27.07.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
AYSEL BOZAN YILMAZ - Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 18 Temmuz’da Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarını açıklamıştı. Tercihler ise bugün başladı, 5 Ağustos’ta sona erecek. Önümüzdeki 10 gün içinde adaylar, elde ettikleri başarı sıralarına göre hayal ettikleri programlardan birine girebilmek için çabalayacaklar. Bunun için 24 tercih hakları var ancak tamamını kullanmak zorunda değiller. Öte yandan her tercihin bir şans olduğu da unutulmamalı.
Bu noktada adayların öncelikle hangi bölümlere girmek istediklerine karar vermeleri gerekiyor. Kazanıp da kayıt yaptırmayacakları, mutsuz olacakları üniversite ve bölümler kesinlikle tercih edilmemeli. Çünkü bu yıl bir programı kazananlar, kayıt yaptırmasa dahi gelecek yıl sınava girdiklerinde Ortaöğretim Başarı Puanları (OBP) yarı yarıya düşecek. OBP ile adaylara 30 ile 60 arası bir puan geliyor, yarıya düştüğünde 15 ile 30 arası bir kayıp demek.
3 adaydan 1’i girecek
Bu yıl baraj kaldırıldı, YKS’ye rekor başvuru gerçekleşti. Sınav da önceki yıla göre kolay olunca puanlar arttı, başarı sıraları düştü. Sınava katılanlardan yaklaşık 2.9 milyon adayın puanı hesaplandı, üniversitelerde 1 milyon civarı kontenjan var. Yani her 3 adaydan 1’i üniversiteye girecek, 2’si hayallerini erteleyecek. Ekonomik kaygılar nedeniyle pek çok öğrencinin kendi şehrinde okuyacağı ve devlet üniversitelerine yöneleceği tahmin ediliyor. İşte tüm bu değişkenler çerçevesinde adayların hangi bölümleri istediğine karar verip başarı sırasını da dikkate alarak geniş bir aralıkta tercih yapmaları gerekiyor. Örneğin 100 bin başarı sırasındaki bir adayın, 20-30 binlerden listesini oluşturmaya başlaması ve 200 binlerin de altına inmesinde yarar var.
Başarı sırası yanıltmasın
YÖK, tercih için 150 ve 180 puan barajını kaldırdı. Temel Yeterlilik Testi (TYT) puanı hesaplanan herkes Tablo 3’te yer alan ön lisans programlarını; 2022 Alan Yeterlilik Testleri (AYT) ve Yabancı Dil Testi’nde (YDT) ilgili puan türünde puanı hesaplananlar ise Tablo 4’teki lisans programlarını tercihleri arasında gösterebilecekler.
Baraj kaldırıldığı için TYT’ye giren aday sayısında 642 bin 928; AYT’de ise 274 bin 788 artış yaşandı. Tüm bu değişkenler nedeniyle tercihlerde çok dikkatli olunmasını öneren Nazmi Arıkan Fen Bilimleri Eğitim Kurumları Rehberlik Koordinatörü Cihan Yeşilyurt, adaylara beklediklerinden düşük başarı sıraları geldiğine değindi ve ekledi: “Adayların ÖSYM’nin yayımladığı Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’ndaki başarı sıralarını kullanmaları gerekiyor. Sıralamalar 2020’ye benziyor gibi söylemlere inanıp 2020’ye ait başarı sıralarını kullanmak yanıltıcı olacaktır.”
Sürprizler yaşanabilir
Bu yıl gerek TYT’de gerekse AYT’de Matematik testinin kolay olması ve TYT’de sürenin artması nedeniyle Eşit Ağırlık grubundaki adayların daha fazla Matematik ve diğer testlerdeki soruları yanıtladıklarına değinen Yeşilyurt, dolayısıyla hukuk fakültesini tercih ederken dikkatli olunmasını öneriyor ve ekliyor: “Hukuk başarı sıralarının yükseleceğini düşünüyorum. O yüzden benim sıram 60 bin, 70 bin kesin girerim diye düşünmemeliler.”
Yeşilyurt, bu yıl tercihlerde yaşanabilecek diğer sürprizleri ise şöyle sıralıyor:
* Ekonomik kriz nedeniyle vakıf üniversitesi tercih edecek adaylar üniversitelerin tercih burslarını ve barınma olanaklarını göz önünde bulunduracaktır. Dolayısıyla vakıf üniversitelerinin doluluk oranlarında geçen yıllara göre çok daha fazla değişmeler olacaktır.
* Özellikle Anadolu’daki şehirlerden İstanbul gibi büyük şehirlere gelecek öğrencilerin yaşadıkları illerdeki devlet üniversitelerini tercih etme oranları artacaktır.
