesi, ilk başlarda sadece kendilerine yaptıkları paça çorbasını, gelen talepler üzerine müşterilere ikram etmeye başladı. Ardından talebin arttığını gören baba ve oğul, çorbayı haftanın bir günü servis etme kararı aldı. Şimdilerde ise çorba yaptıkları gün sabahın erken saatlerinde servise başlayan baba ve oğul, yüzlerce kişinin damak zevkine hitap ediyor.
Yaptıkları çorbanın çok beğenildiğini belirten usta Oğuz Ali Dülek, müşterilerinin ilaç niyetine çorbayı tükettiklerini söyledi. Paça çorbasını yapmaya nasıl başladıklarını anlatan Dülek, "2011 Van depreminden sonra buraya geldik. İlk başlarda kendimize çorba yapıyorduk ve içiyorduk. Müşteriler gelip 'Siz ne içiyorsunuz?' diyordu. Biz de 'paça çorbası içiyoruz' diyorduk. 'Bize de verin, biz de tadalım, bakalım' diyorlardı. Birkaç porsiyon öyle verdik. Ertesi gün müşterilerimiz birkaç arkadaşlarını göndermişler. Biz kendimize yapmıştık onu sadece öyle içiyorduk. Ondan sonra da 10 kişi geldiler, sordular. 'Gelin salı günü yapalım siz de için biz de içelim' dedik. Salıdan salıya yapmaya başladık. Ayak paça çorbası yapıyoruz. Özellikle ayak paça, hiçbir şekilde kelle eti kullanmıyoruz. Sığır ayağından, büyükbaş hayvan ayağından yapıyoruz. Ondan olduğu için ilikleri sürekli kemikle birlikte kaynadığı için, bütün iliğini ve kemiğini paça çorbasına veriyor" şeklinde konuştu.
"Cami cemaati sabah namazını kılıp kapıda bekliyor"
Çorba sevdalılarının sabah erken saatlerde kendilerinden önce işletmelerinin kapısında beklediklerini vurgulayan Dülek, 3 saat içerisinde yaklaşık 400 porsiyona yakın çorba sattıklarını dile getirdi. Dülek, "Sabah 6’da dükkânı açıyoruz. 3-3.5 saat arasında çorbamız bitiyor. 300-400 porsiyon gidiyor. Kavanoz ve tencere ile eve götürenler de oluyor. Uzak yerlerden gelenler de il dışına götürenler de var. Özellikle hastaları olanlar, gelemeyen yaşlılara götürüyorlar. İzmir’e, Aydın’a Ankara’ya götürenler oldu. Cami cemaati sabah namazını kılıp kapıda bekliyor" ifadelerini kullandı.
6 günde hazırlanıyor
Çorbanın içerisindeki malzemelerin hazırlanış aşamalarını da aktaran Dülek, "6 gün boyunca uğraşıyoruz. İlk başta kasaptan aldığımız büyükbaş hayvanların ayaklarını sabah suya bırakıyoruz. O akşam 8’e kadar suda bekliyor ve kanını veriyor akşama kadar. Suyunu 3 defa değiştiriyoruz. Ondan sonra tencereye bırakıp sadece tuzunu ekliyoruz. Tuzunu ekledikten sonra kara fırında sabaha kadar pişiriyoruz" ifadelerini kullandı.
"Yer bulamazsın burada mümkün değil"
Paça çorbasını her zaman içtiğini söyleyen Ayşe Oral isimli bir müşteri, gelemediği zamanlarda kavanoz ile paket yaptırdığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
Çok yararlı her hafta gelirim. Zaten saat 08.30 veya 09.00’da bitiyor buranın çorbası. Fakat çok sağlıklıyım. Komşularım kimisi bastonla kimisi tekerlekli sandalye kullanıyor. Aynı yaştayız hiç bir rahatsızlık görmedim. Yer bulamazsın burada mümkün değil. İçen içiyor içmeyen kavanozlarla evlere taşıyor."