* Geçmiş yıllarda başarı sırasının yüzde 50 üstünden tercihleri oluşturmaya başlanmasını ve yüzde 100’ün de altına kadar inilmesini öneriyorduk. Bu yıl ise her puan türünde çok üstten ve çok alttan tercih listesi oluşturulmalı. Örneğin 100 bininci bir aday, 20-30 binlerden başlayıp 200 binlerin de altına inmeli. Geniş bir tercih aralığı adayları sürprizlere karşı koruyacak ve belki de avantaj sağlayacaktır.
* Baraj olmadığı için daha çok 4 yıllık lisans programlarına ilginin olacağını, 2 yıllık ön lisans programlarında birkaç bölüm hariç (Bilgisayar Programcılığı, Sağlıkla ilgili programlar) büyük kontenjan boşlukları olacağını düşünüyorum.
* Son iki yılın kontenjanlarına da dikkat edilmeli. Örneğin 2021’de 100 kontenjanı olan bir bölüm 2022’de 80 kontenjana düştüyse buranın başarı sırasının yükseleceği yorumu yapılabilir.
1 milyon kontenjan var
ÖSYM’nin paylaştığı verilere göre üniversitelerde açıköğretim dahil, ön lisansta 512 bin 881; lisansta 509 bin 164; özel yetenek programlarında 39 bin 641 olmak üzere toplam 1 milyon 61 bin 686 kontenjan bulunuyor.
Adayların en çok tercih ettiği lisans programlarında ise devlet üniversitelerinde açıköğretim programları hariç, 367 bin 760; vakıf üniversitelerinde 89 bin 709; KKTC üniversitelerinde de 10 bin 632 kontenjan var. Gözde programlardan tıp fakültelerinde 18 bin 362; diş hekimliğinde 9 bin 264; eczacılıkta 4 bin 393; hukukta 16 bin 663; mimarlıkta 7 bin 558; mühendislikte 73 bin 237; öğretmenlikte 43 bin 485 kontenjan bulunuyor.
REKTÖRLERDEN ADAYLARA ÖNERİLER
‘Bilimsel özgürlüğü göz önünde bulundurun’
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök: Sorgulayıcı bir yaklaşımla bilimsel özgürlüğü göz önünde bulunduran, eğitimin yaşam boyu sürdüğü inancıyla merakla araştıran, yaratıcı, yenilikçi, analitik düşünce ile problem çözme yeteneği yüksek, çevreye, insana ve toplumsal sorumluluğa duyarlı, öncü bireylerin yetişmesine katkıda bulunacak, lisans eğitiminde bireylerin meslekten daha fazla edinime sahip olmasını sağlayacak bir üniversiteyi seçmeleri, yaratıcı ve eleştirel düşünmeyi öğrenen bireyler olarak mezuniyet sonrası hayatlarına da önde başlamalarına katkıda bulunacaktır.
Eğitim anlayışında evrensel değerleri yakalayabilen, nitelikli ve alanında yetkin bir akademik kadroya sahip, öğrenci odaklı, aktiviteler açısından hareketli bir kampüs yaşamı ve başarılı mezunlar verebilen kurumları tercih açısından öncelikli değerlendirmelerini öneririm.
Ayrıca farklı öğretim teknolojilerinin uygulanması ve kullanılmasını bir toplumsal sorumluluk projesi olarak algılayarak, özellikle e-öğrenim olanaklarını zenginleştiren, örgün öğrenimdeki kaliteyi çevrim içine de taşıyabilen üniversiteleri tercih etmelerini öneririm.
‘Kampüsü ziyaret edin’
Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl: Önce seçeceğiniz bölümü ve üniversiteyi çok iyi araştırmanızı, bunun için de gideceğiniz üniversitenin kampüsünü ziyaret etmenizi öneririm.
Üniversitenin sizi çok yönlü geliştirip geliştirmeyeceğine, sosyal olanaklarına, yurt olanaklarına, kulüp faaliyetlerine, ek eğitim ve gelişim olanaklarına mutlaka bakın. Uygulamalı bir bölüm seçecekseniz uygulama alanlarının olup olmadığını, Ar-Ge alt yapısını, özel sektör ve kamuyla yaptığı iş birlikleri ve projelerini, uluslararası iş birliklerini, staj ve iş yeri uygulamalarını, akademik kadrosunu, kariyer destekleri ve mezun olduktan sonraki istihdam oranlarını inceleyin.
Bölüm seçiminde en önemli şey ise okurken mutlu olacağınız, iş hayatına atıldıktan sonra da sizi mutlu edeceğini düşündüğünüz bir bölüme yönelmek. Hayal ettiğiniz üniversite ve bölüm hangisiyse o bölümü tercih etmeye gayret edin.
Geleceğinize yön verecek meslekleri seçerken aynı zamanda bir yaşam biçimini de seçiyorsunuz. Üniversite ve bölüm size bir mesleki kimlik kazandırırken yaşayacağınız sosyal ortamı da şekillendiriyor. Bu nedenle kendinizi tanımalı, sizi akademik ve sosyal açıdan geliştirecek bir üniversiteyi tercih etmelisiniz.